![]() |
#1 |
![]() "Düğme"lerin sürekli birilerinin elinin altında bulunduğu ve sürekli "basılı" tutulduğu, "gerilim"in ise sürekli tırmandırıldığı bir ülkede "stres"i bol bir haftayı daha geride bıraktık...
Dün gelen "acı haber" ise, yüreklerimizi bir kere daha dağladı... Öyle bir acı haber ki; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir "ilk" olan, "devrim" niteliğindeki "referandum"un heyecanını bile yaşayamadık... Oysa dün "sandık"lara giderken; "cumhurbaşkanını, milletin seçmesi"ni öngören "referandum"un heyecanını yaşıyor, çıkacak sonucu merakla bekliyorduk... Evet, acı haberle sarsıldık... Şırnak'ta 13 askerimizi şehit eden PKK, dün de Hakkari'nin Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesinde 12 askerimizi daha "şehit" etmişti... Dün, "Vakit Yayın Kurulu" toplantısında bu olayı enine-boyuna tartıştık... Hepimiz öfkeliydik, hepimiz üzüntülüydük. Öylesine bir "öfke patlaması" yaşıyorduk ve moralimiz öyle bozulmuştu ki; "Böyle gitmez!" diyorduk!.. Evet, böyle gitmez!.. Gitmemeli!.. Büyük bir ihtimalle "izlenen strateji"de bir "hata" vardı!.. Dolayısıyla bu stratejiden bir an önce vazgeçilmeliydi!.. Burada bir "sorumlu" veya "sorumlular" vardı, bu sorumlular hesap vermeliydi!.. Burada bir "istihbarat zaafiyeti" vardı, bu zaafın sorumlularının yakasına yapışılmalıydı!.. Ne yalan söyleyelim; dünkü Yayın Kurulu toplantısında birer "gazeteci" olarak değil, birer "sıradan vatandaş" olarak, birer "ağabey" veya "baba" olarak bulunduk... O gözle değerlendirdik alçakça saldırıyı!.. Dolayısıyla, "öfke"lerimiz ve "tepki"lerimiz de; "mantık"tan ziyade "duygu yüklü" oldu!.. BİRBİRİNİ TETİKLEYEN SORULAR! Yayın Kurulu üyelerimiz, "olayın farklı boyutları"nı gündeme getiriyorlar ve ayrı ayrı soruyorlardı: - Askeri birliğimize "250 PKK'lı"nın saldırdığı bildiriliyor... Peki, bu 250 kişilik PKK'lı grup sınırdan içeri girerken, askerlerimiz neredeydi?.. Askerî istihbarat uyudu mu ki, "uydu"lar ve "radar"lar devre dışı mı kaldı ki bunca insanın "sınırdan 6 kilometre içeri"ye gireceğini öğrenemedi?.. - Alçakça saldırı "sınır ötesi"nden gelenler tarafından yapılmış olsa da, olayın meydana geldiği bölge, sınırdan 6 kilometre içeride... Oysa, o bölgede "220 bin asker"imiz bulunuyor... "220 bin askere rağmen" PKK'lılar içeriye nasıl sızabildi ve nasıl kolayca kaçabildi?.. Hem de sırtlarındaki "ağır silah"lara ve "dağlık arazi"ye rağmen?.. - "Sınır ötesi operasyon"a onay veren "tezkere"den sonra böylesine "kanlı bir saldırı"nın düzenleneceği beklenmiyor muydu?.. Bekleniyor idiyse, niçin gerekli tedbir alınmadı?.. - Askerî birliğin geçtiği Avaşin Çayı üzerindeki köprü, 1994 yılında da benzeri bir saldırıya maruz kalmıştı... Bu bilindiği halde, 20 metrelik köprüye, "12 araçlık konvoy" niçin aynı anda sokuldu?.. - Şehit askerler arasında bir "astsubay çavuş" var... Böylesine büyük bir askerî birliğin başında niye bir "teğmen", "üsteğmen" veya "yüzbaşı" yok? - Bu ülkede "bakan"lar ve "başbakan"lar için çeşitli suçlamalarda bulunuldu... Bakanlar ve başbakanlar, haklarındaki suçlamalar için "Yüce Divan"da hesap verdiler... Peki, bunca "şehit"in hesabının