Bu fıkra Ankara Kulislerinde erkan Mumcu İçin Anlatılmaktadır

Adamın biri Anadolu yaylalarında dolaşırken bir gübre böceği görür...

Böcek her zaman yaptığı gibi taze gübreleri yuvarlayıp biryerlere taşımaktadır...

Adam, kendi kendine şöyle düşünür;

- Hey Allah'ım her şeyi yarattın da bu böceği niye yarattın? Ne işe yarar ki bu böcek?

Gel zaman git zaman adam amansız bir hastalığı yakalanır...

Doktor, doktor, doktor...Çare bulunmaz hastalığına..

Sonunda ABD'de bir doktoru tavsiye ederler...Atlar gider..

Amerikalı yaşlı doktor adamı muayene eder..

Gözlüklerinin üzerinden bakarak,

- Sizin Anadolu'nun dağlarında bir siyah böcek vardır..

Adam şöyle bir titrer..

Doktor devamla,

- Gübre böceği diyorsunuz galiba, o böcekten tam 40 tane yiyeceksiniz. Başka çaresi de yok hastalığınızın...

Adam, Türkiye'ye döner, istemeye istemeye, bir zamanlar arkasından onca söz ettiği böceklerden 40 tane yer ve tamamen iyileşir..

Aradan uzun zaman geçer..

Adam denizaşırı bir seyahate çıkar..

Okyanus'un tam ortasına geldiklerinde müthiş bir tayfun..

Seyahat ettikleri gemi neredeyse devrilecek..

Gemide hemen her dinden ve irktan insan vardır..

Hristiyanı, Musevisi, Müslümanı kendi dininden dua etmeye başlarlar..

Adam ise geminin ortasındaki direğe yaslanmış piposunu tüttürmektedir..

Birisi adamın yanına yaklaşarak;

- Hemşehrim sen de bu gemidesin. Batarsak sen de öleceksin. Niçin dua etmiyorsun Allah'a?

Adam umursamaz bir tavırla cevap verir;

-Valla, ben Allah'ın işine bir kere karıştım, bana tam 40 tane gübre böceği yedirdi. Bir daha Allah'ın işine karışmak mı, tövbe..Ne yaparsa yapsın...Asla karışmam...

güzel gerçekten

:D :D :D