İstanbul savcılığı `Hizbullah Ana Davası SAVUNMALAR` kitabına dava açtı

Hakkında toplatma kararı olmayan, resmi belgelere dayanan Hizbullah Ana Davası SAVUNMALAR kitabının yazarı ve yayımcısı hakkında İstanbul Savcılığı dava açtı. Savcının kitaptan alıntı yaptığı yerler Cemal Tutar’ın savunmalarını kapsıyor. Tutar, Hizbullah Cemaati ile ilgili savunma yaparken, “Evet biz şeriatçıyız” demişti



Dua Yayıncılık tarafından yayınlanan ve Hizbullah ana davasında yargılanan Cemal Tutar, Mehmet Varol ve avukatlarının mahkeme savunmalarını içeren "Hizbullah Ana Davası SAVUNMALAR" kitabı hakkında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi dava açtı. Hakkında hiçbir toplatma kararı olmamasına rağmen savcılık kitabın yayımcısı Mehmet Ali Gönül ve kitabı derleyen Avukat Hüseyin Yılmaz hakkında TCK’nın 53. maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları talebinde bulundu.

KİTAP RESMİ BELGELERE DAYANIYOR

Açılan davaya tepki gösteren Dua Yayıncılık Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Gönül, yayınladıkları kitabın Diyarbakır’da görülen Hizbullah ana davası savunmalarını içerdiği, resmi belgelerden alındığını ve resmi olarak belgelenmiş savunmalara dava açılmasına bir anlam veremediğini belirtti. Dava açılmadan önce Savcının kendisine, “20 bin TL ön ödeme" tebliğini elden verdiğini ifade eden Gönül, belirtilen ücreti ödemedikleri için davanın açıldığını söyledi.

PEKİ, NEYLE SUÇLANIYORLAR?

Kitapla ilgili İstanbul 9. Ağır ceza mahkemesi`ne sunularak kabul edilen iddianamede, Yılmaz ve Gönül için “Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Kişileri (İtirafçıları) Terör Örgütlerine Hedef Göstermek” iddiası yer alıyor.

KİTAPTA NELER VARDI

Hizbullah Ana Davası avukatlarından M. Hüseyin Yılmaz ve ana dosya sanıklarından Cemal Tutar ile Mehmet Varol`un savunmalarından oluşan kitapta Hizbullah`ın kuruluşu ve yaşadığı süreç ayrıntılı olarak anlatılıyor. Kitapta Hizbullah Cemaati`nin çalışmaları, faaliyetleri, PKK ve diğer kesimlerle yaşanan çatışma süreci ayrıntılı olarak sebepleri ve sonuçlarıyla anlatılıyor. Kitapta ayrıca basında ve farklı kesimlerin dillendirdiği iddialara cevap veriliyor.

SAVCININ KİTAPTAN ÇIKARDIĞI SUÇ UNSURLARI

Hakkında dava açılan kitapta savcının suç unsuru olarak gösterdiği paragraflar, Cemal Tutar’ın ifadelerini kapsıyor. Savcı, Tutar’ın şu ifadelerinin suç unsuru olduğunu iddia ediyor:

1- Eserin 128. sayfasında; “Tüm bunlardan dolayı, ‘Cumhuriyetin kurulduğu günden beri Laikçi zümre, İslam ve Müslümanlarla savaş halinde olmuştur’ diyoruz... Laiklik İslam’a karşı başlatılan savaşta bir silah olarak kullanılırken, düşmanlık listesinin ikinci sırasında Müslüman Kürt halkı yerleştirilmiştir... Müslümanlara ve İslam’a savaş açan zihniyet karşısında münferit bir mücadelenin hiçbir şansı yoktur... İşte, çok kısa olarak özetlemeye çalıştığımız bu tarihi nedenlerden dolayı Hizbullah Cemaatinin kuruluşu gerekli görülüp kurulmuştur...” dendiği,

2- Eserin 143. sayfasında; “...biz Kürtçü değiliz; ama mazlum Kürt Halkının laik, Kemalist Cumhuriyet rejimi tarafından yok sayıldığını, ezildiğini, mahrum ve mazlum bırakıldığını göz ardı edemeyiz...” dendiği,

3- Eserin 150-151. sayfalarında; “... Hizbullah Cemaatinin devlet sistemine ve laikliğe bakışını ortaya koyabiliriz. İslami bir cemaat olarak biz laikliğe ve devletin gayri İslami kurallara göre yönetilmesine karşıyız... Laik Kemalist Cumhuriyet rejimine karşı oluşumuzun en temel nedeni gayri İslami oluşudur. Çünkü bu sistem, Allah’ın haram kıldıklarını helal, helal kıldıklarını da haram kılmaktadır... Bize göre bu sistem zulüm sistemidir... Bu nedenle Hizbullah Cemaati bu zulmü mümkünse bertaraf etmek ya da en azından asgari seviyeye düşürmek için Müslüman halkın bilinçlendirilmesi gerektiğine inanır...” dendiği,

4- Eserin 158-159. sayfalarında, “Malını savunurken ölen şehittir” şeklindeki hadis ile “Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın haddi aşmayın, Allah haddi aşanları sevmez” şeklindeki ayete atıfta bulunularak; “Hizbullah Cemaati ancak bu iki durumdan dolayı şiddete başvurmuştur. Biz buna da ancak cihad diyoruz ve yaptıklarımızla iftihar ediyoruz” dendiği,

5- Eserin 165-166. sayfalarında; “Evvela herkes şunu gayet iyi bilmeli ki, evet biz şeriatçıyız. İnsanlık tarihinde uygulanmış tüm rejimler içersinde en mükemmel en adil, en akli rejimin şeriat olduğuna inanıyoruz... Hizbullah Cemaati elbette şeriatçı bir cemaattir.” dendiği

6- Eserin 246. sayfasında; “...biz eylemlerimizi savunma ve kendimizi koruma amaçlı yaptığımız için, PKK’nın eylemleri sona erince bizim de eylemlerimiz kendiliğinden sona ermiş oldu. Bu durum halen devam etmektedir ve PKK tekrar bir ahmaklık içine girip bu çatışmasızlık ortamını bozmadığı müddetçe, Hizbullah Cemaati de karşılık vermeyecek ve sükunet havasını bozmayacaktır...” dendiğini yazmıştır.

İbrahim Toprak / Doğruhaber

Bütün Müslümanlar Şeriatçidir... Aksi Müslüman sınıfına giremez... Elbette görünürdeki devletlerin Şeriat algısının farklılığı ayrı konu... Lakin Müslüman Allah'ın Hükümleri manasında Şeriat'i istemez ise Müslüman kalamaz !

bunlar seslerini yükseltip bu kararın hiç te yerinde bir karar olmadığını göstermeleri gerekiyor.
eğer bunlar müslüman oldukları için tutuklanılıyorsa gelsinler onların yaptığı etkinliklere katılan herkesi tutuklasınlar

bu verilmiş karar tamamiyle sessiz kalıyor olmamızdandır
eğer gereken tepkiyi verseydik bunların tutuklanması gerektirecek bir kanun ve madde olmadığını anlayacaklardı artık