AK Gençliğin Buluşma Noktası
Forum Köşe Yazarlığı Ak Parti Forum Köşe Yazarları buraya.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-10-2011, 23:48   #1
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart Ezberleri bozan cemaat gerçekleri-Andy-AR'ın STAR icin yaptığı büyük araştırma
Çoğunluk ‘baskı yok’ diyor toplum cemaatlerle barışık




STAR tarafından ANDY-AR’a yaptırılan ‘Türk Toplumunda Cemaat Algısı’ araştırması ezberleri bozacak nitelikte. Araştırma Türkiye toplumunun cemaatlerle barışık olduğunu ortaya koyuyor.
Star, son yılların en hararetli tartışma konusu olan ve siyasetten ekonomiye, yargıdan medyaya her alanı etkisi altına aldığı iddia edilerek adeta efsaneleşen ‘Cemaat’ gerçeğini tüm yönleriyle masaya yatırdı. ANDY - AR Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin ‘cemaatler’, ‘din ve toplum’, ‘din ve siyaset’, ‘modernleşme ve din’ gibi sosyolojik alanlarda uzman olan Prof. Ömer Çaha, Prof. Yasin Aktay, Doç. Ferhat Kentel ve Doç. Ramazan Yelken’e hazırlattığı araştırmanın sonuçları ezberleri bozacak nitelikte. 10-20 Mart tarihlerinde 20 il ve bağlı 40 ilçede 2 bin160 kişi ile yüz yüze görüşülerek hazırlanan “Türk Toplumunda Cemaat Algısı” adlı araştırma ‘Cemaat’ denilince sadece ‘dini cemaatler’in akla geldiğini ancak cemaatlerin dinsel veya seküler manada birer sivil toplum oluşumu olduğu gerçeğini ortaya koydu. 97 sayfadan oluşan ve Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Malatya, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Trabzon Van ve Zonguldak’ta yapılan saha çalışmasının dikkat çeken sonuçları şöyle aktarıldı:
12 milyon kendini cemaat üyesi sayıyor
Araştırmaya göre “cemaatlere biraz yakınlığım var” ya da “herhangi bir cemaate mensubum” diyenlerin toplam oranı yüzde 16. Araştırmacılar bu durumu şöyle yorumluyor: “Bu da 75 milyonluk bir nüfus üzerinden yaklaşık olarak 12 milyona tekabül eder. Bu sayı ağırlıklı olarak Nur cemaatinde yoğunlaşmaktadır. Cemaat mensuplarını yüzde 25’i Fethullah Gülen, yüzde 20’si de Nur cemaatine bağlıdır.”
En çok tanınan Gülen en olumlu Cübbeli
Adını en fazla duyduğunuz cemaat hangisi, sorusuna ‘Gülen Cemaati’ cevabı verenlerin oranı yüz de 30.1 oldu. Bunu, “Süleymancılar” yüzde 19, “Nur Cemaati” yüzde 17.3, “Nakşibendiler” yüzde 5.9, “İsmailağa Cemaati” yüzde 2.8, “Cubbeli Ahmet Hoca Cemaati” yüzde 2.4 olarak izledi. “Adını bildiğiniz herhangi bir dini cemaat lideri var mı”, sorusuna “Fethullah Gülen” yüzde 60.6, “Mahmut Efendi” yüzde 7.4, “Cübbeli Ahmet Hoca” da yüzde 1.5 olarak çıktı.
Manevi ihtiyaçlar cemaate götürüyor
Çok tartışılan cemaatlerin işlevlerine ilişkin olarak da “Bir cemaate girişinizde en fazla rol oynayan neydi” sorusuna “Dini ve manevi ihtiyaçlar” yüzde 18, “Aile veya arkadaşlarımın etsisi” 8.2, “Cemaatteki samimi arkadaşlık” 6.6, “Yalnızlık problemini aşma isteği” 5.7, “Cemaatteki paylaşma duygusu” 3.7, “Cemaatin başarılı hizmetleri” 1.7, Diğer 6.1, cevap yok yüzde 50 yanıtları verildi.
