AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-28-2014, 00:42   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Ergün Yıldırım - Eski Rejim Ekonomi Politiği: TÜSİAD
Ergün Yıldırım



Eski rejim ekonomi politiği: TÜSİAD


Büyük bilim insanı Prof. Dr. Bülent Tanör'e önce Demokratikleşme Raporu hazırlatan TÜSİAD, daha sonra bu raporu mahkûm eder. Hatta 28 Şubat zamanlarında İstanbul Üniversitesi'ndeki görevinde zamanın darbeci rektörü Kemal Alemdaroğlu tarafından okuldan attırılan Tanör'e hiç kimse sahip çıkmaz. TÜSİAD sessizliğini bozmaz. Hoca, kahrından hayata veda eder.

Ekonomi politiklerin derin rekabetini yaşıyoruz. Bu rekabetin bir kanadında TÜSİAD var, ötekisinde AK Parti hükümetiyle temsil edilen Anadolu sermayesi bulunuyor. TÜSİAD, varlığını devletçi ekonomiye borçlu. Eski Türkiye ekonomi politiğin varlığından doğdu. Devletten ihaleler alarak zenginleşen bir sınıfı temsil ediyor. Bu bağlamda modern burjuvaziyle hiçbir alakası yok. Çünkü modern Avrupa burjuvazisi, W. Sombart'ın Burjuva kitabında çok etkili bir biçimde anlattığı gibi fetihçi, riskleri göze alabilen ve üretme peşinde koşan bir sınıf. Oysa TÜSİAD, ne fetihçi ne de riskleri göze alabilen bir sermaye grubu. Devletçi ekonomiye sırtını dayayarak para sahibi oluyor. Ayrıcalıklara ve zenginliklere devletin topladığı vergilerden aldığı paylarla ve teşviklerle hayatiyet kazanıyor. Burjuvazi, Batı'da devrimcidir. Birçok siyasal ve kültürel yeniliklerin arkasında yer alır. Onlara öncülük yapar. Yeni entelektüel ve edebiyat sınıfları finanse eder. Oysa TÜSİAD, statükocudur. Her zaman siyasal hegemonyanın yanında yer almaktadır. Bunun çok somut örnekleri vardır. TÜSİAD tarihi, bu somut örneklerle doludur.



(İLLÜSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM)

Türkiye, demokratikleşme, yeni anayasa inşa etme ve hukuk devletine yürüme konusunda giriştiği bütün adımlarda TÜSİAD'ın statükocu tutumlarıyla karşılaşırız. Örneğin büyük bilim insanı Prof. Dr. Bülent Tanör'e önce Demokratikleşme Raporu hazırlatan TÜSİAD, daha sonra bu raporu mahkûm eder. Hatta 28 Şubat zamanlarında İstanbul Üniversitesi'ndeki görevinde zamanın darbeci rektörü Kemal Alemdaroğlu tarafından okuldan attırılan Tanör'e hiç kimse sahip çıkmaz. TÜSİAD sessizliğini bozmaz. Hoca, kahrından hayata veda eder. Daha 2010 yılında, 22 akademisyenin katılımıyla Prof. Dr. Ergun Özbudun öncülüğünde Yeni Anayasa Raporu hazırlatılır. Ancak yine 'açıklanan belge TÜSİAD'ın görüş raporu değildir' denir. Bilim adamlarının yeni anayasa arayışı kendi hâline bırakılır.

Kültürel ve ideolojik kibir

TÜSiAD, Özal'a karşı da şüpheci, ayırımcı ve dışlayıcı tutumlar ortaya koymuştu. Son tahlilde statükodan beslenmenin bedeli olarak her daim derin siyasete olan biatını ortaya koymaktan çekinmemişti. Öte yandan kentli, elit ve beyaz bir sermaye sınıfı demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti kelimelerini ağzından düşürmeyecek ve bir söylem olarak benimseyecektir. Bunun son biçimini, son toplantısında da yaptı. Türkiye'nin demokratikleşme, hukuk devleti ve AB ile entegrasyon bağlamında geriye doğru gittiği iddiasında bulundu. AK Parti hükümetini suçlayıcı söylemlere başvurdu. Hatta, 'Bu ülkeye küresel sermaye gelmez' dedi. Âdeta uluslararası sermayeyi Türkiye'ye karşı ürkütücü bir tavra davet etti. Aslında TÜSİAD'ın AK Parti hükümetine karşı bu tutumu ne ilk ne de sondur. Bir bütün olarak TÜSİAD, her zaman 'hükümet başarılı, ama bizim oyumuz başka yere' söylemiyle tavrını ortaya koydu. Böylelikle AK Parti ile beraber yükselen ekonomi politiğe karşı statükocu ekonomi politiği temsil etmede ısrarlı tutumunu koruduğunu gösterdi.

