04-18-2018, 21:27 | #1 |
Esra Elönü - 28 Şubat Zalimlerinin Yüzünü Değil Yüzsüzlüğünü Hatırlıyoruz
Esra Elönü
28 Şubat zalimlerinin yüzünü değil yüzsüzlüğünü hatırlıyoruz Biliyorum, en paket başlıklarımdan biri. 28 Şubatın Ekran Kartları da başlığa dâhildir. İster kenara çekil, suyun getirdiklerini izle, ister deryaya dal hınçla yüz, hatırlanacak olan zalimin yüzü değil yüzsüzlüğüdür. Hani diyorum ya o zamanlar iyi giyinmiyorduk lakin inandığımızı yaşamak, üzerimizde çok şık duruyordu. İtlerin ürüdüğü zor da olsa kervan sahiplerinin yürüdüğü zamanlar. Beyazıt Meydanında sıkılmış yumruklar kart postalcıların kursağına takılan. Şimdi baksan Şubat zalimlerinin yüzüne, çektikleri örtüler yüzsüzlüklerine astar bile olmamış. Öyle pişkinler ki hangi yüzlerine makyaj yapacağını şaşırırsın. Hemen konuyu ısıtıp özet versek, 28 Şubat darbesine ilişkin dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 103 sanığın yargılandığı dâvâda karar açıklandı. İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 21 sanık hakkında müebbet hapis cezası verildi. Ancak mahkeme, yaşları, sağlık durumları da dikkate alınarak haklarında yurt dışına çıkma yasağı ve imza karşılığında adli kontrol uygulanması kararını verdi. Şimdii adalet bazen bize şaşı bakıyor olabilir mi? Fetö yargısının haksız yere mahkûm ettikleri içerden ancak tabutla çıkıyorken, aktörlerine bu özgürlük yağmacılığı, bu sulandırılmış müebbet (!) neden? Çetin Doğan şöyle buyuruyordu: “10 yıldır kumpas dâvâlarıyla uğraşmaktan hayatımı yaşayamıyorum”. Kendi cambazlıklarına sirk yeri üretmekten bıkmış olan bu kılıfçı canlıları nereye koysak? Yüzlerinde bir kulak memesi kıvamına gelmiş sahte pembelik... Kumpas dâvâsı diyor. Bu, Yüzsüzlüğünüze PES davası. Zalim kartlaşsa da zulmü eskimiyor. Başındaki örtüye bakılarak şifanı sokakta ara dercesine hasta sedyesinden atılan ve tedavi edilemeyen o teyzenin azabı size zaten hayat yaşatmasın! Verin paşaya bir cımbız ayna! Balta girmiş vicdanındaki teranelerini ayıklasın. Cefa sürenleri bırakmış da sefasını sürememekten yakınıyor. Kimi seccadesinden, kimi sakalından, kimi duasından kimi kıyamından vurulmuş... Kimi küsmüş, kimi çekilmiş kenara, kimi sessiz ağlamış, kimi zulmü haykırmış. Lakin kimseyi inandığından vurmayı başaramamışsınız işte. Önce zulüm, sonra zalimlerin alışverişi, sonra fiş. Eee ne oldu paşa! Fişledikleriniz de Afiş. Böyle kafanızda kasket, omuzlarınızda vicdansızlığın rütbeleri hâlâ diri. Bir de utanmadan “10 yıldır hayatımı yaşayamıyorum”. Aldığınız ah rüzgârı, o artistik şapkanı dalgalandıran tatlı lodosa benzemez. Sallar adamı. Kaynak Haber 7 18.04.2018
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|