sorulacağı bir "komutan" yok mu?.. Siyasiler "Yüce Divan"larda yargılanırken, askerî sorumlular için, bugüne kadar niye "Divan-ı Harp" kurulmadı?.. EMEKLİ GENERALLER NE DİYOR? İşte bu duygu ve düşüncelerin seslendirildiği "Vakit Yayın Kurulu toplantısı"nda, sürmanşete verilecek başlık da kendiliğinden oluştu... Herkesin ittifak ettiği başlık şöyleydi: "Böyle gitmez!" Muhabirlerimize "demeç" veren terör uzmanları ve emekli generaller de Vakit Yayın Kurulu'nun bu görüşünü destekliyordu!.. Onlar da, "Bu, böyle gitmez" diyorlardı. Evet, böyle gitmez!.. "Bölgede yapılan askerî yığınağa rağmen, teröristler bu kadar kolay saldırı düzenleyebiliyorsa, bunun hesabı verilmelidir!.." Böyle gitmez, çünkü; İzlenen "alan kontrolü" stratejisi yanlıştır, derhal vazgeçilmelidir!.. Teröristlerin karşısına, "deneyimsiz Anadolu çocukları"nı çıkarmak da, facialara davetiye göndermekten öteye gitmez... Teröristlere karşı "düzenli ordu" kullanmak da bir hatadır. PKK'ya karşı daha küçük ve özel eğitimli birlikler kullanılmalıdır!.. Gördüğünüz gibi; Vakit Yayın Kurulu üyelerinin "duygusal" bir gözle baktığı ve "soru"larla deşelemeye çalıştığı olay konusunda, "terör uzmanları"nın ve "emekli askerler"in de "görüş" ve "teklif"lerini aktardık ki; hiç kimse, "eleştiri çok, öneri yok" demesin!.. Kaldı ki; "eleştirmek" de, olayı aydınlatmaya yönelik "soru"lar sormak da, bırakın "gazeteci" olarak; bu ülkenin "vergi veren bir vatandaşı" olarak, bir "ağabey" veya "baba" olarak bizim görevimiz... Bu ülkede; sırf açık bırakılan "logar kapağı"ndan dolayı ölen bir çocuğun hesabı soruluyor ve bu "ihmal"in sorumluları görevden el çektiriliyorsa, "bir günde verilen 12 şehit"in hesabı da sorulmalıdır!.. Çünkü bu ülkede Anayasa'nın 10. Maddesi hâlâ yürürlüktedir ve bu maddeye göre de; "hiçbir kişi, kuruluş ve zümreye ayrıcalık tanınamaz, hiçkimse de imtiyazlı değildir!" Kısacası; "Bakan"ların ve "başbakan"ların hesap verdiği bir ülkede, eğer "ihmal" ve "hata"sı varsa "Genelkurmay Başkanı" da hesap vermelidir!.. Selâm, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimizle... 22 EKİM 2007 ![]()
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() yine harika bir yazı yazmış hasan abim :-\
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ewet her zaman ki gibi...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
herkes neden hukumetten aciklama bekliyor, bu kadar bilinmeyen var iken ordudan bir aciklama gelmiyor ya ordumuzu cok seviyoruz ya da hukumeti hic sevmiyoruz hangisi ![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() arkadaslar yazi ile ilgilenen herkese benden begeni ;)
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() HASAN BEY MÜKEMMEL BİR YAZAR KALEMİ ÇOK GÜÇLÜÜ VE İÇİNDEN GELENİ OLDUĞU GİBİ SÖYLÜYOR BU YÜZDEN TAKİP ETTİĞİM EN İYİ YAZARDA O ZATEN :
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() evet ben de saydigin butun bu nedenlerden oturu kendisi ile tanismak istiyorum bir de karahasanoglu beyefendi var
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() PAYLASIMIN IOCIN TESEKURLER
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|