01-16-2010, 20:13 | #1 |
Erhan Başyurt "İsrail'in özrü neyi gösteriyor!"
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un "alçak koltuk kumpası", sözlü ve yazılı özürlerin ardından büyük oranda aşıldı. Ancak bu çirkin kumpas, Türk halkının bilincinde uzun süre bir yara olarak yer almaya devam edecek. Ayalon'un "yazılı özür" dilemesi konusunda, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in de baskı yaptığı söyleniyor. Peres, Davos Zirvesi'nde "one minute" krizinin yaşanmasına neden olan isimdi. Türkiye'ye yönelik haksız eleştirilerine Erdoğan'ın gösterdiği tepki üzerine telefonla arayıp özür beyanında bulunmuştu. Her iki olayda da "tahrik" unsuru İsrail'den geldi. Ya Türkiye'nin bulunduğu siyasi ve ekonomik konumu doğru okuyamıyorlar ya Başbakan Erdoğan'ın siyaset dilini doğru analiz edemiyorlar ya da İsrail'i olduğundan büyük ve güçlü görüyorlar. Sebep ne olursa olsun, sonuç İsrail'in aleyhine işliyor. İsrail, Erdoğan yönetiminin eleştirilerini nedense "anti-semitik" ya da "siyasal İslamcı" tepkiler olarak algılıyor. Oysa, Erdoğan yönetiminin İsrail karşıtlığı söz konusu değil. Erdoğan, adil bir yaklaşımla İsrail'i insan hakları ihlalleri konusunda uyarıyor. Gazze'de, Lübnan'da yapılan sivil katliamlarının eleştirilmesi, insana olan saygının gereği, İsrail'e olan düşmanlığın değil. Yine İran'ı vurmak için çırpınan İsrail'e, kendi elindeki nükleer silahların hatırlatılması da bölge güvenliğinin ve tabii Türkiye'nin de istikrarına yönelik. İsrail'in her yaptığı doğru ve "hikmetinden sual olunmaz" bir devlet değil. Türkiye, güçlü Musevi lobisinin bulunduğu Amerika da değil. Hal böyleyken İslam dünyasındaki bugüne kadar İsrail ile en sorunsuz ülkeyi küstürmenin anlamı ne? Erdoğan hükümeti, Pakistan ile İsrail'i tarihi boyunca ilk buluşturan isim. Pakistan, bu sayede İsrail'i resmen tanıdı. Suriye ile İsrail arasındaki işgal krizini bitirmek için de büyük risk üstlendi Türkiye. Şayet İsrail elinin tersiyle itmeseydi, bölge barışına büyük bir katkı sağlanmış olacaktı. Bütün bunlar Erdoğan yönetiminin İsrail'e karşı bir önyargısı olmadığının açık delilleri. Birleşmiş Milletler kapsamında oluşturulan Medeniyetler İttifakı'nın eş başkanı olan Erdoğan'ın böyle bir hata yapmayacağı ortada. O halde İsrail kendisini sorgulamalı. İsrail'de hükümeti oluşturan koalisyon ortaklarının büyük oranda "sağ" hatta "aşırı sağ" olması ne anlama geliyor? İsrail halkı barışa hazır değilse, İsrail siyasetçileri sorunlarını şiddetle çözmek yanlısı ve Filistin halkına hayat hakkı vermeme meyilli ise, bunun hatalısı Türkiye mi? Mağdur bir halkın, böyle mağrur davranması asıl cevabı aranması gereken soru ve yine asıl tedavi edilmesi gereken sorun... İsrail "dost ülke" Türkiye'yi küçük düşürmeye çalıştıkça, kendisi küçülüyor. Bugün
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|