En başarılı oldukları alan dershane çıktı
Araştırmaya katılanlara cemaatlerin hangi alanlarda başarılı olup olmadğı da soruldu. Katılımcıların yüzde 37.8’i “Dershane ve okul faaliyetlerinde” yanıtını verirken, “Dini hizmetler” diyenlerin oranı yüzde 27.2, “Sosyal yardım hizmetleri” diyenlerin oranı yüzde 12.3, “Hiçbir şeyde başarılı bulmuyorum” diyenlerin oranı yüzde 8.9’da kaldı.
Yeni cemaatler ADD, ÇYDD ve Masonlar
Araştırmada sorulan “Mason/Lions/Rotary kulüpleri, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi topluluklar da bir nevi cemaat sayılabilir mi” sorusuna yüzde 27.4 evet sayılabilir, yüzde 26.1 fikrim yok ve yüzde 46.4 hayır sayılmaz yanıtını verdi. Araştırmacılar konuyla ilgili yorumlarında, “Dini amaçların dışındaki herhangi bir amaçla bir araya gelenlerin de cemaat oluşturup oluşturmadığını sorgulamak üzere mason, lions, rotary kulüpleri ile Atatürkçü Düşünce Derneği veya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi seküler karakterli kuruluşların da bir nevi cemaat sayılıp sayılmayacağı sorgulanmıştır. Araştırmada yer alanların yüzde 27’si bunların da cemaat olarak algılanabileceğini belirtmiştir” denildi. ANDY - AR’IN araştırmasında cemaatlere hiçbir parti seçmeninin uzak kalmadığı görülürken, sanıldığının aksine AK Parti tabanının yüzde 72.2’lik oranının kendini bir cemaate yakın hissetmediği sonucu ortaya çıktı.
CHP’ye göre en olumlu Nakşiler
En etkili cemaatler hakkında olumlu düşüncelerin dağılımı tablosunda durum ise şu şekilde:
Gülen Cemaati: AK Parti yüzde 60, CHP yüzde 8.1, MHP yüzde 6.5,
BDP yüzde 3.8
Nur Cemaati: AK Parti yüzde 69.6, CHP yüzde 4.1, MHP yüzde 12.3,
BDP yüzde 2.3
Süleymancılar: AK Parti: Yüzde 45.5, CHP yüzde 10.4, MHP yüzde 14.3
Cübbeli Hoca: AK Parti yüzde 81 CHP,- MHP -, BDP yüzde 4.8
Hizbullah: AK Parti yüzde 44.4, CHP yüzde 11.1, MHP yüzde 22.2, BDP -,
Nakşiler: AK Parti yüzde 75, CHP yüzde 12.5, MHP -, BDP-
İsmailağa Cemaati: AK Parti yüzde 100, CHP-, MHP-, BDP-
Cemaatten baskı hissetmedim % 74
Araştırmada yöneltilen “Son bir yılda herhangi bir dini cemaatten kaynaklanan bir baskıya uğradığınızı hissediyor musunuz” sorusuna “Kesinlikle hissetmedim” yüzde 51.9, “Pek hissetmedim” yüzde 23.8, “Biraz hissettim” yüzde 8.9, “Çok hissettim” yüzde 5.3, “Cevap yok” 9.1, ve diğer 0.9 oldu.
Cemaatler mensubu olmayanları dışlamıyor
“Size göre dini cemaatler kendi dışındaki insanları dışlıyorlar mı” sorusuna “Kesinlikle dışlamıyorlar” diyenlerin oranı yüzed 25.6”, “Pek dışlamıyor” yüzde 25.4, “Biraz dışlıyorlar” yüzde 23.6, “Kesinlikle dışlıyorlar” yüzde 21” diğer ise yüzde 4.4 oldu.
Cemaatlere karşı mısınız?


Katılımcılara yöneltilen ‘Genel olarak dini cemaatler hakkında hangi kanaatlere sahipsiniz’ sorusuna, ‘Karşı değilim, ama pek tasvip de etmiyorum’ diyenlerin oranı yüzde 31.4 olarak gerçekleşti. ‘Genel olarak olumlu buluyorum’ diyenlerin oranı yüzde 24.3 oldu.
Cemaatlerin dağılımı


‘Mensup olduğunuz ya da yakınlık hissettiğiniz cemaat hangisidir’ sorusuna ‘Gülen cemaati’ yüzde 24.56, ‘Nur cemaati’ yüzde 19.88, ‘Süleymancılar’ yüzde 8.91, ‘İsmailağa’ yüzde 8.31, ‘Nakşiler’ yüzde 4.14, ‘Menzil cemaati’ yüzde 3.83, olarak cevap verildi.
En etkili cemaatler hangileri


‘Size göre Türkiye’de en etkili olan cemaat hangisidir’ sorusuna ise en fazla adı duyulan sıralamasında birinci gelen ‘Gülen cemaati’ şıkkını işaretleyenlerin oranı yüzde 44 olurken, ‘Nur cemaati’ yüzde 16.9, ‘Süleymancılar’ yüzde 6.3, ‘Hizbullah’ yüzde 5.3 oldu.

 

onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-10-2011, 23:49   #2
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart
Alevi ve Kürtler’e hoşgörülü Çingene ve Hristiyana soğuk


Andy - Ar’ın STAR için yaptığı “Cemaatler Gerçeği” araştırması genel geçer doğrulara dayanan yargıları kökten değiştiriyor. Toplumun cemaatlerle barışık olduğunu gözler önüne seren “Türk toplumunda cemaat algısı-Mart 2011” araştırmasının ikinci bölümünde, etnik ve dini gruplara mensup kişilerle komşuluk ilişkilerinde, çarpıcı sonuçlar ortaya konuyor.
AK Partİ, CHP, MHP ve BDP seçmeni “Alevi”, “başörtülü”, “başörtüsüz”, “dindar-sünni” ve “Kürtler” ile komşuluk ilişkisi için sorun görmüyor. Ancak “ateist”, “çingene”, “Hristiyan”, “eşcinsel”, “Yahudi” ve “Ermeniler” ile komşu olma konusunda AK Parti ile MHP seçmeni “daha az istekli”, CHP ile BDP’lilerin de kısmen toleranslı.
- BDP seçmeni birçok konuda CHP ile benzer tutum sergilerken ‘içki içenler’ konusunda AK Parti ile MHP seçmenine yakın bir tavır göstermesi dikkat çekiyor.
- Üniversite mezunlarının içki içen, ateist, yahudi veya ermenilerle komşu olma konusunda diğer eğitim düzeyine göre ‘daha az çekingen’ iken ‘Çingene ve eşcinseller’ konusunda diğer eğitim düzeyine sahip olanlarla benzer düzeyde bir isteksizlik gösterdiği görülüyor.
Komşulukta dikkat çeken detay
- Çalışmada dikkat çeken bir başka başlık ise içki içenlerin sadece muhfazakarlar tarafından değil Atatürkçü, laik, liberal, özgürlükçü, demokrat-sosyal demokrat ile Marksist-sosyalist kimliğine sahip olanlar tarafından da komşu olarak ‘istenmiyor’ olması...
- Araştırmayı yapan uzmanlar bu tabloyu şu sözlerle değerlendirdi:
“Politik gündemde çatışmalı olarak öne sürülen başörtüsü, Kürt, dindarlık, Alevilik gibi kimlikler konusunda sosyolojik düzeyde komşuluk sorunu görünmüyor. Komşu olma konusunda isteksizliğin en az yoğunlaştığı beş grup başörtülü veya başörtüsüz kadınlar, dindar Sünniler, Aleviler ve Kürtlerdir. Başka bir deyişle, toplumda en fazla bunlardan biriyle komşu olma konusunda olumlu eğilim bulunuyor.”
Yüzde 46 muhafazakar yüzde 27.7 Atatürkçü-laik
Cemaatler Gerçeği araştırması, toplumun siyasi şablonunu da ortaya çıkardı. İşte Türkiye’nin siyasi kimlik dağılımı.
ANDY - AR’In, Stratejist Faruk Acar’ın koordinatörlüğünde Prof. Ömer Çaha, Prof. Yasin Aktay, Doç. Ferhat Kentel ve Doç. Ramazan Yelken’e 10-20 Mart tarihleri arasında 20 il ve bunlara bağlı 40 ilçede 2 bin 160 kişi ile yüz yüze görüşülerek hazırlattığı araştırmada, katılımcılara “Kendinizi hangi kimliğe ait hissediyorsunuz” sorusu da yöneltildi.
Atatürkçü ve Laik kimlik yüzde 27.7 ile birinci sırada çıktı. Yüzde 25.2 ile Milliyetçi - Muhafazakar, yüzde 20.9 ile Dindar - Muhafazakar oranlarının toplamı yüzde 46.1’i oluşturdu. Toplumun yüzde 7’si kendisini “Demokrat - Sosyal demokrat”, yüzde 5.8’i “Liberal - özgürlükçü”, yüzde 2.3’ü “Marksist - sosyalist” olarak tanımladı.
Yüzde 81 oruç tutuyor yüzde 57.6 içki içmiyor
Araştırmada Türkiye toplumunun çeşitli dini ibadetlere bakışı da incelendi. “Toplumun yaklaşık yüzde 65’i Ramazan’da düzenli oruç tutarken, yüzde 16’sı da arada bir oruç tutuyor. Bu da yüzde 81’lik bir kitlenin Ramazan’da oruç tuttuğu anlamına geliyor.
- Cuma namazıyla günde beş vakit namaz kılanlar toplumun yarısından fazlasını oluşturmakta. Araştırma bulgularından anlaşıldığına göre toplumun yüzde 52’si Cuma namazını, yüzde 54’ü de beş vakit namazı düzenli veya ara sıra kılmakta.
- İçki içme alışkanlığı namaz alışkanlığına göre daha düşük düzeyde seyretmekte. Düzenli olarak içki içtiğini belirtenlerin oranı yüzde 10.5 iken, arada bir içenlerin oranı ise yüzde 26 düzeyinde.
- Toplumsal hayat ile ilgili sorulan “hangisini düzenli olarak yapıyorsunuz” sorusuna en çarpıcı yanıt namaz ve içki konularında verildi. Beş vakit namaz kılanların oranı yüzde 27.5 iken, cuma namazı kılanların oranı ise yüzde 33.9, ramazanda oruç tutanların oranı yüzde 64.7 oldu. İçki konusunda yüzde 57.6 “pek içmem” yanıtı verdi.

Eşcinsel, ateist ve içki içen komşu istenmiyor
- ‘Kİmİnle komşu olmak konusunda ne düşünüyorsunuz?’ sorusu parti seçmenlerine göre dağıldığında ise AK Parti, CHP, MHP ve BDP seçmenin Çingeneler ve eşcinsellerle komşu olmak istemediği belirlendi.
- AK Partililer yüzde 39.9, CHP yüzde 31.3, MHP yüzde 43.3, BDP ise yüzde 34.3 oranında Çingenelerle komşu olmak istemiyor.
- Eşcinsellerle komşu olmak istemeyenlerin oranı ise AK Parti yüzde 68.2, CHP yüzde 43.3, MHP yüzde 67.4, BDP ise yüzde 46.5 olarak gerçekleşti.
Başörtülü-başı açık hoşgörüsü
- Toplumun büyük kesiminde başörtülülerle komşu olma konusunda bir sıkıntı olmadığı rakamlara yansıdı. Başörtülülerle komşu olmak isteyen Atatürkçü-laiklerin oranı yüzde 34.8 olurken, başörtüsüzlerle komşu olmak isteyen Dindar- Muhafazakarların oranı da yüzde 38.4 oldu.
