ARTIK şu meseleyi tartışma zamanı geldi:"Türkiye, 22 Temmuz günü yapılan seçimle birinci Cumhuriyet’i kapatıp ikincisini mi açtı?"

Kendine "demokrat", "liberal" diyen bir kesimin çıkardığı gürültüye, attığı zafer çığlıklarına bakarsanız, "Evet aynen öyle oldu".

Yani Türkiye, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’i kapattı, yenisini açtı.

* * *

22 Temmuz seçiminin gerçekten böyle "tarihi bir anlamı" varsa...

Yani, bu tarih Türkiye’de bir "devrimi" simgeliyorsa...

Şu sorunun cevabını da vermemiz gerekiyor: "Bu devrimi kim yaptı?"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül mü? Başbakan Tayyip Erdoğan mı?

Yoksa halk mı?..

Konuştuğumuz, bir grubun silahla gerçekleştirdiği Sovyet ihtilali veya Küba devrimi gibi bir şey değilse, yani demokratik bir süreçse...

Devrimin tek müellifi vardır ve o da halktır.

İşte şimdi gelin o "halkı" tartışalım.

Sakın korkmayın.

Kimseye "aptal" veya benzeri sıfatlar yapıştırmayacağım.

Çünkü dünyanın her yerinde halk halktır ve bizler de o halkın bir parçasıyız.

İçimizde aptalımız da var, zekimiz de, zenginimiz de var, yoksulumuz da...

Demokrat olanımız da var, otoriter karakterli olanımız da.

O nedenle, sıfatlardan çok, sosyolojik durumlardan, siyasal davranış biçimlerinden söz edeceğim.

* * *

Bazı arkadaşlarımızın, "ülküdaşların zaferi" olarak sundukları "22 Temmuz devrimini" yapan bu halk kimdir?

Türkiye’nin bugüne kadar böyle "devrimci bir halkı" yoktu da yeni mi doğdu?

Yoksa bu insanlar, çok partili hayata geçtiğimiz günden beri her seçimde oy kullanan insanlar mı?

Öyleyse, onlara birden ne oldu da "İkinci Cumhuriyet’in ilanını" istediler?

Gazeteciliği bir "dava" için falan yapmıyorum.

Bu meslekte ne "yoldaşım", ne "ülküdaşım", ne de "cihat biraderim" var.

Dolayısıyla duygularıma, coşkularıma değil, sosyolojik olgulara bakıyorum.

Böyle bakınca da ister istemez şu sorunun cevabını arıyorum:

22 Temmuz’da AKP’ye oy veren insanların küçümsenmeyecek bir bölümü, bundan önceki seçimlerde acaba kime oy vermişti?

Bu seçmen 1950’de vardı.

Demokrat Parti’ye, yani Adnan Menderes’e oy verdi.

1960’lı yıllarda vardı.

Bu defa Adalet Partisi’ne ve Süleyman Demirel’e verdi.

1970’li yıllara baktığımda ise Cumhuriyet Halk Partisi ve Bülent Ecevit’e verdiğini görüyorum.

12 Eylül’den sonra askerlerin anayasasına yüzde 92 oy verdi.

1980’li yıllarda ANAP ve Turgut Özal’a yöneldi.

1990’lı yıllarda ise birinde Ecevit ve DSP’sine, ötekinde Bahçeli ve MHP’sine.

Bu siyasetçileri yan yana koyduğunuzda ortak bir özellik buluyor musunuz?

Allah aşkına, onlara oy veren insanlar da aynı değil miydi?

Yoksa, bilgisayarınızın arka ekranında gizli bir halk vardı da, şimdi ortaya çıkıp "İkinci Cumhuriyet" mi istediler?

* * *

Bırakın artık bu sinir bozucu zafer çığlıklarını.

İnsanlar AKP’ye ne ideolojik, ne İkinci Cumhuriyet palavraları, ne de laikliğin yeni yorumu için oy verdiler.

Oy vermelerinin tek nedeni vardı:

Tayyip Erdoğan’ın başarısı...

O nedenle Erdoğan ve Gül’ün sırtına; toplumu hasta edecek, onların taşıyamayacağı, kendi meşrebinize uygun "tarihi misyonlar" yüklemeyin.

Yeni cumhuriyetinize yeni halk uydurmaya kalkmayın.

Çünkü öyle yaptığınız zaman, toplumun başka kurumlarını da hasta ediyorsunuz ve cezasını Türkiye çekiyor.
*************

hayır ertuğrul özkök farklı bir halk yoktu hala aynı halk.tek fark artık siz o halkı kandıramıyorsunuz!!!!!!

hayır ertuğrul özkök farklı bir halk yoktu hala aynı halk.tek fark artık siz o halkı kandıramıyorsunuz

katılıyorum sana

Aynı halk Ertuğrul ama o zaman halk kandırılmıştı şimdi kimse halkı kandıramıyor...


Bir kez olsun halkın içine ççıkmamış insanların halkla ilgili yorum yapmaları sinirimi bozuyor....


Doğanın yalakası...