03-17-2014, 01:27 | #1 |
Ergün Yıldırım - Müslümanlığın Sosyolojisinde CHP-Gülen İttifakı
Ergün Yıldırım
Müslümanlığın sosyolojisinde CHP-Gülen ittifakı Siyasal tarihimizde CHP-MSP ittifakına karşı Nurculuk büyük bir tepki ortaya koyarak sola karşı taşıdığı mesafenin derinliğini ifşa etmişti. CHP ve Gülen cemaati ittifak ilişkileri, Türkiye dindarlık sosyolojisinde karşılığı olan bir gerçeklik değildir. Bundan dolayı, Gülen cemaati burada büyük bir 'tarihsel yanılgı' içine girmekte ve sosyolojisine karşıt bir bağlama yerleşmektedir. CHP'nin cemaatlerle ilişkisini anlamanın en önemli yolu, onun siyasal tecrübesine bakmaktan geçer. Bir siyasal geleneğin cemaatlerle kurduğu ilişki, ona bakışı ve ona ilişkin geliştirdiği söylem ve pratikler en iyi şekilde yine onun ortaya koyduğu tecrübeleriyle anlaşılır. Özellikle siyasette söylemden çok uygulamalar ve pratikler önemlidir. Bu nedenle CHP'nin cemaatlere ilişkin ortaya koyduğu stratejiler, felsefeler ve uygulamalar belli bir anlam bütünlüğüyle kavranmalıdır. Bunu kavradığımız ölçüde bugün geliştirdiği ilişki tarzının bir politika mı yoksa konjonktürel bir strateji mi olduğunu anlayabiliriz. CHP'nin Gülen cemaatiyle içine girdiği ilişki tarzını böyle bir açıdan okumak ve anlamakla sorumluyuz. CHP, cumhuriyetin tek parti ideolojisinin kurucusudur. Siyasal tahayyülü homojen bir din anlayışı icat etmek üzerine kurulur. Cemaatlerle de bu bağlamda ilişki kurar. Bir ilişkiden öte bir politika geliştirir. Elbette bu politika monolitiktir. Yani CHP'den cemaatlere yöneliktir ve hiçbir diyalojik ilişki içermez. Nitekim tekke ve zaviyeleri kapatarak ilk pratik girişimlerde bulunur. Arkasından gelişen Nurculuk ve Süleymancılık gibi modern zaman cemaatlere karşı bütün yasakları harekete geçirir. Tahakkümlerde bulunur ve ideolojik aygıtlarını çalıştırır. CHP'nin ürettiği en travmatik sorunların başında cemaatlere yönelik uyguladığı bu baskı stratejileridir. Bu strateji; tahakküm, kovuşturma, gözetleme, izleme, takibat, hapis, dışlama, anormalleştirme ve damgalama tarzlarıyla hareket edilir. Nitekim Bediüzzaman'a, ısrarla Said-i Kürdi denerek Türkleştirme politikası uygulanır ve mürteci denerek de laisist politikalara mahkûm edilir. Âdeta CHP'nin cemaat politikası Said-i Nursi'nin mücadelesi üzerinde uygulanır. Şahsı ve şakirtleri bu politikaların uygulama nesnelerine dönüşürler. Risale-i Nur, bu dönemde CHP'nin cemaatler stratejisinin laboratuvar malzemesidir. CHP elitleri için dinin anlamı CHP'nin parti aygıtı, hukuk aygıtı ve hatta Diyanet İşleri Başkanlığı aygıtı cemaatlere uyguladıkları çok yönlü baskı teknolojileriyle dinsel bir travma üretir. Sürgünler, hapisler, dışlamalar ve yasaklar gibi parti eylemlerinin travma repartuarıyla karşılaşırız. Böyle bir cemaat siyasal kültürü ortaya çıkar. CHP'nin bu siyasal bagajı, onun yörüngesinde var olan bürokratlara ve elitlere de aktarılır. Bundan dolayı CHP elitlerine en itici gelen kavramların başında 'tarikat ' ve 'cemaat' gelir. Bunlar etrafında yüzlerce; sembol, renk, çizgi ve karikatür üretilir. Bir zihniyet dünyası oluşturulur. Derviş, mürit, dede, şeyh gibi tarikat tarzı cemaatlere ilişkin bütün sembolik sistem yasaklanır. Cemaatler ve tarikatlar konusunda büyük bir 'zihinsel mesafe' geliştirilir. Bu nedenle bütün CHP elitlerinin dinî zihniyet dünyasında tarikat /cemaat en büyük iç düşmanların başında yer alır. En önemli iç tehdittir. CHP'nin tarihinde, zihniyet dünyasında ve ufkunda içkin olan bu cemaatler idraki şimdi bir dönüşüme mi uğruyor? Bütün bunlara rağmen nasıl oluyor da CHP, Gülen Cemaati ile bir ittifak içinde yer almaya yöneliyor? Bu ilişki, CHP'nin zihniyet dönüşümünü mü hatırlatıyor? CHP, yeni bir ufka yöneliyor da bizim mi haberimiz yok? Gülen cemaati mi CHP'leşiyor, yoksa CHP mi 'cemaatleşiyor' ? Bir cemaat ilk defa CHP'nin içinde kendisine yer mi buluyor? Komplo teorileri, istihbarat ilişkileri ve şahsi tercihlerden öte, bu sorulara belli cevaplar bulmak zorundayız. CHP'nin Cemaatler bağlantısı CHP'nin Gülen cemaati ile gelişen yeni ilişkileri en azından iki açıdan okunabilir. Bir tanesi CHP açısından, diğeri de Gülen cemaati açısından. Yine bir parti ile bir cemaat arasındaki bu ilişkinin gerçekleştiği siyasal ve tarihsel koşulları da göz önünde bulundurmak zorundayız. CHP'yi yeni tarz bir cemaatler politikası ile mi görüyoruz, yoksa konjonktürel bir cemaat stratejisiyle mi karşı karşıyayız? Sorularımız çoğaldıkça belli cevaplara atıflar da çoğalmaya başlıyor aslında. Her soru, bir cevaba işaret ediyor. Onu taşıyor içinde. CHP açısından bakınca, neredeyse yüzyıla varan cemaatler siyasetinin değiştiğini söylemek zor. Çünkü bu konuda herhangi bir zihniyet dönüşümüne rastlamıyoruz. Genel bir cemaatler politikasının değişimi ya da yenilenmesi söz konusu değil. Örneğin Menzil ya da İsmailağa cemaatini de kapsayacak biçimde bir; açılma, diyalog, hoşgörü ve kabul ortada gözükmüyor. Genel bir cemaatlerle barışma politikası yok. Sadece Gülen cemaati ile ilgili bir ilişki türü söz konusu. Bu ilişki de büyük ölçüde konjonktürel bir stratejiye dayanıyor. Konjonktürel, çünkü bütünüyle bugünün siyasal şartlarından ortaya çıkmakta. Nedir bu koşullar? Ya da nedir CHP'nin konjonktürel stratejisi? Oldukça net bir tutum var: Ak Parti iktidarını yerinden etmek! Bunun için 'dine karşı din' stratejisi bile devreye sokulmaktan çekinilmiyor. Gülen cemaatinin medya ağı, devlet içi örgütlenmesi ve sivil organizasyonundan yararlanılmaya çalışılıyor. Bir siyasal ittifaktır kurulan. Hiçbir dinî ya da cemaat boyutunu muhatap alan bir ilişki değildir. Gülen cemaatinin 'cemaatsel' talepleri ve varlığı söz konusu değildir. Gülen cemaatinin 'organizatörlük', 'mobil güç' ve 'medyatik propaganda iktidarı' dikkate alınıyor. Dolayısıyla CHP'nin bu ilişki tarzında cemaatler politikasının geleneksel baskıcı biçimini terk etmesi ya da değiştirmesi gerekmiyor. Gerçek olmayan ilişkiler! Gülen cemaati açısından bu ilişkinin anlamı nedir? Hareketin 'cemaatsel' varlığını temsil etmek, dinsel özgürlükler ve talepler konusunda CHP'yi dönüştürmek ya da onu buna zorlamak gibi bir amacına rastlamıyoruz. Gülen cemaati de CHP ile kurduğu bu ilişki tarzı, 'dinsel' olmaktan öte 'siyasal'dır. Kendi gücünü korumak, kollamak ve hatta bu güç aracılığıyla genel güç olan devleti çalıştırma hakkına sahip olmak... Bu bağlamda CHP ile politik ve pragmatik bir ittifakın içinde işlevselleşiyor. Özellikle geniş medya ağı, organize gücü ve devlet içi kadro yapısıyla CHP siyasetine önemli katkılar sunuyor. En azından işlevsel olarak böyle. CHP üzerinden konvansiyonel devlet varlıklarıyla kendini korumaya ve kurtarmaya yönelik adımlar atıyor. Bu bağlamda Gülen cemaati, bir cemaatten öte bir siyasal güç olarak hareket ediyor. Stratejiler, taktikler ve hamleler geliştiriyor. Gülen Hareketi'nin CHP ile kurduğu bu ilişki biçimi, cemaatler ve sol ilişki tarzının yepyeni biçimini önümüze koyuyor. Çünkü bugüne kadar, hiçbir cemaat travmatik uygulamaları ve baskıcı mantalitesi nedeniyle CHP ile ittifaka yanaşmadı. Hatta siyasal tarihimizde CHP-MSP ittifakına karşı, Nurculuk büyük bir tepki ortaya koyarak sola karşı taşıdığı mesafenin derinliğini ifşa etmişti. CHP ve Gülen cemaati ittifak ilişkileri, Türkiye dindarlık sosyolojisinde karşılığı olan bir gerçeklik değildir. Bundan dolayı, Gülen cemaati burada büyük bir 'tarihsel yanılgı' içine girmekte ve sosyolojisine karşıt bir bağlama yerleşmektedir. Sosyolojisini inkâr eden her hareket, bir süre sonra izolasyon ve yapayalnızlığa mahkûm edildiği gibi, Gülen Hareketi'nin de bundan kendisini alıkoyması oldukça zor gözüküyor. CHP'nin cemaatlerle ve Nurculukla kurmaya çalıştığı ilişkinin sahih olabilmesi için öncelikle yaptıklarıyla yüzleşmesi gerekir. Daha sonra Bediüzzaman başta olmak üzere Erbilli Esat Efendi, İskilipli Atıf Hoca gibi bütün cemaat/tarikat aktörlerinden özür dileyerek haklarının iadesi için öncü bir çalışma yapmalıdır. Buna cesareti olmayan bir siyasal varlığın cemaatle kurduğu ilişki, ancak bir partiyle kurduğu ilişkiye benzer. Müslümanlığın bu ülkedeki sosyoloji de CHP ile böyle bir ilişki kuran cemaat ile ilişkilerinde derin mesafeler geliştirecektir. İllüstrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım Kaynak Yeni Şafak 16.03.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|