- Araştırma grubu sonuçlardan Atatürkçü ve Marksistlerin eşcinsel komşu istemediğini belirterek şu yorumu yapıyor: “İçki içenleri komşu olarak istemeyenlerin oranı en fazla muhafazakar-dindar kesimde yoğunlaşması anlaşılır bir durumdur. Ancak içki içenlere karşı Atatürkçü-laik, liberal-özgürlükçü, demokrat-sosyal demokrat ile Marksist-sosyalist kimliğine sahip olanlar tarafından da istenmiyor olması ilginç bir bulgudur.”

GRUP ÜYELİĞİ 
Aidiyet ve kimlik kazandırır
“Herhangi bir gruba girmek veya çevreye girmek size ne kazandırır” sorusuna katılımcıların yüzde 26.9’u “İnsana aidiyet ve kimlik kazandırır”, yüzde 23’ü “yalnızlık duygusunu giderir”, yüzde 22’si “Başkasıyla paylaşma güdüsünü geliştirir”, yüzde 16.3’ü “insanı ortak amaçlara sevkeder” yüzde 3.9’u “insanın özgürlüğünü yok eder” cevabı verdi.
onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-10-2011, 23:51   #3
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart
Cemaatler dışa açılarak cemiyete dönüşüyor


ANDY - AR’In STAR için yaptığı “Cemaatler Gerçeği” araştırmasını hazırlayan Prof. Dr. Yasin Aktay, Prof. Dr. Ömer Çaha, Doç. Dr. Ferhat Kentel, Doç. Dr. Ramazan Yelken ile stratejist Faruk Acar sonuçları değerlendirdi.
Dünyada cemaatten sıyrılmış bir toplum olmadığına vurgu yapan araştırmacılar, cemaatlerin Türkiye’de eğitim alanındaki çalışmaları ile sınıfsal farkı kaldırdığını belirtti. Araştırmacıların ortak değerlendirmesine göre klasik cemaatler, modernleşme süreci, sivilleşme iradesi, piyasa dinamikleri, tüketim alışkanlıkları ve toplumsal etkileşimler ile birlikte belirgin biçimde dışa açılarak cemiyete dönüşüyor. Cemaatlerin canlı bir organizma gibi yaşadığını belirten araştırmacılar “Cemaatler toplumun havasını teneffüs edecek, onunla etkileşime girecek, burada oluşan kültürel aurayı içselleştirerek onun renginden çizgiler taşıyacaktır. Bu da cemaatin dönüşümünü ifade eden bir şeydir” yorumunda bulundu. KEMAL GÜMÜŞ İSTANBUL
Ülkemiz adeta cemaat toplumu
Prof. Dr. Yasın Aktay: Araştırmada özet olarak söylenebilecek şey, Gülen Cemaati kendini tanıtma başarısı gösterdiği için insanlara ‘cemaat’ denilince Gülen Cemaati anlaşılıyor. Bunun dışında cemaatin Türkiye’de oransal olarak büyük olduğu ortaya çıktı. 12 milyon cemaat üyesi var. Bunlar bilinenler. Bir de bilinmeyenler ve birden fazla cemaate üye olanlar da var. Aslında toplumda iki tür cemaat var. Bir dini cemaat ikincisi de cemaat olarak kabul edilen çeşitli STK’lar var. Sosyolojik olarak bakıldığında, bir cemaat toplumuyuz. Türkiye bir cemaat toplumu. Türkiye’de bazı cemaatler, devletle olan ilişkiler nedeniyle hedef haline geldikçe içlerine daha çok kapanıyorlar. Güvenlik dili geliştirmeye başlıyorlar. Toplumun geri kalanında da o cemaat hakkında soru işareti oluyor. Gülen Cemaati kendini çok tanıtıyor. Gülen Cemaati kendini tanıtmaya çok uğraşınca onu çok sevenler olduğu gibi nefret edenler de oluşuyor.
Türkiye toplumu ikiye bölünmüyor
Doç. Dr. Ferhat Kentel: Toplumda aslında bir sürü cemaat var. İnsanlar bu değişik cemaatler içinde birliktelikler yaşıyor. Cemaat insanların daha yakın hissettikleri kişileri bir araya getirdiği yerler. Cemaat aileden başlayan bir süreç... İnsanların bireyselleşme ve yalnız kalma dertlerine karşı bu anlamda cemaatler her zaman mümkündür. Araştırmada paradoksal bir takım sonuçlar var ama çıkan manzara modern hayatın toplumun bireylerden oluşma beklentisinin aksine olduğudur. Bu araştırmadan modern hayatla beraber cemaatler ortadan kalkmıyor. Modern toplumun ifade yolları iç içe geçiyor. İnsanlar cemaatler içinde bir yandan yakınlığı arıyor öbür yandan modern toplumun bireyselleştirici unsurları harmanlıyor. Bu çok önemli bir sonuç. Araştırmaya göre toplumu genel olarak ikiye bölmek mümkün değil. Parti tabanlarında da bunu görebiliyoruz. En dindar gözüken AK Parti içinde durum bu en laik gözüken CHP içinde. Oranlar değişiyor.
Bu grupların gücü çok büyük
Stratejist Faruk Acar (ANDY - AR Sosyal Araştırma Merkezi Başkanı): Araştırma için en temel nedenimiz, bu alanda hiç araştırma yapılmamış olmasıydı. Özellikle cemaatler üzerinde seçim dönemine giderken yoğun tartışmalar olması, bir şekilde bizim yaptığımız çalışmaya paralellik sağladı. Araştırma sounucunda Türkiye’de 12 milyon insanın cemaatler içinde var olduğunu gördük. Cemaatler isterlerse, Türkiye ekonomisini ya da herhangi bir özellikle sağ partiyi meclise sokabilecek güce sahipler. Bir partiyi iktidar partisi yapma odağı olduğunu söylemek mümkün. AK Parti eşittir cemaat demenin doğru bir ifade olmadığını gördük. Bugüne kadar eşcinsel görmemiş olan biri bile, eşcinselle, ateist ile oturmak istemiyor. Belki etrafında hiç görmediği, tanımadığı insanla oturmak istemiyor. Araştırma gelenekçi yapıyı koruduğumuzu gösteriyor.
Cemaatler STK’ya dönüşüyor
Doç. Dr. Ramazan Yelken ( Selçuk Üniversitesi): Türkiye’de cemaatlerin aslında zayıf olan sivil toplumun işlevini bir ölçüde dolduran dayanışma mekanizmalarını oluşturduğunu söyleyebiliriz. Araştırmanın en önemli sonuçlarından biri cemaatlerin sivilleşme dönemi yaşadığı bir sürece girildiğinin anlaşılmasıdır. Cemaat yapısının dönüşerek yeni kentsel koşullara uyum sağlayarak var olduğu görülmektedir. İrdelememiz gereken, cemaatleri yok edilmeleri gereken düşmanlar olarak gören alışıldık seküler yaklaşımı terk ederek, cemaatteki dönüşümün niteliğini anlamlandırmaktır. 90’lardan buyana cemaatlerde devam eden dışa açılma süreci sivilleşme iradesinin yükseldiği anlamına gelmektedir. Kısaca sivilleşme iradesi, resmi sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra, önemli ölçüde gayri resmi oluşumların da omzunda yükselmektedir. Kısaca Türkiye’de cemaatin dönüşümü sivil topluma doğru gelişmektedir.
Kimlik tartışması hiç gerçekçi değil
Prof. Dr. Ömer Çaha (Fatih Üniversitesi): Dernek, örgüt gibi Sivil Toplum Kuruluşu sayılabilecek örgütlenmelere olan mesafeli tutumun, olagelen baskı ve takibatlardan kaynaklandığı söylenebilir. Toplum bu nedenle, fişlenebileceği kayıtlı ve resmi olan örgütlerden hala uzak durmakta. Bu süreç sivilleşme iradesinin yükseldiği anlamına gelir. Toplumsal gündemle politik gündem paralel değildir ve sanıldığı gibi bu kimliklerin çatışmasının toplumsal temeli yoktur. Türkiye’de son yıllarda içki üzerinden yürüyen tartışmalar, içkiyi kendi mecrasında yaşanan doğal bir tüketim malzemesi olmaktan çıkarıp ona sosyal, hatta politik bir değer yüklemiştir. Dolayısıyla içki içenlerin, politik değer yüklü içkiyle özdeşleşmesi gibi bir durumla karşı karşıyayız...
Özellikle eğitim alanında yoğunlaşan cemaatler, toplumun alt kesimlerinde yer alan ailelerin çocuklarını alıp eğitim yoluyla üst toplumsal tabakalara taşıyabilmekte. Bu yönüyle değerlendirildiğinde cemaatlerin, üyelerini atıl, pasif, az ile yetinen bireyler haline getirmek yerine daha fazla üretmeye çalışan bireylere dönüştürdüğünü görüyoruz.
Bu grupların gücü çok büyük
Stratejist Faruk Acar (ANDY - AR Sosyal Araştırma Merkezi Başkanı): Araştırma için en temel nedenimiz, bu alanda hiç araştırma yapılmamış olmasıydı. Özellikle cemaatler üzerinde seçim dönemine giderken yoğun tartışmalar olması, bir şekilde bizim yaptığımız çalışmaya paralellik sağladı. Araştırma sounucunda Türkiye’de 12 milyon insanın cemaatler içinde var olduğunu gördük. Cemaatler isterlerse, Türkiye ekonomisini ya da herhangi bir özellikle sağ partiyi meclise sokabilecek güce sahipler. Bir partiyi iktidar partisi yapma odağı olduğunu söylemek mümkün. AK Parti eşittir cemaat demenin doğru bir ifade olmadığını gördük. Bugüne kadar eşcinsel görmemiş olan biri bile, eşcinselle, ateist ile oturmak istemiyor. Belki etrafında hiç görmediği, tanımadığı insanla oturmak istemiyor. Araştırma gelenekçi yapıyı koruduğumuzu gösteriyor.
Cemaatler STK’ya dönüşüyor
Doç. Dr. Ramazan Yelken ( Selçuk Üniversitesi): Türkiye’de cemaatlerin aslında zayıf olan sivil toplumun işlevini bir ölçüde dolduran dayanışma mekanizmalarını oluşturduğunu söyleyebiliriz. Araştırmanın en önemli sonuçlarından biri cemaatlerin sivilleşme dönemi yaşadığı bir sürece girildiğinin anlaşılmasıdır. Cemaat yapısının dönüşerek yeni kentsel koşullara uyum sağlayarak var olduğu görülmektedir. İrdelememiz gereken, cemaatleri yok edilmeleri gereken düşmanlar olarak gören alışıldık seküler yaklaşımı terk ederek, cemaatteki dönüşümün niteliğini anlamlandırmaktır. 90’lardan buyana cemaatlerde devam eden dışa açılma süreci sivilleşme iradesinin yükseldiği anlamına gelmektedir. Kısaca sivilleşme iradesi, resmi sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra, önemli ölçüde gayri resmi oluşumların da omzunda yükselmektedir. Kısaca Türkiye’de cemaatin dönüşümü sivil topluma doğru gelişmektedir.

http://www.stargazete.com/guncel/ezb...ber-342828.htm

Konu onurcan tarafından (04-11-2011 Saat 00:00 ) değiştirilmiştir.. Sebep: DETAYLI İNCEMEK İSTERSENİZ.. LİNK EKLEME..
onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi