Faruk Aksoy - Ahmet Davutoğlu - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Cihannur** · 05-24-2014, 18:36

Faruk Aksoy

Ahmet Davutoğlu

Ak Parti’nin “Yeni Türkiye” söylemi, üstü küllenmiş eski bir medeniyetin hatırlatılması ve yeniden tutuşturulmasıdır.

“Ortadoğu cennetine” iki asırdır musallat olan zebaniler, Gargat Ağaçlarının arkasına saklanarak, buraların gerçek sahiplerine ateş ediyorlar.

Şehidlerin ölmediğine şahit olanlar çoğaldıkça, kurşunların yerini bombalar, biyolojik silahlar aldı ve ortalığı Nemrutlar sardı.

Elleri arkadan bağlanmış, yüzüne de “mavi gözlü” bir maske takılmış bu ülkenin hüznü, biraz da yerinden yurdundan edilmiş, yamalı pantolonlu Hanzala’dandı.

Kıyamete kadar kardeşlerini korumaya ve kollamaya söz veren bu millet, bir asırlık hafıza kaybından sonra yavaş yavaş kendine gelmekte ve sözüne güvenenlere en açık ayeti tekrar etmekte;

“Mü’minler, ancak kardeştir.”

Ortalık toz duman gibi görünse de, öyle değil aslında.

Sadece Türkiye’nin özgürleşmesi için bile “Arap Baharı” tek başına bir devrim niteliği taşıyor.

Ak Parti’nin, sekizinci seçimden de zaferle çıkmış olması, iktidarının devamından çok daha önemli bir duruma işaret ediyor şüphesiz.

1839’da, İslam coğrafyasında, Müslümanlara karşı ‘denklik’ elde edenlere, 30 Mart 2014 seçimleriyle, buraların gerçek sahiplerinin kimler olduğu bir kez daha hatırlatıldı.

Şimdi, gerçekten hesap kitap zamanıdır.

Ve şimdi “Yeni Türkiye”nin siyasi hesaplaşmalarını belirleyen, altı yüz yılda oluşan “Stratejik Derinliğin” bugün vardığı noktada ihtiyaç duyduğu manevra kabiliyetlerini en iyi kavrayan Hoca’nın, ülkeyi yönetmesi için ikna edilmesi gereken zamandır.

Türkiye, tarihinin en sıcak yazını yaşayacak kuşkusuz.

Bütün gündem “Cumhurbaşkanlığı Seçimi” gibi gözükse de, asıl önemli mesele, Ak Parti’nin, Ağustos ayından itibaren kim tarafından yönetileceği meselesidir.

Çünkü Ak Parti demek, Erdoğan’dan sonra Türkiye’yi yönetecek zihniyetin belirleneceği yer demektir.

Herkes biliyor ki, bugüne kadar Türkiye’nin, özellikle Ortadoğu siyasetini yönlendiren adam, Prof. Ahmet DAVUTOĞLU’dur.

Libya’dan Mısır’a, Tunus’tan Suriye’ye, Cezayir’den Suudi Arabistan’a kadar, bırakın devlet erkânını, tanımadığı kabile reisi bile yoktur DAVUTOĞLU’nun.

Bu coğrafyanın beyni durumundaki Türkiye, kendi tutukluluğuna son vermek için sınırlarını aşıp etrafını uyandıran eylemlere, Hoca’nın ‘zaman tayiniyle’ karar vermiştir.

Belki de bir on yıl daha sürecek olan “Arap Baharı” tartışması, Türkiye’nin bu topraklarda elde ettiği prestijin de devamı anlamına gelmektedir.

Başbakan Erdoğan’ı Ortadoğu’da gerçek bir efsane yapan hadise tartışmasız Davos’tur, İsrail Cumhurbaşkanı’na karşı takındığı tavırdır.

Türkiye’nin bu çıkışını ağır bedellerle ödeyeceğini söyleyen yerli ve yabancı kâhinler(!), Gezi Ayaklanması dâhil birçok tezgâha bulaştılar, yine de başaramadılar ve Ak Parti’nin en zayıf durumda girdiği seçimden bile zaferle ayrılmasını engelleyemediler.

O hâlde, Ak Parti’nin içeride bir meşruiyet sorunu yok, bu çok net.

Demek ki ülkeye Başbakan olacak kişinin önümüzdeki dönem işi gücü “dışarısı” olacak.

Sakın ola kimse, bu görevi çok başarılı bir “Dışişleri Bakanı” hâlledebilir, Ak Parti’nin başına Erdoğan gibi bir lider lazım, demesin.

On iki yıllık Ak Parti iktidarının yaptıklarını, bütün Dünya’ya, birkaç lisanla anlatacak ve gelecek zamanda yapacaklarını da Türkçe olarak saklayacak yegâne adam Ahmet DAVUTOĞLU’dur.

“Örnek” mi, dediniz, elbette, alın size yakın zamandan bir örnek..
Ermenistan’a “taziye” dileklerini sunarak, son yılların en rahat 24 Nisan’ını geride bırakan Türkiye, önümüzdeki yıl da, darbeci Sisi’ye “teessüflerini” bildirerek, Nil’in kenarında şefkatli bir tartışma başlatır, ne dersiniz…

Bu ülkenin kazanımları önümüzdeki dönemin savunmalarıyla genişleyecektir.

Amerikan gazetelerinin ve Alman dergilerinin, Erdoğan’ı göndermek istedikleri cehennemin, aslında Erdoğan için hayatını seve seve vereceği cennet olduğunu anlatacak en bilge adam DAVUTOĞLU’dur.

Açıkça söylüyorum,

İçeriyi düşünmeyin, millet, her şeyin farkında, siz, milletin farkında olduğu şeyi, dışarıya en iyi anlatacak adamın farkına varın.

Kaynak

Milat 20.05.2014

05-24-2014, 18:36	#1
Kullanıcı Adı Cihannur	Faruk Aksoy - Ahmet Davutoğlu Faruk Aksoy Ahmet Davutoğlu Ak Parti’nin “Yeni Türkiye” söylemi, üstü küllenmiş eski bir medeniyetin hatırlatılması ve yeniden tutuşturulmasıdır. “Ortadoğu cennetine” iki asırdır musallat olan zebaniler, Gargat Ağaçlarının arkasına saklanarak, buraların gerçek sahiplerine ateş ediyorlar. Şehidlerin ölmediğine şahit olanlar çoğaldıkça, kurşunların yerini bombalar, biyolojik silahlar aldı ve ortalığı Nemrutlar sardı. Elleri arkadan bağlanmış, yüzüne de “mavi gözlü” bir maske takılmış bu ülkenin hüznü, biraz da yerinden yurdundan edilmiş, yamalı pantolonlu Hanzala’dandı. Kıyamete kadar kardeşlerini korumaya ve kollamaya söz veren bu millet, bir asırlık hafıza kaybından sonra yavaş yavaş kendine gelmekte ve sözüne güvenenlere en açık ayeti tekrar etmekte; “Mü’minler, ancak kardeştir.” Ortalık toz duman gibi görünse de, öyle değil aslında. Sadece Türkiye’nin özgürleşmesi için bile “Arap Baharı” tek başına bir devrim niteliği taşıyor. Ak Parti’nin, sekizinci seçimden de zaferle çıkmış olması, iktidarının devamından çok daha önemli bir duruma işaret ediyor şüphesiz. 1839’da, İslam coğrafyasında, Müslümanlara karşı ‘denklik’ elde edenlere, 30 Mart 2014 seçimleriyle, buraların gerçek sahiplerinin kimler olduğu bir kez daha hatırlatıldı. Şimdi, gerçekten hesap kitap zamanıdır. Ve şimdi “Yeni Türkiye”nin siyasi hesaplaşmalarını belirleyen, altı yüz yılda oluşan “Stratejik Derinliğin” bugün vardığı noktada ihtiyaç duyduğu manevra kabiliyetlerini en iyi kavrayan Hoca’nın, ülkeyi yönetmesi için ikna edilmesi gereken zamandır. Türkiye, tarihinin en sıcak yazını yaşayacak kuşkusuz. Bütün gündem “Cumhurbaşkanlığı Seçimi” gibi gözükse de, asıl önemli mesele, Ak Parti’nin, Ağustos ayından itibaren kim tarafından yönetileceği meselesidir. Çünkü Ak Parti demek, Erdoğan’dan sonra Türkiye’yi yönetecek zihniyetin belirleneceği yer demektir. Herkes biliyor ki, bugüne kadar Türkiye’nin, özellikle Ortadoğu siyasetini yönlendiren adam, Prof. Ahmet DAVUTOĞLU’dur. Libya’dan Mısır’a, Tunus’tan Suriye’ye, Cezayir’den Suudi Arabistan’a kadar, bırakın devlet erkânını, tanımadığı kabile reisi bile yoktur DAVUTOĞLU’nun. Bu coğrafyanın beyni durumundaki Türkiye, kendi tutukluluğuna son vermek için sınırlarını aşıp etrafını uyandıran eylemlere, Hoca’nın ‘zaman tayiniyle’ karar vermiştir. Belki de bir on yıl daha sürecek olan “Arap Baharı” tartışması, Türkiye’nin bu topraklarda elde ettiği prestijin de devamı anlamına gelmektedir. Başbakan Erdoğan’ı Ortadoğu’da gerçek bir efsane yapan hadise tartışmasız Davos’tur, İsrail Cumhurbaşkanı’na karşı takındığı tavırdır. Türkiye’nin bu çıkışını ağır bedellerle ödeyeceğini söyleyen yerli ve yabancı kâhinler(!), Gezi Ayaklanması dâhil birçok tezgâha bulaştılar, yine de başaramadılar ve Ak Parti’nin en zayıf durumda girdiği seçimden bile zaferle ayrılmasını engelleyemediler. O hâlde, Ak Parti’nin içeride bir meşruiyet sorunu yok, bu çok net. Demek ki ülkeye Başbakan olacak kişinin önümüzdeki dönem işi gücü “dışarısı” olacak. Sakın ola kimse, bu görevi çok başarılı bir “Dışişleri Bakanı” hâlledebilir, Ak Parti’nin başına Erdoğan gibi bir lider lazım, demesin. On iki yıllık Ak Parti iktidarının yaptıklarını, bütün Dünya’ya, birkaç lisanla anlatacak ve gelecek zamanda yapacaklarını da Türkçe olarak saklayacak yegâne adam Ahmet DAVUTOĞLU’dur. “Örnek” mi, dediniz, elbette, alın size yakın zamandan bir örnek.. Ermenistan’a “taziye” dileklerini sunarak, son yılların en rahat 24 Nisan’ını geride bırakan Türkiye, önümüzdeki yıl da, darbeci Sisi’ye “teessüflerini” bildirerek, Nil’in kenarında şefkatli bir tartışma başlatır, ne dersiniz… Bu ülkenin kazanımları önümüzdeki dönemin savunmalarıyla genişleyecektir. Amerikan gazetelerinin ve Alman dergilerinin, Erdoğan’ı göndermek istedikleri cehennemin, aslında Erdoğan için hayatını seve seve vereceği cennet olduğunu anlatacak en bilge adam DAVUTOĞLU’dur. Açıkça söylüyorum, İçeriyi düşünmeyin, millet, her şeyin farkında, siz, milletin farkında olduğu şeyi, dışarıya en iyi anlatacak adamın farkına varın. Kaynak Milat 20.05.2014

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)