07-28-2014, 14:20 | #1 |
Faruk Beşer - Cemaat
Faruk Beşer
Cemaat Cemaat denince herkesin anladığı bir şey vardır. Yani kelime bizimdir, yabancı değildir. Ama bir kavram/ıstılah ya da mefhum olarak cemaat denince ne anlamalıyız? Şöyle başlayalım; dilde herhangi bir nesneyi, eylemi ve mânâyı anlatmak için konmuş kelimeler vardır. Bu kelimeler tek bir mânâyı değil de, birden çok şeyden ve hâlden oluşan bir mânâ yumağını, bir heyeti anlatırlarsa kavram/ıstılah, ya da Arapça kullanışıyla mustalah olurlar. Kavramın muhtevası daha da genişler ve bir konudaki genel anlayışı ifade ederse mefhum hâline gelir. Bunun karşılığında bugün belki, konsept, paradigma, teori ya da nazariye gibi kavramlar olabilir. Ama hiçbir kavram diğerinin tam karşılığı olmaz. Çünkü kavramlar doğdukları ortamın ürünüdürler. Oradaki hissedişi, algıyı, varlık görüşünü yansıtırlar. Cemaat kavramı dinî bir kavramdır ve onu şekillendiren Kur'an-ı Kerim ve onun isabetli bir yorumu olan Sünnet'tir. Sosyolojinin hiçbir kavramı, İslam'daki cemaat'ın tam karşılığı olamaz. Ve bu kavram çerçevesi itibariyle sade bir kavram değil, bir mefhumdur. Kavramların elbette kök anlamlarıyla da irtibatı vardır. Cemaat; cem olmayı, toplanmayı ifade eder. Zıddı, dağınık olmadır, tefrikadır. Cami, müminleri topladığı için bu adı almıştır. Orada toplananlar da cemaat'tir. Cem Evi de toplanma evi demektir. Toplama, ya da toplanma anlamındaki cem, bir kelime iken, cami, ya da cemaat birer kavram, belki de birer mefhum olmuş olur. Bu kökten gelen başka bir kavram da icma'dır. İcma, Müslüman âlimlerin dinî bir konudaki ittifaklarını, görüş birliğini anlatır. Dinî bir konuda icma oluşmuşsa Müslümanların artık ona aykırı görüş ve amelleri geçerli olmaz. Şu hâlde müminlerin ibadet için camide toplanmaları cemaatin ilk ve kurucu şeklidir. Yani bu anlamda cemaat artık bir kavramdır. Camide oluşmaya başlayan cemaat ortak değerler etrafında toplanarak daha geniş şekiller alabilir. Âlimlerin bir konudaki ittifakı, hatta bazen çoğunluğu da cemaat olur. Üçüncü ve daha geniş anlamda cemaat, İslam âlimlerinin, ya da ehli hâl ve'lakd'in onayladığı tarzda ve onlardan bağlılık sözü/biat alarak Müslümanların hukukunu gözeten yönetimdir. Bu yönetimin başına da, cami cemaatinin başı gibi imam denir. Cami imamlığı küçük imamlık, bu ise büyük imamlık/imamet-i kübra olarak anılır. Camide namaz kılarken cemaatin imamın yönlendirmesi dışında bir harekette bulunması namazlarını ifsat ettiği gibi, meşru ölçülerle görev almış bir devlet başkanının yönetimine aykırı davranmak da kişiyi bâği, haramî, eşkıya ya da terörist yapar. Böylelerini cezalandırmak imamın görevidir. Cemaatin dördüncü ve daha da geniş bir anlamı; âlimlerin öğrettikleri doğrultuda yaşayan Müslüman toplum ve onun genel kabulleridir. Bu mânâda cemaate Sevad-ı azam/en büyük ve ana damar, ya da Ehl-i Sünnet Ve'l-Cemaat da denir. Hz. Peygamber'in, 'benim ve ashabım gibi yaşayanlar' dediği topluluk budur. Kurtuluşa erecek/fırka-i naciye olacak yegâne damar da budur. Müslümanların Kur'an-ı Kerim'i Hz. Peygamber'in sünneti ile/metoduyla yaşamaları, Ehl-i Sünnet adını almalarının, sahabe topluluğuna, meşru yönetime ya da âlimlerin ittifakına uymaları da cemaat adını almalarının sebebidir. Onun için Ehl-i Sünnet Vel-Cemaat ifadesi sıradan bir isimlendirme değildir. Ayet-i Kerime'de, 'Allah'ın ipine cemaat olarak sarılın' denir. 'Allah'ın ipi' O'ndan beşer idrakine gelen vahiy, yani Kur'an-ı Kerim'dir. Demek onun dışında bir şey etrafında cemaat oluşmaz. Efendimiz (sav) 'Allah bu ümmeti bir yanlış üzerinde asla toplamaz. Allah'ın eli/teyidi ve desteği cemaatle beraberdir. Öyleyse Sevad-ı azamla beraber olun. Kim ayrılırsa cehenneme ayrılır' buyurur. O hâlde İslam cemaat dinidir. En temel özel haklardan olan mülkiyet hakkı konusunda da önce bireyin, sonra toplumun/cemaatin sonra da Allah'ın hakkından söz edilir. Şimdilerde her grubun kendisine cemaat demesi ise mecazen ya da sosyolojik anlamda doğru olabilir. Yoksa cemaat bütün Müslümanların ittifakını anlatırken, onu bölen gruplar hakiki anlamda cemaat olamazlar. Bugün cemaat oluşturmanın yolu, daha önce de dediğimiz gibi, bütün gruplardan oluşacak bir ulema heyetinin kurulmasıyla olabilir. Kaynak Yeni Şafak 27.07.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|