11-23-2012, 12:08 | #1 |
Ersoy Dede "Öcalan serbest mi kalıyor?
"
Mehmet Ali Birand; "Öcalan dışarı çıkmalı ve bir siyasi hareketin başına geçmeli" dedi.. Aynı gün Taraf Gazetesi de, "Öcalan nasıl açlık grevlerini bitirdiyse, ateşkes talimatı da verebilir. O yüzden bir daha İmralı'ya gidilmeli" diye manşet attı.. Hoop.. Biraz duralım orada.. Bazı meseleleri daha açık konuşma vakti geldi demek ki.. Birileri "-mış" gibi yaparken, "peki öyle olsun o zaman" dendiği için sanıyorum bu işin cılkı çıktı.. AÇLIK GREVİ VAR MIYDI? Hapishanelerde yaşanan dramın, (-ki açlık grevi miydi, diyet miydi bilemedim) kimsenin burnu bile kanamadan sonuçlanması önemliydi.. Ben, bu mesele ilk dillendirildiğinde (düzenli okurlar hatırlayacaktır) "İmralı Açlık Grevlerini Bitirecek" başlıklı bir yazı yazmıştım.. Çünkü o bir meseleydi ve çözülmesi için İmralı'nın devreye girmesi gerekiyordu. İmralı'yı masadan uzak tutmaya çalışan irade her neyse, açlık grevleri üzerinden yaygara koparanlar da aynı kişilerdi. Bu süreçte MİT'in İmralı'da görüşmelerini sürdürdüğünü de düzenli okurlarım bu sütundan öğrendi. Peki MİT görüşüyor olmasına rağmen, neden sorun çözülmedi? Acaba Öcalan kendisine gönderilen heyetin temsil kabiliyetinden mi emin olamıyordu? Acaba yapılan "al-ver"lerdeki kritik başlıklar konusunda daha güçlü bir güvence mi istiyordu? Neticede, hapishane meselesine vaktinde ve dozunda müdahale edildi.. Bana sorarsanız geç de kalındı amma olsun. Bu da önemliydi.. Şimdiki süreç ne? ATEŞKES DEĞİL SİLAH BIRAKMA Kavramlar etrafında dolanıp durduğumuz zaman sorunu çözemiyoruz. Eylemsizlik, ateşkes, silah bırakma, sınır dışına çekilme, silahları gömme, düz ovaya inme vs.. Hepsinin taşıdığı anlam farklı.. Yani sözün gelişi her hangi bir ifadeyi, yeni süreci tanımlamak için kullanırken çok dikkatli olmak lazım.. Bakın kamuoyuna pompalanan sadece açlık grevlerinin bitirilmesi gibi görünse de arka planda çok radikal adımların atıldığını ıskalamamak gerekir.. HÜKÜMET NE YAPTI? Yeni geçen büyükşehirler yasası ile il genel meclisi, il özel idaresi yetkilerinin tamamı ve valilik yetkilerinin önemli bir bölümü belediye meclislerine geçmiş olacak.. Bunun idari bakımdan yerel yönetimlere özerklik sağlaması teklifinden çok da büyük farklar içermediğini görmemiz gerekir.. 4.Yargı Paketi ile şiddete bulaşmamış kişilerin (örgüt üyesi, propaganda suçu işleyen vs.) terör suçlusu gibi yargılanmamasının da yolu açılıyor.. Yeni Anayasa yapımı sürecinde vatandaşlık tanımı ile ilgili partilerin görüşünün de müspet olduğunu görüyoruz. Anadilde savunma meselesi, belki de çok önceden atılması gereken bir adımdı ama ancak atıldı.. Onda da ilerleme kat edildi.. Bundan sonraki adımlar PKK'ya ait adımlar.. ÖCALAN SERBEST KALSIN MI? Elbette hayır, hayır ve de hayır.. Neden? Çünkü "açlık grevleri var" dedikleri gün de söyledik. Arkadaş şiddet eylemleri bitmiş değil ki.. Hâlâ ateş etmeye devam eden bir PKK'nın liderini, silahlı örgütüne komutanlık yapsın diye mi dışarı çıkaracaksınız?.. Tamam artık.. Sırada silahların susması ve örgütün sınır dışına çekilmesi var.. Onu da hükümet yapmayacak herhalde.. Askerine polisine ateş eden bir adama da öbür yanağını dönmesini, kimse hiçbir devletten beklemesin.. ÖRGÜT SINIR DIŞINA ÇEKİLEMEZ Askeri uzmanlara göre, kış şartlarında örgütün silahlı kanadının sınır dışına çekilmesi imkansız gibi görünüyor. Bunun için en erken baharın beklenmesi gerekiyor. Bu sürede ise PKK'nın uslu durması şart. Yoksa (Cengiz Çandar'ın, M.Ali Birand'ın falan da) merakla bekledikleri radikal adımlar bir başka bahara kalacak. Kalın sağlıcakla.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|