Salih Tuna - Yeni Şafak
[email protected]


Ey İsrail bu 'ahlakı' kimden öğrendin?


Dinci-faşist rejimin dışişleri bakanı Livni, “Operasyonların ne zaman biteceğine sadece İsrail karar verir…” demiş.

“Operasyon” dediği de, Gazze'de bebek öldürmek…

Terör rejiminin başbakanı Ehut Olmert de, Birleşmiş Milletler dahil, dünya kamuoyunun tepkisine, “Kimse bize ahlak dersi vermesin…” şeklinde posta koymuş.

Gazze halkını çoluk-çocuk katletmek “ahlaklarına” mugayir değil demek ki!

Yani…

Aylardır bir lokma ekmeğe muhtaç; aç, susuz, ilaçsız ve elektriksiz bıraktıkları Gazze halkının başına bomba yağdırmak “ahlakî” bakımdan problem değil.

O bombalar ki, gökyüzünde bir “havai fişek” gösterisi kadar revnaklı.

Yeryüzünde…

Düştüğü her yeri yakıp kavuran…

Yaktığı yeri suyun söndüremediği bombalar…

Gazze'deki bebeğin beşiğini, su bulamayan ananın eşiğini yakıp kavuran bu fosfor bombalarını Hitler görseydi, ağzının suyu akardı mutlaka.

Demek ki…

Dünyaya açılan bütün kapılarını kapatarak bir toplama kampı haline getirdikleri Gazze halkının üzerine bu bombaları boca etmek, dinci-faşist rejimin “ahlakına” zerre miskali zeval vermiyor.

Öyle bir ahlak ki bu; okulları, camileri, hastaneleri, savunmasız sivilleri katletmekten hiç rahatsız olmuyor.

Dahası…

Zırhlı tanklarıyla, enva-i çeşit ölüm kusan silahlarıyla, taştan başka silahı olmayan çocukları öldürmekten zevk alıyor.

“Evlerinizi boşaltın bombalayacağız…” dedikten sonra, korku ve dehşet içinde evlerinden çıkan çoluk-çocuk, kadın-ihtiyarı katletmenin başka izahı var mı?

En adi teröristin bile tutabileceği bir sözü vardır.

Bu “ahlakın” yok!

Hamas'la yaptıkları barış başta olmak üzere, şimdiye değin hiçbir sözlerini
tutmadılar.

Hem katletmeye devam ettiler, hem de ambargoyu kaldırma sözlerini çiğneyerek; Gazze halkını “sessiz bir ölüm”e mahkûm etmek istediler.

Olmert ahlakı budur!

Budur, katliama ne zaman son vereceğimize sadece biz karar veririz, diyen Livni ahlakı!

Dinci-faşist rejimin başbakanı Olmert daha önce, Kana katliamı öncesi, “İsrail devleti”nin sınırlarını 10 yıl sonra açıklayabileceklerini beyan etmişti.

Ülke sınırları gibi ahlaksızlıklarının sınırları da belirsizdir.

Birleşmiş Milletlere ait sığınakta 40 çocuk öldürdüklerinde başvurdukları gibi, tek bildikleri yalan, hep yalan...

Dinci-faşist İsrail rejimi baştan ayağa yalandan ibarettir.

Devlet olmaklığı da yalandır.

Hiçbir anlaşmaya uymayan, sözünde durmayan, çocuk katletmeyi marifet bilen bir devlet olmaz.

Musevilikle de, Yahudilikle de alakası yoktur.

Martin Buber'in ifadesiyle, “siyasi siyonizm”, dini köklerinden koparan ulus devlet putperestliğine dayanır.

Dinci-faşist İsrail rejimi…

Gazze'li çocukların cansız bedenlerinden kan akarken bile, “Mezarlardan çocuk cesedi çıkarıp gösteriyorlar…” diyecek kadar müstekreh yalanlara sarılmıştır.

Sonra da…

Aralarında Hamas militanı vardı, bahanesiyle çocuk katliamına güya gerekçe aramıştır.

Terörist Olmert haklı!

Kimse ahlak dersi veremez onlara.

Çocuk katletmenin bahanesi olabileceğini zannedenlere ahlak dersi verilemez zaten.

Gazze katliamına ait herhangi bir fotoğrafa bakmaya normal bir insanın vicdanı güç yetiremezken, katlettikleri sivillerin önünde hatıra fotoğrafı çektirenlere veya piknik yaparak katliam seyreden mahlûklara mümkün mü ahlak dersi vermek?

Livni de haklı…

Kana doyana kadar sürsün katliamları!

En iyi Filistinli ölü Filistinlidir çünkü. Hatta, hiç yaşamamış…

Ey dinci-faşist İsrail rejiminin teröristleri!

O büyük günde, o hesap gününde…

Zeytin gözleri kana bulanmış o bebeğin, korkudan elleri titreyen Filistinli o kız çocuğun hesabı soruldukta ne diyeceksiniz?

Hadi dünyayı, dünya kamuoyunu takmıyorsunuz.

Hitler'in soykırımdan geçirdiği 6 milyon masum Yahudi'nin hatırasına da mı saygınız yok?

Onlara da…

Çocukları ve bebekleri, içlerinde bir militan saklandığı için katlettik mi diyeceksiniz?

Peki…

Kimden öğrendiniz bu utanmaz, bu rezil ahlakı?

Hitler'den mi?

Kimden?..

Diye sorarlarsa ne cevap vereceksiniz?

14 Ocak 2009 Çarşamba