08-10-2010, 14:32 | #11 | |
Alıntı:
Akım mı görüş mü ne bu alevici biraz açıklar mısın? |
||
08-10-2010, 15:26 | #12 |
Alevileri ve Alevilik inancını kullanarak Aleviliği başkalarına dayatmak Aleviciliktir. CHP, Sünnilik inancını bastırmaya çalışırken Alevilik inancını topluma dayatmaktadır. Alevicilik; Türkçülük, Kürtçülük gibi faşizan bir ideolojidir.
|
|
08-10-2010, 15:54 | #13 |
"CHP, Sağ ve Şovenist Bir Çizgiye Kaydı"
"CHP, sağ ve şovenist bir çizgiye kaydı"
CHP Disiplin Kurulu'na sevk edilen ve ardından istifa eden Ankara Milletvekili Eşref Erdem, CHP'yi özellikle; AB, Kürt ve Ermeni açılımları konusundaki tavrı nedeniyle eleştiri yağmuruna tuttu. "Sivil siyaset" vurgusu yapan Erdem, CHP'nin son 8-9 yıldır çizgisinin giderek sağa ve şovenizme kaydığını belirterek, toplum mühendislerinin CHP için bir CHP-MHP koalisyonunu "reva gördüklerini" iddia etti. CHP Disiplin Kurulu'na sevk edilen ve ardından istifa eden Ankara Milletvekili Eşref Erdem, CHP'yi parti politikaları nedeniyle eleştiri yağmuruna tuttu. Erdem, düzenlendiği basın toplantısında, CHP'yi işaret ederek, "Bugüne nasıl geldik?" sorusunun değerlendirmesini yapan Erdem, 27 Mayıs 1960'ın doğru değerlendirilmezse, sağlıklı bir demokrasiye ulaşmanın mümkün olamayacağını söyledi. 1960 Askerî Darbesine karşın, 1965'teki genel seçimlerde aynı gelenekten gelen bir siyasi hareketin tek başına iktidar olduğuna dikkat çeken Erdem, "Türkiye solu olarak külâhı önümüze koymamız lazım, kilit soruyu sormamız lazım; 'Madem ki yapılan darbe bizim amaçlarımıza hizmet ediyordu, nasıl oldu da 65'te; darbeyle devirdiğimiz, hapsettiğimiz, kimisini idam ettiğimiz bir siyasi hareket gelir ve tek başına iktidar olur? Neden böyle oldu?' bence kilit soru budur" diye konuştu. 1960 darbesinden önce haklı ya da haksız darbenin arkasında CHP ve İsmet Paşa'nın görüldüğünü ve bunun toplumda da kabul gördüğünü anlatan Erdem, "Buradan şunu çıkarabiliriz; demokrasimiz çok genç olmasına rağmen halkımız sağduyusunu ortaya koymuştur ve kendi iradesine müdahaleyi bir türlü kabullenememiştir" dedi. İsmet İnönü'ye karşın dönemin Genel Sekreteri Bülent Ecevit'in 12 Mart 1971 Askerî Muhtırasının ardından kurulacak hükümette, "darbecilerle işbirliği yapmam' söylemiyle yer almadığını ve Ecevit'in "bu anti militarist, anti-emperyalist, anti-faşist tavrıyla, CHP'nin tarihsel misyonuna uyan bu tavrının" haklı çıktığını söyleyen Erdem, 1977'de ise CHP'nin bugün hala ulaşamadığı yüzde 41.6 oy aldığına dikkat çekti. 27 MAYIS, DİĞER DARBELERE ANALIK ETTİ 12 Eylül 1980 Askerî Darbesinin ardından Turgut Özal'ın partisinin tek başına iktidar olmasının nedeni olarak da kamuoyu tarafından "sivil" görülen bir siyasi olmasını gösteren Erdem, "Kendini sol sayan bir partinin mutlaka ana çizgililerinden bir tanesi anti-militarist olmasıdır, sivil kafalı olmasıdır. Çifte standarttan uzak durmasıdır; 'o darbe benim için iyidir, bu darbe kötüdür' ayrımına girerse yanlış yapmış oluruz" dedi. 27 Mayıs 1960'ı izleyen; ne kadar müdahale, muhtıra, ne kadar girişim varsa, 12 Eylül dahil, 27 Mayıs'ın bu darbelerin tümüne 'analık' ettiğini söyleyen Erdem, "Eğer Türkiye solu 27 Mayıs'ı mahkûm edebilmiş olsaydı, bugün Türkiye demokrasisi çok farklı bir yere olabilir. 1960 Darbesi olmasaydı yapılacak ilk genel seçimlerde CHP halkın oyları ile iktidar olurdu. Bu diğer darbelerin de önünü açtı" diye konuştu. Kendisinin 'gerçekten' CHP'nin iktidar olmasını istediğini belirten Erdem, "50 yıldır CHP tek başına bir türlü iktidar olamıyor. O zaman burada bir aksaklık var. Bu aksaklığı çıkıp 'halk bilinçsizdir, bilmiyor, etmiyor' gibi gülünç ifadelerle yorumlamak doğru değildir. Halk herkesten daha iyi biliyor. Güç olabileceğiniz tek yer halktır. Halkın gücünü arkanıza alırsanız hiçbir şey sizin önünüzde duramaz" diye konuştu. TOPLUM MÜHENDİSLERİ, CHP-MHP KOALİSYONUNU REVA GÖRÜYOR Erdem, CHP'nin son 8-9 yıldır giderek sağa kayan bir çizgisini olduğunu ve ve bir süredir 'toplum mühendislerinin' CHP için bir CHP-MHP koalisyonunu 'reva gördüklerini' belirtti. Erdem, "Cumhuriyet mitinglerinden sonra bu toplum mühendisliğine soyunan bazı çevreler, CHP-MHP koalisyonu yoluyla AKP'den kurtulabileceklerini ifade etmişlerdir" dedi. Bu çizgi itibariyle de CHP'nin giderek kendi özünden uzaklaşarak sağ bir çizgi açtığını, şovenist bir yana kaydığını savunan Erdem, bugün de değişen fazla bir şey olmadığını, CHP kurultayının ardından Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun etrafındaki kadronun, çizginin aynı çizgi olduğunu kaydetti. Erdem, bu durumun Kılıçdaroğlu'nun önündeki belki de en büyük engellerden biri olduğunu ifade ederek, "Çünkü, Genel Başkan, Genel Başkan olmadan önce değişim diye bir şeyden söz ediyordu. Bugün o değişim sözcüğünü sadece zaman zaman sözcük olarak kullanan, ama bir türlü politikalarımıza yansıtmayan bir çizginin, bir politikanın içerisindeyiz. Bu çok tehlikeli ve yanlış bir şeydir" diye konuştu. MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜNÜ GÖSTERDİM CHP'nin AB konusundaki yaklaşımını eleştiren ve tarihsel olarak böyle olamamasına rağmen kamuoyunun CHP'yi AB sürecine karşı bir parti olarak algıladığını söyleyen Erdem, aynı şekilde, CHP'nin Kürt ve Ermeni açılımına karşı tavırlarını da eleştirdi. Anayasa değişikliği konusunda da, CHP'nin daha ilk paragrafta, 'bu pakette ne var, içi boş' tavrıyla yaklaştığını, oysa paketin içinin doldurulmamış olmasının, bir iyi niyet ifadesi olduğunu söyledi. Toplumun üzerinde uzlaştığı yepyeni bir anayasa metninin Türkiye'nin ana hedefi olması gerektiğini de söyleyen Erdem, "Ama bu olmuyorsa yapılan şeye de daha peşinen içini bilmeden, içeriğini bilmeden 'ret' koymanın da bir anlam ifade etmediğini açıkça ifade ediyorum." dedi. Erdem, HSYK ve Anayasa Mahkemesi'yle ilgili üye seçimlerinde de eskiye göre fark olmadığını savunarak, kendisinin CHP'ye madalyonun öteki yüzünü göstermeye çalıştığını ifade etti. Erdem, "Birinin bunları söylemesi lazım. Bu kadar kamplaşmış, kutuplaşmış bir çerçevede bir yere varamayız. Dışarıdaki mahalle baskısı derken, kendi mahallemizdeki baskıdan bahsetmezsek doğru yapmamış oluruz" diye konuştu. Haber X 09.08.2010 |
|
08-10-2010, 16:07 | #14 |
eşref erdem kısaca CHP FAŞİST BİR PARTİDİR demek istemiş herhalde. Tam tespit, kutluyorum.
|
|
08-10-2010, 16:18 | #15 |
ne olacak....
anayasa değişikliği Malatya'nın kayısı sorununu çözmüyor.... 27 Nisan muhtırası, akepeye destek için verildi gibi, dahiyane çıkışlarla siyasetimizin zeka düzeyini göklere çıkartan.... bir başkanın ardından kim gider ki.... Erdem'li bri davranış sergilemiş, kutlarım... |
|
08-10-2010, 16:21 | #16 | |
Alıntı:
Şovenizm: Kendi ulusunu öne çıkararak değişik ırk ve uluslar arasında düşmanlık yaratmayı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı akım. Güncel Türkçe Sözlük |
||
08-10-2010, 16:29 | #17 |
ben o kadar uzun cümleler kuramam, kısaca FAŞİST diyorlar
|
|
08-10-2010, 16:34 | #18 |
|
|
08-11-2010, 11:43 | #19 |
Hakkı Süha Okay kapıyı tuttu CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem'in partiden ihraç edilme kararı alınırken CHP'de "Dallas" rüzgarları esti. Entrikanın başrollerinde Önder Sav, Hakkı Süha Okay, Kemal Kılıçdaroğlu, Kemal Anadol var. CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem'in partiden ihraç edilme kararı alınırken CHP'de "Dallas" rüzgarları esti. Başrollerini CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay'ın üstlendikleri entrikada, yan roller CHP lideri Kılıçdaroğlu ile CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'a verilirken, figüran olarak da PM üyesi Korkmaz Karaca ile Hikmet Çelik kullanıldı. Sav, yıllardan beri kendisini parti içinde kısıtlayan bir isim olarak gördüğü Erdem'i, "evet" açıklamasından sonra partiden silmek için harekete geçti. OKAY KAPIDA NÖBET BEKLEDİ CHP'nin 4 Ağustos'ta yapılan PM toplantısından önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun odasına giden Sav, Erdem'in partiden kesin ihracı ile ilgili olarak baskı yaptı. Yaklaşık 1,5 saat boyunca Kılıçdaroğlu'nu buna ikna etmeye çalışan Sav, Kılıçdaroğlu'nun direnmesi üzerine isteğini kabul ettiremedi. Sav'ın "Bu adamı kesinlikle atmalıyız" sözlerine Kılıçdaroğlu, "Büyütmeyin meseleyi. Büyütülecek bir şey yok. Bu atılacak, disipline verilecek. Basın da yazacak ve iş büyüyecek" cevabını verdi. Erdem'in kesin ihracı konusunda başarısız olan Sav bunun üzerine ikinci plana geçerek, Erdem'in ilk genel seçimlerde aday olmasına engel olacak 1 yıllık ihraca genel başkanını ikna etti. Sav, Kılıçdaroğlu'nu Erdem konusunda ikna etmeye çalışırken CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay da Kılıçdaroğlu'nun makam kapısının önünde bekledi ve kimsenin içeri girmesine izin vermedi. ANADOL, SÖZLERİ SİNDİREMEMİŞ Sav, Kılıçdaroğlu ile birlikte PM toplantısına girerken, durumla ilgili olarak Anadol, Karaca ve Çelik üçlüsünü bilgilendiremedi. Böylece "1 yıllık geçeci ihraç" kararından habersiz kalan üçlüden Anadol, PM'dte söz alarak, "30 yıllık partiliyim. Erdem'in konuşmasını sindiremedim. Parti yetkili kurulları ceza vermeli. Partiden ihraç edilmeli" dedi. İşaret fişeğini gören Karaca ile Çelik söz alarak, "Biz bununla ilgili kesin ihraç dilekçesi hazırladık" diye konuştu. Bunun üzerine söz alan CHP Genel Sekreteri Önder Sav, "Arkadaşlar kesin ihraç ağır bir karar. Bir yıl uygun olur" diyerek, bir gün önceden yapılan planın ortaya çıkmasına engel olmaya çalıştı. Karaca ile Çelik de Sav'ın sözleri üzerine dilekçelerini yeniden hazırladı ve ihracı 1 yıl ile sınırladı. Daha sonra PM kararı ile Erdem, Yüksek Disiplin kurulu'na sevkedildi. Yeni Şafak |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|