12-18-2009, 20:21 | #1 |
Eser KARAKAŞ "DTP neden PKK’yı dışlayamadı? "
Bu yazı zor bir yazı; ama yazının konusu aslında herkesin biraz bildiği ama açık açık söylemeye dilinin varmadığı bir konu. DTP PKK’yı tümüyle dışlayamadı, lanetleyemedi. HADEP ve diğerleri de dışlayamamış idi, lanetleyememişler idiler. Emin olabilirsiniz, bu durum BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) için de geçerli olacak. Geçerli olacak da bunun nedenlerini, aslında bir iki etrak-ı biidrak fanatik dışında hepimiz biliyoruz. PKK bir terör örgütü, buna hiç kuşku yok; terörün de bir siyaset yapma yöntemi olduğunu biliyoruz ama bu yöntem hukuk devletlerinde kabul edilmesi olanaksız bir yöntem. Kürt meselesi çok eski bir mesele ama PKK terörüyle 15 Mayıs 1984’de Eruh baskınıyla tanışıyoruz. Herkes önyargılarını, kin ve düşmanlığını bir kenara bırakıp, PKK teröründen bağımsız olarak, 14 Ağustos 1984 günü, Eruh baskını öncesi kürt meselesi neydi, hangi boyutta idi, nasıl tartışılıyordu bir düşünmesi gerekiyor. O tarihler kürde kürt denilemeyen, TRT’de (TRT tek tabanca idi), yazılı basında kürt kelimesi yerine bir etnik grup tabirinin kullanıldığı tarihler idi. Kürt kelimesinin aleni kullanımı bölücülük sayılıyor ve hakkınızda davalar açılıyordu. Resmi söylemde kürtçe diye bir dil de yoktu; bu dil türkçenin bozulmuş bir şekli idi. Kürdün kendisi de zaten yoktu zira bu kelime dağ türklerinin buzlar üzerinde yürürken çıkardığı kart-kurt seslerinden türemiş idi. Bugün herkesin şaka diye dinlediği bu buzlardan çıkan kart-kurt sesi hikayesini bendeniz bizzat 1982 yazında Burdur’da askerlik yaparken yaklaşık her öğle üzeri molalarında çavuşların bizlere okuduğu ve Genelkurmay’dan gelen resmi belgelerden duydum. Bugün, Eruh baskınından yirmi beş sene sonra ortada bir bölücü aranıyorsa kafanızı her iki yöne de çevirmeniz ve bizlere bu kart-kurt hikayesini dinleten resmi kişilere de bir bakmanız gerekebilir. Yazımın başında etrak-ı biidrak tabirini özel olarak kullandım; biz türkler arapların bizim için bir zamanlar kullandığı söylenen bu ifadeye kızarız ve kızmakta da haklıyızdır. Ama aynı biz türkler kürt kelimesi için buzda yürürken çıkan kart-kurt sesi demekten de çekinmemişiz, utanmamışız ve sonra da her taşın altında ama mutlaka bizim dışımızda bir bölücü aramayı sürdürmüşüz. Bendeniz bugünden geri baktığımda en büyük bölücüyü askerlik günlerimde bize okutulan o resmi kart-kurt yazılarının müelliflerinde arıyorum. Bir soruyu tüm dürüstlüğümüzle ve kahrolarak, utanarak sormak zorundayız: bugün kürtlerin en temel kimlik konularıyla ilgili belirli bir mesafe alınmış ise, kürt kelimesi, kürt dili, kürtçe şarkılar artık yasaklı değilse, kürt meselesi Türkiye’de tartışılır olmuş ise bu gelinen noktayı PKK terörünün etkisini sıfırlayarak düşünmek maalesef olanaksızdır. Kürtler, yine maalesef, sorunlarını sözde beyaz türklere hatırlatan bu eylemci hareketi çok seviyorlar. Bu durum da bizim, türklerin ve özellikle sözde beyaz türklerin büyük tarihsel ayıbı, utancı. Kürt kelimesinin kart-kurttan geldiğini resmi metinlerde iddia edenlere zaten söyleyecek sözüm yok zira onlar bölücülerin en başları. Keşke, bu toplumun, sözde beyaz türklerin yakın geçmişinde Diyarbakır hapishanesi ayıbı, kart-kurt utancı, şarkı yasaklama salaklığı olmasa idi. Keşke kürtlerin temel insani haklarıyla ilgili problemleri PKK terörü devreye girmeden konuşabilse idik. Allahtan zekasızların “AB dayatması” dedikleri reformlar yapıldı da utanç katsayımız bir nebze azaldı. Ama bugün bu durum maalesef PKK’nın kürtlerin has örgütü olduğu, HADEP, DTP gibi partilerin geçici ve vazgeçilebilir olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-18-2009, 20:33 | #2 |
Kürt kelimesinin kart-kurttan geldiğini resmi metinlerde iddia edenlere zaten söyleyecek sözüm yok zira onlar bölücülerin en başları.
Pkk nın probagandalarına alet olan kürt kardeşlerim ile jakoben ıkcı faşist Türklerin probagandalarından bu millet çok çekti. Yazık |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|