Eski Hind ve Budizm tarihin'de kadının yeri - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**depare** · 09-10-2009, 04:24

Eski Hind hukukukna göre, kadın; evlenme,miras ve diğer muamelelerde hiç bir hakka sahip değildir.Kadın murdar temayüllere,zayıf karaktere ve fena bir ahlaka sahip olduğundan dolayı, MANU kanunu, onu,çocukluğunda babasına,gençliğinde kocasına,kocasının vefatından sonrada oğluna veya kocanın akrabasından bir erkeğe bağlı olmaya mecbur etmiştir.(11)
Hatta bazı zamanlar,ona kocanın ölümünden sonra hayat hakkı bile tanınmamıştır.Koca vefat ettiği gün,oda öldürülmüş veya kocasıylan beraber diri,diri yakılmıştır(12)

Budizmin kutsal kitabı Veda'larda kadın kasırgadan,ölümden,zehirden ve yılandan daha kötü bir mahluk olarak tasvir edilir.(13)

Budizmin kurucusu Buda,önceleri kadını dinine kabul etmiyordu.Pek yakın dostu olan amcazadesi Anenda kendisine:

"Kadınlara nasıl muamele edelim? diye sorunca aralarında şöyle bir konuşma cereyan etmişti:

-Onlara hiç bakmayacaksın!

-Fakat bakmaya mecbur olursak.?

-Konuşmayacaksın..

-Konuşmaya mecbur kalırsak..?

-O takdirde onlardan son derece sakınmalısın..

Anenda kadınları himaye ederdi.Onun ısrarıyla Buda bir çok tereddütlerden sonra kadınları dinine kabul etmiş fakat bunun Budist toplumu için çok tehlikeli olduğunu daima söylemiştir.

Buda bir defasında da Anenda'ya şöyle demiştir:

"Kadını bu dine kabul etmeseydik,Budizm saf bir şekilde uzun asırlar devam ederdi.Fakat artık,aramıza kadın girdikten sonra,bu dinin uzun yaşayacağını sanmıyorum (14)

Kaynak
(11)Dr.Ahmet Şelebi,Mukarrenetü'l-Edyan-Edyanu'l-Hind,72
(12)Mustafa Sıbai,el-mere beynel-fıkh ve'l-kanun,18
(13)a.g.e 18.
(14)Dr.Ahmet Şelebi,Mukarrenetü'l Edyan,175

**Akdemir12** · 02-04-2025, 15:24

Bu faydalı bilgiyi bizlerle paylaştığınız için çok teşekkürler ellerinize sağlık.

09-10-2009, 04:24	#1
Kullanıcı Adı depare	Eski Hind ve Budizm tarihin'de kadının yeri Eski Hind hukukukna göre, kadın; evlenme,miras ve diğer muamelelerde hiç bir hakka sahip değildir.Kadın murdar temayüllere,zayıf karaktere ve fena bir ahlaka sahip olduğundan dolayı, MANU kanunu, onu,çocukluğunda babasına,gençliğinde kocasına,kocasının vefatından sonrada oğluna veya kocanın akrabasından bir erkeğe bağlı olmaya mecbur etmiştir.(11) Hatta bazı zamanlar,ona kocanın ölümünden sonra hayat hakkı bile tanınmamıştır.Koca vefat ettiği gün,oda öldürülmüş veya kocasıylan beraber diri,diri yakılmıştır(12) Budizmin kutsal kitabı Veda'larda kadın kasırgadan,ölümden,zehirden ve yılandan daha kötü bir mahluk olarak tasvir edilir.(13) Budizmin kurucusu Buda,önceleri kadını dinine kabul etmiyordu.Pek yakın dostu olan amcazadesi Anenda kendisine: "Kadınlara nasıl muamele edelim? diye sorunca aralarında şöyle bir konuşma cereyan etmişti: -Onlara hiç bakmayacaksın! -Fakat bakmaya mecbur olursak.? -Konuşmayacaksın.. -Konuşmaya mecbur kalırsak..? -O takdirde onlardan son derece sakınmalısın.. Anenda kadınları himaye ederdi.Onun ısrarıyla Buda bir çok tereddütlerden sonra kadınları dinine kabul etmiş fakat bunun Budist toplumu için çok tehlikeli olduğunu daima söylemiştir. Buda bir defasında da Anenda'ya şöyle demiştir: "Kadını bu dine kabul etmeseydik,Budizm saf bir şekilde uzun asırlar devam ederdi.Fakat artık,aramıza kadın girdikten sonra,bu dinin uzun yaşayacağını sanmıyorum (14) Kaynak (11)Dr.Ahmet Şelebi,Mukarrenetü'l-Edyan-Edyanu'l-Hind,72 (12)Mustafa Sıbai,el-mere beynel-fıkh ve'l-kanun,18 (13)a.g.e 18. (14)Dr.Ahmet Şelebi,Mukarrenetü'l Edyan,175

02-04-2025, 15:24	#2
Kullanıcı Adı Akdemir12	Bu faydalı bilgiyi bizlerle paylaştığınız için çok teşekkürler ellerinize sağlık.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)