11-14-2008, 10:13 | #1 |
Eyvah... Hakkı Bey de çıldırdı!(AHMET KEKEÇ)
İyi, nezih, temiz bir adamdır. Politik olarak kesişmeyiz, kesişmemiz de gerekmez ama, oturduğumuzda en azından iki çift laf edebileceğimizi biliyor, tahmin ediyorum.
Bu ‘iyi, nezih ve temiz adam’ dünkü yazısında ağzını bozdu. Benim bildiğim Hakkı Devrim, diyeceğini, hakaret ve aşağılama sözcüklerine başvurmadan da diyebilecek çapta bir yazar. Kemal Alemdaroğlu ve Yekta Güngör Özden hakkında yazdıklarını hatırlıyorum. İyi yazılardı. Tabirimi mazur görün, ‘ince geçirme’nin yetkin örneklerindendi. Ders niteliğindeydi. Hem, ‘babacan’ bir tarafı da vardır Hakkı Bey’in. Diyeceklerini öyle bir üslupla söylüyor ki, (yine af buyurun) en kaz kafalı insanda bile utanma duygusuna yol açıyor... Hakkı Bey’e bir şeyler oldu. Sağlığına kavuştuktan sonra biraz daha mı pervasızlaştı? Biraz daha mı cüret kazandı? Yoksa kafasına tuğla mı düştü? Ne olduysa oldu artık... Bilmiyorum. Tavrını ve üslubunu değiştirdi. Bununla birlikte, ağzını da bozdu. Belki de ‘değişim’e ayak uydurdu. Doğan Grubu yayın organlarındaki değişimden söz ediyorum. ‘Tavır ve üslup değişikliği, tek başına Hakkı Devrim’in suçu olmayabilir yani’ demek istiyorum. Böyleyse de, mazur görülebilir bir durum değil. Doğan Grubu yayın organlarında, son zamanlarda, birtakım ‘ağzı bozuk’ yazarlar türedi. Ona buna dirsek atıyorlar, lakap takıyorlar, küfrediyorlar, ‘Hey sen... Gel bakayım buraya, kaçma, aşağılık adam’ diye meydan okuyorlar. Bu sahte delikanlılığı da bir tür ‘yazı adamı tavrı’ sanıyorlar. Etik ilkeler yayınlayan, dolayısıyla ‘kişileri eleştirinin ötesinde küçük düşüren hakaret ve küfür yazılarına yer vermeyeceğini’ deklare eden Doğan Grubu da, bu aleni terbiyesizlik karşısında susuyor. Bu grubun, bir de ‘etik kurulu’ var. Hakkı Devrim de, yanlış hatırlamıyorsam, bu kurulun üyeleri arasında. Gel gör ki, o da son zamanlarda ağzını bozdu. Pervasızlaştı. Çığırından çıktı. Hakkı Bey, Başbakanlığın uyguladığı ‘akreditasyon yasağı’na kızmış. Bu yasağın mimarına ‘saygısız, terbiyesiz, haddini bilmez’ diye saydırıyor. Buna ‘akreditasyon yasağı’ mı denmeli? Tam emin değilim. Bildiğim kadarıyla Başbakanlık, bazı gazetelerden, ‘yalan haber’ yazan muhabirlerin yerine, başkalarının görevlendirilmesini istiyor. Gazetelere yönelik bir yasak söz konusu değil yani... Bana sorarsanız, yanlış bir karar. Yalan haber yapılıyorsa, bu muhabirlerin değil, masa başında görev yapan adamların suçu. Muhabirler cezalandırılmamalıydı. Hakkı Bey isyanında haklı yine de... Keşke düşüncelerini daha saygılı bir üslupla dile getirseydi. Efendiliğini bozmasaydı... Doğan Grubu’ndaki ‘hakaret modası’na uymasaydı. Haklı ama... Daha da çok haklı olabilmesi için, bugüne kadar Genelkurmay’ın uyguladığı akreditasyon yasağını da ‘problem’ etmesi gerekirdi ki, Hakkı Bey’den bu ölçüde, yüksek volümlü bir itiraz duymadık. 14 Kasım 2008 Cuma
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|