Burada elbette, bir ekonomi lobinin ekonomiden öte anlamlar taşıdığını görüyoruz. Kültürel, siyasal ve ideolojik bir kibrin kendini mutlaklaştırması, üstün görmesi, ülkenin vazgeçilmez ve ayrıcalıklı sınıfı olarak algıladığı görülmekte. Beyaz Türk kimliğinin politik ekonomideki leviathanıdır (ejderhası) bu. Bu özellikleriyle TÜSİAD, burjuvaziden çok eski rejim yandaşı aristokrasiyi yansıtmaktadır. Eski Türkiye, eski rejimdir artık. Bu eski rejimle doğan TÜSİAD, bu eski rejimin ölümüyle kendisinin de öleceği zehabına kapılmaktadır. Bundan dolayı bütün objektif kalkınma ve demokratikleşme parametrelerini hiçe sayarak dogmatik davranmayı tercih ediyor.

Yeni Türkiye'nin ekonomi politiği

Yeni Türkiye, yeni bir ekonomi politiğe gebedir. Serbest piyasa ile dünyaya gelen, değerleri ve inançları ile bütünleşme çabasında olan ve Anadolu'dan dünyaya açılan bir ekonomi politiktir bu. Riskleri, fetihleri, açılımları, hayalleri ve içinde Türkiye olan bir ekonomi politiktir bu. Ak Parti, bunun siyasal temsilidir. Bu ekonomi politik ile TÜSİAD arasında derin bir rekabet yaşanmakta. TÜSİAD'ın son toplantısında ortaya koyduğu tutum ve Başbakan Erdoğan'ın buna karşı verdiği tepkiler bunu açıkça göstermektedir. Erdoğan'ın söylemi açıkça, dogmatik ekonomi politik varlığa karşı Yeni Türkiye ekonomi politiğini savunmayı içermektedir. 'TÜSİAD ile gelmedik, TÜSİAD'a rağmen geldik. TÜSİAD'a rağmen milli iradeyi, demokrasiyi savunmaya, paralel örgütle mücadeleye devam edeceğiz… Bu ülkeye küresel sermaye gelmez diyemez, derse bu ülkeye karşı bir ihanettir... Kendi hükümetlerini tehdit ediyorlar… Rafineri alırken rahatsız değilsin, ceza alırken niçin rahatsızsın?'

Erdoğan hükümeti ile TÜSİAD arasında hiçbir zaman buzlar erimedi. Bunun ana kaynağında, dediğimiz gibi statükocu ekonomi politik ile yeni Türkiye ekonomi politiği arasındaki rekabet, paylaşım ve birbirlerini algılama meseleleri bulunmaktadır. Ancak Erdoğan'ın bu son konuşması ve TÜSİAD'ın açıklamaları rekabetin oldukça derinleştiğini ve çatışmanın genişlediğini gösteriyor. Erdoğan, siyasal yükselişini ve var oluş kaynağını biliyor. Bu konuda TÜSİAD'a borçlu olmadığını ifade ediyor. Özerk bir siyasal irade olarak yolunda devam edeceğini söylüyor. TÜSİAD'ın küresel sermayeyi ürkütücü mesajlar vermesini de büyük bir tepkiyle karşılıyor. TÜSİAD, küresel sermaye gelmez diyerek tehditler savuruyor. Çünkü küresel sermaye ile ideolojik paralellikleri olduğunu varsayıyor. Oysa sermaye, nihayetinde sermayedir. Erdoğan, TÜSİAD'ın açıklamalarını Gülen cemaati bağlamıyla değerlendiriyor aynı zamanda. Bundan dolayı, paralel devletle mücadele edeceğiz diyor. Gülen cemaatiyle rafineri ilişkilerine göndermede bulunuyor.

TÜSİAD STATÜKOCU DAVRANDI

TÜSİAD, Gülen cemaati ile paralel düşen bir siyasal tutum içindedir. Hükümete öteden beri yüklenmesine, karşı bir tutum çerçevesinde tavırlar ve zihniyet algılarına sahip olduğu bir gerçek. Ancak özellikle Gülen Hareketi'yle hükümet arasında süren gerginliğin bütün boyutlarıyla yaşandığı bir dönemde, TÜSİAD'ın kalkıp küresel sermayeye âdeta 'bu ülkeye gelmeyin' demesi ve yine hükümeti demokratikleşme konusunda suçlayıcı konuşması tesadüfü olmasa gerek. TÜSİAD, eski rejimin sözcüsü olmada ısrarını sürdürüyor.
Demokratikleşme konusunda suçladığı hükümete hiçbir zaman (raporlarıyla ve faaliyetleriyle) daha önce destekte bulunmadığını ve üstelik Yeni Anayasa çalışmasında gösterdiği tavırla statükocu davrandığını görüyoruz. Gelinen noktada TÜSİAD, ya yeni Türkiye'nin burjuvazisi olmayı benimseyecek ya da devletlu ağaların derneği kimliğiyle eski rejimin gerici unsurlarından biri olmaya mahkûm olacaktır.

Kaynak

Yeni Şafak 26.01.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-28-2014, 13:45   #2
Kullanıcı Adı
Ekinoks
Standart
Ne statükosu TÜSİAD türkiyede en fazla masonu bulunduran birimdir.
Ekinoks isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi