AK Gençliğin Buluşma Noktası


Konu Kapatılmıştır
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-08-2008, 16:32   #1
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Faiz Göstergelerinde Ak Parti Farkı (Faiz Verileri)
FAiZLERi
iNDiRDiK

Faiz oranı, yüzde 62,7 düzeyinden yüzde 18,1 düzeyine kadar indi.



 

 
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-08-2008, 16:34   #2
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Faiz Göstergelerinde Ak Parti Farkı (Faiz Verileri)
Millet, faiz adı altında soyuluyor



Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, geçen yıl 58 katrilyon lira faiz ödemesi yapıldığını belirterek, "Türk milletinin belini büken faizlerdi." dedi. Son 5 yılda 150 milyar doları bulan faiz ödemeleri, 2004 yılında da 66 katrilyon olacak.

2003 yılı konsolide bütçe kesin sonuçlarını açıklayan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, faiz ödemelerinden 7 katrilyon liraya yakın tasarruf sağlandığını söyledi. Unakıtan, "Bizim belimizi büken faizlerdi, şimdiye kadar Türk milleti faiz adı altında legal olarak soyulmuştur." dedi. Faizlerin düşüşüyle bütçe açığında olumlu gelişmeler sağlandığını söyleyen Unakıtan, geçen yıl 65 katrilyon lira faiz ödemesi öngörüldüğünü, ancak rakamın 58 katrilyon lira olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Bakan Unakıtan, bütçede oluşabilecek açığa karşı kamu mallarına zam yapılmayacağını ve vergi artırımına gidilmeyeceğini söyledi. Unakıtan, asgari ücret ve emekli aylıklarına yapılan zamların maliyetinin 3,5 katrilyon lira olduğunu, bunun karşılanması için bazı ödeneklerden yüzde 10'luk kesinti yapılacağını belirtti. Unakıtan, bu amaçla hazırlanan tasarının Başbakanlık'a sevk edildiğini açıkladı. Maliye Bakanı, "Niyetimiz zam yapmamak. Bütün çalışmalarımız bu yönde. Kaynağı olmayan harcamalar yapmayacağız." şeklinde konuştu. Geçen yıl 58,6 katrilyon lirası iç borca olmak üzere toplam 65,4 katrilyon lira faiz ödemesi yapan Hazine, bu yıl 66,2 katrilyon liralık faiz ödemesi yapmayı hedefliyor. Türkiye'nin son 5 yılda yaptığı iç ve dış borç faizi ödemeleri ise 150 milyar doları buldu. Ankara Ticaret Odası'nın yaptığı bir araştırmaya göre de Türkiye son 20 yılda faize 200 milyar dolar ödedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Savurganlık Ekonomisi Raporu'na göre ise ekonomik ve politik istikrarsızlık nedeniyle Türkiye'nin fazladan yaptığı faiz ödemeleri 28 milyar dolar. Ankara Ticaret Odası araştırmasında, ödenen faizin ne kadar büyük bir miktar olduğunu göstermek için bazı ilginç örnekler verildi.


Ankara Ticaret Odası'nın araştırmasında, "Bir dolarlık kâğıt parayla hesaplandığında 2 bin ton gelecek bu para ancak 200 kamyon ile taşınabilir. Bu para ile 3 milyon 100 bin kilometre uzunluğunda sanal bir para yolu, üst üste 200 kilometre yüksekliğinde para kulesi yapılabilir. Faize ödenen 200 milyar dolar bir dolarlık banknotlar haline getirilerek uç uca eklendiğinde dünyadan aya kadar 4 şeritli 2 adet otoban yapılabilir." deniliyor.
Öte yandan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, kesin sonuçlara göre 2003 yılı konsolide bütçesinden 140 katrilyon 54 trilyon lira harcama yapıldığını, bütçe gelirlerinin ise 100 katrilyon 62 trilyon lira olarak gerçekleştiğini bildirdi. Unakıtan, bütçe açığının 39 katrilyon 992 trilyon lira, faiz dışı bütçe fazlasının da 17 katrilyon 957 trilyon lira olarak gerçekleştiğini kaydetti. Personel giderlerinin 30 katrilyon 201 trilyon lira olduğunu belirten Unakıtan, "Faiz ödemeleri 58 katrilyon 609 trilyon lira olarak gerçekleşmiştir. Faiz ödemesinin GSMH'ye oranı 2002 yılında yüzde 18,9 olmuştur. Bu oran 2003 yılında yüzde 16,4 olarak gerçekleşmiştir." dedi. 2003 yılında bütçe açığında olumlu gelişmeler sağlandığına dikkat çeken Unakıtan, 45,1 katrilyon lira olarak öngörülen açığın, 39,9 katrilyon lira düzeyinde sonuçlandığını söyledi.
Bütçe açığının öngörülenden az çıkmasını "Bu durum ender rastlanan bir iştir." şeklinde niteleyen Maliye Bakanı, bir önceki 2002 yılında bu rakamın 40 katrilyon lira olarak neticelendiğini bildirdi. 2003 yılında 65 katrilyon 450 trilyon lira faiz ödemesi öngörüldüğünü, rakamın 58 katrilyon 609 trilyon lira olarak gerçekleştiğini ve yaklaşık 7 katrilyon liraya yakın faiz ödemesinden tasarruf sağlandığını dile getiren Unakıtan, şöyle devam etti: "Demek ki; mali disiplin ne kadar önemli. Bizim belimizi büken faizler olmuştur. Şimdiye kadar Türk milleti faiz adı altında legal olarak soyulmuştur. Buna bir son vermek mecburiyetimiz vardır. Faizleri aşağı indirmek durumundayız. Bir yılda 40 milyar dolar veya 65,4 katrilyon lira faiz ödüyoruz. Evet ben 7 katrilyon lira tasarruf sağlamış bulunuyorum. Bunu, ben, hangi vergiden toplayabilirdim? Hangi tasarruf önlemiyle çıkarabilirdim? Takip ettiğimiz ekonomik politikaya devam edeceğiz."

IMF'nin borç ödeme kabiliyetinin artışını göstermesi açısından büyük önem verdiği faiz dışı fazla (FDF) konusunda da bilgi veren Unakıtan, 2003 yılında bu alanda da başarılı sonuçlar alındığına işaret etti. Bütçenin faiz dışı fazla verdiğinde, o zaman ülkenin ekonomik anlamda güvenirliliğinin arttığını vurgulayan Bakan, "Biz kendimizi faiz dışı fazlaya kilitledik ve faizler hızlı düştü." diye konuştu. Genel bütçe sonuçlarının faiz dışı fazlada yüzde 5,03 olarak sonuçlandığını kaydeden Bakan, IMF ölçeğine göre 17 katrilyon 852 trilyon lira olan faiz dışı fazlanın, şu anda 17 katrilyon 950 trilyon düzeyinde gözüktüğünü belirtti. Geçen yıl ek bütçe ile revize edilmiş vergi gelirlerinin tahmini 86,8 katrilyon lira iken, 84,3 katrilyon lira olarak gerçekleştiğini ifade eden Unakıtan, "Bizim gelirlerdeki hedefimiz yüzde 2,3 civarında düşük kalmıştır; fakat bunu iyi izlediğimiz için, aynı şekilde giderleri de azalttık. Dolayısıyla bir taraftan gelirlerde azalma olurken, diğer taraftan giderlerimizde aynı şekilde, hatta daha fazla azalmamız oldu. Bütçe disiplinine böylece riayet ettik." dedi.

"Gelirleri 102,3 katrilyon lira olarak tahmin ederken 100 katrilyon lira gelirimiz oldu." diyen Unakıtan, azalışa gerekçe olarak şunları gösterdi: "Beklenilenden daha aşağı bir enflasyon çıkmasından dolayı bazı kaymalar ve sapmalar olur gelir tahminlerinde birincisi bundan kaynaklandı; ama bu iyi bir şeydir. Ayrıca KDV ve ÖTV'lerde sapmalarımız olmuş. Petrolde benzine zammımız olmadı, doğalgazda, elektrikte olmadı." Bakan Unakıtan, "Bu sene yakaladığımız hedeflerin içinde en önemli mesele işsizlik. 2004 yılını, işsizlik meselesinde yatırımlara başlama yılı olarak göreceksiniz. 2004, yatırımların başlamasıyla işsizliğin de azaldığı bir yıl olacaktır." dedi.

28 Ocak 2004 Zaman
 
Alt 04-08-2008, 16:35   #3
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Faiz Göstergelerinde Ak Parti Farkı (Faiz Verileri)
Sanayici faizden üretime döndü



Ekonomik krizde yatırım yapmak yerine faaliyet dışı gelirlerden biri olarak nitelenen faize yönelen sanayici, istikrarın yakalanması ile yeniden üretime döndü.

2003'te sanayi üretimi yapan firmaların net bilanço kârları içindeki faiz gelirlerinin payı yüzde 72 olarak gerçekleşti. Aynı oran ekonomik krizin yaşandığı 2001'de yüzde 547 gibi rekor bir seviyeye ulaşmıştı. 2002'de de bu oran yüzde 113 olarak gerçekleşmişti.
Sanayideki bu değişim, istihdama da yansıdı. 500 büyük sanayi kuruluşu geçen yıl 34 bin kişiye iş imkânı sağladı. Rakamlardaki iyileşmeye rağmen 500 firmanın yıllık satışları ABD'nin en büyük perakende zinciri Wal-Mart'ın yıllık cirosunun sadece yüzde 34'üne tekabül etti. Bir başka ifade ile Türkiye'nin en gözde sanayi tesisleri bir Wal-Mart etmiyor. Bu rakamlar İstanbul Sanayi Odası'nın hazırladığı Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu raporunda yer aldı. Dün raporu açıklayan Oda Başkanı Tanıl Küçük, sanayicinin ek istihdama gitmesine rağmen ülkede işsizliğin önüne geçilemediğini söyledi. "Bu sorunu tek başına sanayici çözemez, diğer sektörler de bir arayış içine girmeli." diyen Küçük, kamunun da artık istihdam kapısı olma vasfını kaybettiğini belirtti. İlk 500 firma arasında önceki yıllarda olduğu gibi birinci sırada TÜPRAŞ yer aldı. Tatneft-Zorlu konsorsiyumuna satılan, ancak Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı ile hareketli bir yılı geride bırakan kamu şirketinin net satışları 8,2 katrilyon lira olarak gerçekleşti. Koç Grubu şirketlerinden Ford Otomotiv ise 2,4 katrilyon ile ikinciliği elde etti. Böylece ilk defa bir özel sektör kuruluşu ikinci büyük firma oldu. Geçen yılın ikincisi Elektrik Üretim AŞ üçüncülükte kaldı.

Üretimden satışlara göre ilk 10 arasına sadece üç kamu kuruluşu girebildi. TÜPRAŞ kârlılıkta da en büyük şirket oldu. 655 trilyon lira kâr eden TÜPRAŞ'ı Petrol Ofisi ve Ereğli De-mir Çelik takip etti.


Otomotiv sektöründeki büyüme, ihracat rakamlarında da kendini gösterdi. Vestel'in ardından Oyak Renault, Ford, Toyota ve Tofaş en çok ihracat yapan firma unvanını aldı. İhracat şampiyonu Vestel'in ülkeye kazandırdığı döviz ise 1 milyar 37 milyon dolara ulaştı. İhracatta ilk on arasına kamu kurumu olarak sadece TÜPRAŞ girebildi. İlk 500 raporuna göre önceki yıl toplam ihracat yüzde 31 artarken, özel kuruluşların ihracatı yüzde 36 yükseliş gösterdi.

500 büyük sanayi kuruluşunda çalışanlar ile ilgili yer alan verilerde de özel sektörün daha çok istihdam ve gelir sağladığı görüldü. Özel firmaların çalışan sayısı 33 bin 524 yeni istihdam edilen kişi ile yüzde 9,2 artarken, kamuda çalışan sayısı 19 bin 788 kişinin işten ayrılmasıyla yüzde 14,2 düştü. Sanayideki istihdam artışı böylece net olarak 13 bin 736 kişi ile yüzde 2,7'lik bir artış olarak gerçekleşti. İlk 500 sanayi firmasının 427'si kâr ederken, 73'ü zarar açıkladı. Sıralamada özel sektörden 476, kamudan ise 24 şirket yer aldı. Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, son iki yıldaki olumlu gelişmelerin genel ekonomide olduğu gibi sanayideki kayıpların telafisine imkân sağladığını söyledi. Yine de sonuçların tatmin edici olmadığını ve 10 sene öncesinin rakamlarına ulaşamadıklarını belirten Küçük, "Ekonomide yaşanan olumlu performans paralelinde 500 büyük sanayi kuruluşu da başarılı bir yıl geçirdi. Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için yapmamız gereken daha çok iş var. En ufak bir gevşeme büyük kayıpları beraberinde getirebilir." dedi.

Koç'un 5 şirketi en büyük 10 özel kuruluş arasında

Koç Topluluğu şirketlerinden beşi Sanayi Odası raporundaki sıralamada en büyük 10 özel kuruluş arasına girdi. Ford Otomotiv en büyük özel kuruluş olurken Arçelik üçüncü, Tofaş beşinci, Aygaz yedinci ve Beko dokuzuncu sırada yer aldı. Holdingden yapılan açıklamada, "İlk 500'e giren 17 Koç şirketi ile ciro, kâr, ihracat ve çalışan sayısı olarak Türkiye'nin lider sanayi grubuyuz." ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, topluluk şirketlerinin 11,2 katrilyon liralık ciro ile 500 kuruluşun yüzde 11'ini, özel sektörün ise yüzde 13'ünü temsil ettiği vurgulandı. Sıralamaya giren Koç Topluluğu şirketlerinin ihracatı, 2002 yılı toplam özel sektör ihracatının yüzde 13'ü iken, 2003'te yaklaşık 1,1 milyar dolar artarak 3,3 milyar dolar ile özel sektörün yüzde 15'ini teşkil etti. Koç şirketleri, kârlılıkta ise 997 trilyon lirayla raporda yer alan özel sektörün yüzde 14'ünü oluşturdu.

YILLARA GÖRE FAALİYET DIŞI GELİRLER*
Yıl Oran (Yüzde)
1998 87,7
1999 219,0
2000 114,4
2001 547,0
2002 113,2
2003 71,8
*Üretim faaliyeti dışında elde edilen kârın net bilanço kârı içindeki payı


28 Temmuz 2004, Zaman


 
Alt 04-08-2008, 16:36   #4
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Faiz Göstergelerinde Ak Parti Farkı (Faiz Verileri)


Faizler Daha da Düşecek

İki yıl önce yüzde 44 olan gecelik faizler, istikrar ve güven ortamının sürmesinin etkisiyle önceki gün Merkez Bankası tarafından yüzde 20'ye indirildi.

Bu gelişmeye paralel olarak bankalar da düşen maliyetleri sebebiyle tüketici kredileri faiz oranlarını düşürmeye başladı. Dün Oyakbank konut kredilerinde, Dışbank TL mevduatında faiz oranlarını düşürürken, Türk Eximbank da ihracatçıya kullandırılan kredilerde iki puanlık indirime gitti. Faiz indirimini değerlendiren Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ise faizlerin daha da düşeceğini belirterek, "Kredi kullanarak mal sahibi olmaya çalışmayın." uyarısında bulundu.

İşadamı Ahmet Nazif Zorlu'ya 'fahri hemşehrilik' beratı verilmesi sebebiyle Manisa Belediyesi'nce düzenlenen törende konuşan Unakıtan, özel sektöre en büyük teşvikin faizlerin düşmesi ve güven ortamının sağlanması olduğunu vurguladı. Faizlerin düşmesiyle birlikte istihdam ve yatırımın da artacağını dile getiren Unakıtan'a göre, Türkiye bir talep patlaması yaşadı. Krizde elbise alınamadığını, gıda harcamalarının azaldığını anlatan Unakıtan, şimdi otomobillerin yenilenmek istendiğini ve buzdolabı, çamaşır makinesi alındığını söyledi. Unakıtan, şöyle konuştu: "Artık herkes buzdolabı, çamaşır makinesi, araba derdine düştü. Kredi alıp da borçlanırsanız sonra altında ezilirsiniz. Çünkü faizler daha da düşecek, sonra üzüleceksiniz. Yarın daha da ucuza alacaksınız. Eskinin tersine döndü, enflasyonist ortamda ucuza alır pahalıyken öderdiniz. Şimdi öyle değil, Türkiye normalleşme sürecine artık girmiştir. Biz geçici değil kalıcı başarıların, istikrarın peşindeyiz."


10.09.2004, Zaman

 
Alt 04-08-2008, 16:36   #5
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Faiz Göstergelerinde Ak Parti Farkı (Faiz Verileri)
Faizin beli kırıldı

Türk ekonomisinin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen faiz, 2002 yılındaki ortalama yüzde 62,7 seviyesinden, mayıs 2005 itibariyle yüzde 17 seviyesine kadar düştü.

Türkiye'nin kalkınmasının önündeki en büyük engellerden birisi olan "yüksek faiz" kıskacı, siyasi ve ekonomide sağlanan istikrarla birlikte kırılmaya başladı. Özellikle son iki yılda, enflasyonda sağlanan başarı, faiz oranlarının da aşağıya düşmesine ve borçlanma vadelerinin uzamasını sağladı. Faiz oranlarının düşmesi, bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kaynağın azalmasına bu da, kamu net borç stokunun milli gelire oranının düşmesine yol açtı. İşte son iki yılda yüksek faizle mücadelede elde edilen başarılar:



BORÇLANMA FAİZLERİ VE VADELERİ

Hazine'nin TL cinsinden borçlanma faizleri oranları 2001 yılında ortalama olarak yüzde 62,7 oranındaydı. Borçlanma faiz oranları 2003 yılında ortalama olarak yüzde 46'ya, 2004 yılında ise yüzde 24,7'ye geriledi. Mayıs 2005 tarihi itibariyle faiz oranları yüzde 17'ler seviyesine çekildi.
2002 yılında ortalama 9 ay olan iç borçlanma vadesi, 2003 yılında 11,5 aya, 2004 yılında ise 14,7 aya yükseldi. 2005 yılının ilk üç aylık döneminde de, iç borçlanma vadeleri uzamaya devam ediyor.

BORÇ STOKU VE FAİZ HARCAMALARI

Özellikle uluslararası piyasalarda baz alınan kamu net borç stokunun Gayri Safi Milli Hasılayı (GSMH) oranı, son iki yılda önemli ölçüde düştü. 2001 yılında yüzde 91 olan kamu net borç stokunun GSMH'ye oranı, 2002 yılında yüzde 78,7'ye, 2003 yılında yüzde 70,5'e geriledi. Bu oranın 2004 yılı sonunda ise yüzde 64 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor.
2001 yılında yüzde 23,3 olan faiz harcamalarının GSMH'ye oranı, 2002 yılında yüzde 18,9'a, 2003 yılında yüzde 16,4'e, 2004 yılında yüzde 13,3'e düştü. 2001 yılında devletin topladığı tüm vergileri faiz harcamalarına karşılamayı yetmiyordu. 2001 yılında faiz harcamalarının vergi gelirlerine oranı yüzde 103,3 seviyesinde bulunuyordu. Bu oran 2002 yılında yüzde 87'ye, 2003 yılında yüzde 69,5'e, 2004 yılında ise yüzde 55,9'a geriledi. 2005 yılında faiz harcamaların GSMH'ye oranının yüzde 11,7'ye, vergi gelirlerine oranının da yüzde 47,5 seviyesinde olması hedefleniyor.

5 Haziran 2005 Yenişafak
 
Alt 04-08-2008, 16:37   #6
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Faiz Göstergelerinde Ak Parti Farkı (Faiz Verileri)
'Reel faiz' gerçeği

Gelişmiş ülkelerde yıllık "reel faiz" yüzde 2-3, bilemediniz yüzde 4 dolayındadır ve nadiren de olsa bu oranın aşıldığına şahit olamazsınız. Ancak başta Latin Amerika olmak üzere gelişmekte olan bazı ülkelerdeki faizler, yüksek oranlarda seyreder. Ne yazık ki, uzun yıllardan beri Türkiye de bu kategori içinde yer almakta, pek çok ülkenin önünde gitmekte.

Türkiye, 2001 krizinin yaşandığı dönemde bütçedeki faiz harcamalarının faiz dışı harcamaları geçtiği, devlet bütçesinin yarıdan fazlasının faiz harcamalarına gittiği günleri yaşadı. Reel faizler yüzde 30'ları gördü.

Son dört yılda yakalanan ekonomik ve siyasi istikrar sayesinde Türkiye, uzun yılların ardından ilk kez 2005 yılında tek haneli reel faiz oranlarına ulaştı. Ve oran yıllık bazda 7,4 ile 2005 Kasım ayında en düşük seviyeye indi.

Sadece faiz oranları gerilemedi, vadeler de uzadı, Hazine rahatladı. 2002 yılında Hazine iç borçlanmasında 250 gün seviyelerinde olan ortalama vade, 2006 başında 1.000 gün sınırını aşmıştı. Mayıs-haziran çalkantısı sonrasında 420'lere geriledi. Sonra tekrar toparlandı ve yıl sonuna doğru 900 seviyelerine çıktı.

Çalkantı, reel faizleri de yeniden iki haneye taşıdı. Merkez Bankası, yabancı çıkışını durdurmak, enflasyonu ve dövizi dizginlemek için arka arkaya faiz artırımına gidince reel faizler de tekrar 2004 yılındaki seviyelere döndü, yüzde 14'e kadar çıktı. Vadelerdeki geri dönüş faizlerde görülmedi ve şu an yüksek seyretmeye devam ediyor. Ve geçmiş yıllara rağmen düşük olsa bile, şu an dünyada bu kadar yüksek reel getiri sağlayan çok az ülke var.



"Reel faiz" demek, "enflasyondan arındırılmış faiz getirisi" demek. Oranının yüksek olması demek, paradan para kazananların daha zengin, fakirinse daha da yoksullaşması anlamına geliyor. Devlete borç verenler, parasız kesim değil yabancılar ve paralı kesim çünkü.

Önceki akşam Taksim Atatürk Kültür Merkezi'nde MÜSİAD'ın "Ekonomi Basını Başarı Ödülleri" töreni vardı. Bu yıl yedincisi düzenlenen yarışmada, Zaman'dan Abdulhamit Yıldız ve Aksiyon Dergisi'nden Zafer Özcan'ın yanı sıra Dünya Gazetesi'nden Osman Arolat, Yeni Şafak'tan Yaşar Süngü, CNBC-e'den Tamer Coşkun, Sabah'tan Abdurrahman Yıldırım ve Vakit'ten Sami Özey'in de aralarında bulunduğu 14 gazeteci ödül aldı.

Tören öncesi ekonomiyi değerlendiren MÜSİAD Başkanı Dr. Ömer Bolat, kısa ve öz şekilde 2006'yı değerlendirdi, 2007'de yapılması gerekenleri sıraladı. Bolat'ın özellikle faizler ve büyüme konusundaki uyarıları dikkate alınması gereken konular: "Ekonomik büyüme, ihracat ve istihdam artışı, ekonomimizin olmazsa olmaz kırmızı çizgileridir. Bu çerçevede 'yüksek faiz-düşük kur' çıpasında düzeltici şartlar artık oluşturulmak zorunda. Yüksek faize tırpan şart olup, en az 4-5 puan düşürülmelidir." Uygulamaya yönelik öneriler de getiren Bolat, "Hazine'nin finansman alanlarının çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bu alanda barajlar-otoyollar-köprüler için gelir ortaklığı senetleri veya kira senedi gibi enstrümanlar ile, enflasyona endeksli borçlanma araçlarının çıkarılması, Hazine'nin faizleri düşürmede manevra alanını genişletecek, elini güçlendirecektir." diyor.

2007'nin "KOBİ Yılı" olması gerektiğini belirten Bolat, bu işletmelere yapılacak finansman desteğinin ihracat ve istihdam artışında çarpan etkisi yapacağını vurguluyor.

Bu yıl belki gündeme siyaset damgasını vuracak; ama ekonomide de faizleri, cari işlemler açığını aşağı çekecek adımların atılması şart. Enflasyonu dizginlemek için 'yüksek faiz-düşük kur'dan başka yollar bulmamız gerekiyor.


12 Ocak 2007 Kadir Dikbaş
 
Alt 04-08-2008, 16:38   #7
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Faiz Göstergelerinde Ak Parti Farkı (Faiz Verileri)
Borsa rekora koştu döviz ve faiz düştü

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Ulusal 100 Endeksi, AK Parti'nin kazandığı genel seçimler sonrasındaki ilk işlem gününde 55 bin 625 puanla yine rekor kırdı


Türkiye'nin büyük bir olgunluk ve katılımla gerçekleştirdiği genel seçimler piyasalara olumlu yansıdı. AK Parti'nin tek başına iktidarı yeniden aldığı seçimler Borsa'da tarihi rekorların yaşanmasına neden oldu. Seçimler sonrası ilk işlem gününe 54 binin üzerinde başlayan Borsa günü 55 binin üzerinde tamamladı.
YÜKSELİŞ MAYIS'TA BAŞLADI

2007'ye düşüşlerle başlayan Borsa'da Mayıs ayı sonlarında başlayan yükseliş dalgası, 25 Nisan'da yeni tarihi zirve rekoru getirdi. Endeks, 25 Nisan günü 2. seansta 48.038,05 puanla seans içi zirve rekorunu, 48.032,72 puanla da kapanış rekorunu kırdı. 2007 yılının ilk 6 ayını artışla kapatan Endeks, Haziran ayını 47.093,67 puandan tamamladı. 3 Temmuz'da da yeni tarihi rekorlar gelirken, endeks, günü 48.680,30 puandan tamamladı. 4 Temmuz'da 49.000 puan ilk kez görülürken, gün sonunda 49.733,19 puanla tarihi zirve, 49.476,29 puanla da kapanış rekoru kırıldı. 3 gün boyunca borsa yükselişine devam etti. 9 Temmuz 2007'de bileşik endeks 51.281,85 puandan rekorla kapandı. Son kapanış rekorunu 19 Temmuz Perşembe günü yenileyen endeks, 53.325,29 puana çıktı. Seçim öncesi haftayı 52.935,75 puandan kapatan endeks, seçimin ardından ilk işlem gününe 2.030,85 puan artarak 54.966,60 puandan başladı.

ÇİFTE REKOR GELDİ

İkinci seansın başında 55.202,39 puana ulaşarak seans içi rekorunu yenileyen borsa saat 14.30 itibarıyla günlük bazda yüzde 4,08 değer kazandı. Endeksin yıl başından bu yana sağladığı getiri yüzde 41'e ulaştı. Endeks, seans içi zirve rekorunu, 2. seansta 55.912,80 puanla daha ileriye taşıdı. İkinci seansta 1.200,79 puan artan endeks 55,625,44 puandan kapandı. Hisse senetleri ikinci seansta ortalama yüzde 2,21 değerlendi. Hisse senetlerinin ortalama değer artışı yüzde 5,08 oldu.

24.07.2007 Yenişafak
 
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi