Etek, tesettürü sağlar mı?


Giysilerin içinde etek diye isimlendirilen elbise dünyada (İskoçya hariç) kadın giysisi olarak bilinir. Eğer erkeklere resimler çizilerek etek giydirilmiş gibi gösterilse bu tür bir davranış ancak hakaret etmek için olur.

Hatırlayanlar çıkabilir Türkiye’nin ilk kadın Başbakanı Tansu Çiller “Başbayan” olarak kartel medyasında alaya alınırken o yıllarda Genelkurmay Başkanlığı’ndan emekli olan sayınD. Güreş, Kilis Milletvekili olarak Meclis’e girmişti. Verdiği bir beyanatında “Başbakan tak emreder ben şak diye emri yerine getiririm” deyince kartel medyası bu defa bu milletvekiline etek giydirip gazetelerinde alay konusu yapmıştı. Bizim bu çirkin olayı ele almamızın sebebi etek olarak bilinen giysinin kadın giysisi olduğunu ifade etmek içindir. İskoçya’da eteği erkekler de giyer. Hatta İskoçyalı bir Bakan resmi bir ziyaret münasebetiyle Türkiye’ye eteğiyle geldiği için basın organları günlerce bu Bakanın eteğinden bahsetmişti. Onların ananelerinde, etek erkekler için de giysidir. Ne var bunda? Bunu alay konusu yapmak kendini bilmezlerin kıptiliğinden başka bir şey değil.

Etek, bizim örfümüzde kadın giysisi. Çeşitli model ve biçimleri var.Belden topuklara geniş ve bol olanları var. Buna “maksi etek” diyorlar. Bunun dar ve kalçaları tam belli edenleri var. Bunlara da “dar etek” diyorlar. Bu dar eteklerin arkadan, yanlardan veya önden yırtmaçlı olanlar var. Bunlara da “yırtmaç etek” diyorlar.

Eteklerin dar ve kısa olanları var. Bunlara da “mini etek” diyorlar. Genelde iffet fukaralarının “giydikleri etek”ler böyledir.Böylesi etekler için Bayrak şâirimiz Ârif Nihat Asya’ya:

“- Mini etek konusunda neler diyeceksiniz?” diyerek, kanaatini öğrenmek isterler. Bu güzel insan, bir beyit ile cevap verir:

Onlar diyorlar: “mini etek.”

Ben diyorum: “hani etek?”

Arif Nihat Asya 1975’de irtilal etti. Mini etekten sonra kadınlar sımsıkı pantolon giyiyorlar; Çırılçıplak (: Giyinik çıplaklar) diyor böylelerine Peygamber (s.a.v.) Efendimiz. Sanki çıplakmış gibi demek bu. Acaba Arif Nihat Asya, bunlara nasıl bir beyitle tepkilerini ortaya koyardı, merak ediyorum doğrusu.

Ebu Said el-Hudri (r.a.) naklediyor:

“Peygamberimiz (s.a.v.) iki giyinişi yasakladı: Yasaklanan iki giyinişten biri yarım giyiniştir ki, yan taraftan bir kısmını açık bırakarak diğer taraftan vücudu örtmeğe denir. Diğeri ise, oturarak dizleri dikmek ve elbisesiyle onları birbirine bağlamak ve ayrıca avret sayılan yerlerinde örtü bulunmamaktadır.” (Buhari-Müslüm-Nesei. AhlâkHadisleri Terc, c/2. H.No: 1175. Sf: 537)

Bu hadiste giyimle ilgili iki yasak var:

1- İhtiba: İhtiba, kıç üzerine oturup (veya bacak bacak üstüne atıp) bacakların görünmesini (farkedilmesini) sağlayacak oturuştur. Bu tarz yasaktır.

2- İsti’malü’s-Samma: Yukarıdan aşağıya giyilen giysilerin yanlarında, önünde, arkasında yırtmaç bırakmaktır. Böyle giysiler yasaktır. (Ahlâk Hadisleri Terc. c/2, sf: 537)

Günümüzde pardüse ve eteklerde bu tarz çok yaygındır. Tabii ki, bu tarz Müslüman hanımların giysileri olamaz. Çünkü Müslüman hanımefendi farkedilmekten çok utanır. Utanmak da hayâdandır. Derler ya: Hayâsını kaybeden istediğini yapar. Böylece iffetini de kaybeder.

Uzun eteklerde etek uçlarının yere değmesi câiz görülmemiş/yasaklanmıştır.

19’uncu asra kadar Batılı kadınların giydiği “çember” eteklerin, sıkışıldığı anda uygun bulunacak bir yere hemen çömelivermek için bu şekilde tasarlandığı söylenir.

Son yıllarda “mini etek” ve üstü çıplak dolaşan kadınların deri kanserine yakalandıkları (veya yakalanacakları)beyan ediliyor. Ayrıca bu hâlin erken yaşlanma sebeplerinden biri olduğu hususu da ilmen kanıtlandı.

Hülasa etek bir ev kıyafetidir. Dolayısıyla Müslüman hanımefendiler giydikleri eteklerinin üzerini dış kıyafetleriyle (Ahzâb: 59) örtmekle mükelleftirler. “Yarım pardesü” örtmeyi gerçekleştirmez. “Vücudum benim” diyenler de sâdece etekle sosyal hayatın içinde olamazlar.

Mevlüt Özcan

Önemli olan insanın kalbidir .İslamın temel şartlarını yerine getiriyorsa hiçbir sorun yoktur.Örtünmesine gerek yoktur.