Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı ve ilk kez üç tane general ilgili bakan tarafından açığa alındı... Terör örgütü üyesi olmak ve hükümeti cebren devirmeye teşebbüs etmekten 15 ila 20 yıl arası hapsi istenen üç ismin açığa alınması hâlâ bizim memlekette büyük haber!!

Başbakan bu açığa alınmalarla ilgili kendisine soru sorulduğunda generallerin de memur olduğunu ve dolayısıyla haklarında böyle bir işlem yapılabileceğini söyledi... Oysa ben bu köşede kendini “devlet adamı” zanneden ve hiç kimsenin emrinde olmadığını düşünen bir Genelkurmay Başkanı’na “devlet adamı değilsin, devlet memurusun” dedim diye şu an “kamu görevlisine alenen hakaretten” hapisle yargılanıyorum...

Tek bu da değil ismi geçen şu an emekli devlet memuru olan malum memur İlker Başbuğ’un “manevi şahsiyetini tahkir”den ayrıca yargılanıyorum... Genelkurmay Başkanı’nın Başbakan’ın emrinde memur olduğunu söylediğim için açılan davalardan sonra ben ikinci kere askerlerin anayasal konumunu hatırlatma gereği duyarak “Devlet adamı değilsin, devlet memurusun” diye bir yazı daha yazdım. Yine aynı şekilde “kamu görevlisini alenen aşağılama” davası açıldı... Ayrıca İlker Başbuğ daha da çok vurguyla “Ben bir devlet adamıyım” diye konuşmaya başladı... Hele bir konuşmasında defalarca aynı sözü söyledi, e napayım ben de kalemimi durduramıyorum, bir kez daha bu anayasal hakikati (yani kendisinin Başbakan’ın emrinde bir memur olduğu hakikatini) kendisine hatırlatma gereği duydum... Bir kez daha davalar, davalar...

Fakat Genelkurmay’a bu davalar da yetmedi... Genelkurmay Başkanı’na “devlet memuru” dediğim için hakkımda Hrant Dink’i ölüme götüren “Türklüğü aşağılamak” suçunun ifade edildiği 301. Madde’den dava açtırmak istediler... Yani ben Başbakan’ın emrinde bir memura “memur” dediğim için beş yıla kadar hapisle yargılanacaktım... Genelkurmay Başkanı hakkında anayasal bir hakikati ifade ettiğim için “Türklüğü alenen aşağılamak” suçundan yargılanacaktım...

Adalet Bakanlığı bu talebe olumlu cevap vermedi. Genelkurmay bir başvuru daha yaptı, Bakanlık onu da reddetti... Sonra ardı ardına 11 başvuru birden yapıldı, geçen pazar Ahmet Altan da bunu detaylı olarak yazdı...

Dün Eser Karakaş da Star gazetesinde bu “memursun” meselesinin detaylarını merak etmiş. Karakaş’tan bir gün önce de Güneri Civaoğlu ve Doğan Akın yazdılar... Alın işte Genelkurmay Başkanı için ve tüm generaller için “Devlet adamı değilsiniz, devlet memurusunuz” dememin serencamı... Yargılamalarım sürüyor...

Bir avukat dostum bana dün “Keşke hüküm giysen de bunu AİHM’e götürsek, kendi anayasal konumları olan “memurluk”u hakaret sayan zihniyet tüm dünyaya deşifre olsa” dedi... Ben böyle düşünmüyorum, ben yurttaşı olduğum ve tutkuyla sevdiğim Türkiye’nin böyle komik işler yüzünden ele güne rezil olmasını istemiyorum. Avukat dostum haklı, çıkar hesabı yaparsak hüküm giymem benim işime yarar ama ülkemin böyle bir komiklikle anılmasını, milyonlarca insanın ülkeme dair kahkahalar atmasını istemiyorum... Kimileri kendilerini rezil etmekten hoşlanabilir ama Türkiye’yi kimsenin rezil etmeye hakkı yok...

Fakat ister istemez aklıma gelen soruları da burada ifade etmek istiyorum... Şimdi acaba Türk savcıları Başbakan’ın açıklamasına da dava açacak mı? Başbakan da üç generalden bahsederken “memur” dedi. Başbakan da “kamu görevlisini alenen aşağılamak” suçundan yargılanacak mı?

Dahası acaba ben bugün attığım başlıktan ötürü bir kez daha yargılanacak mıyım? “Generaller devlet memurudur. Başbakan emreder, generaller de hizaya girer” demek suç mudur?

Suçsa bile maalesef ben bu suçu yine işlemek zorundayım... Çünkü ben böyle bir Türkiye’ye inanıyorum... Asker memurların da sivil memurların da demokratik iradeyle seçilmiş sivil hükümetin emri altında çalıştığı ve bundan ötürü de gurur duyduğu bir Türkiye’ye...

Rasim Ozan Kütahyalı

Niye Memur değilmiymiş ki kendisi. Sözde demokrasi işlerken iyi idi şimdi hakikisi dokunuyor birilerine