07-13-2010, 13:54 | #1 |
Fatih çıtlakdan kısa ve öz...
“Ne mutlu Türküm” demeyi öğrenmiş bir papağan ne kadar Türk sayılabilir? Sakatları taşıyan bir tekerlekli sandalye kaç sevap kazanmıştır? Neden ezan okuyabilen saatler ölünce Cennet’e gitmezler? Nerede şuur? Ben kimdir?
İslâm’a bakışımızın dünyevîleşmesinden yakınıyoruz, dini yaşayaMAmaktan şikâyetçiyiz… Haklıyız. Aktarılan, anlatılan İslâm genellikle trafik kurallarından biraz daha hallice bir şey gibi. Kırmızı ışıkta dur, yeşilde geç. Haram yeme, sevap işle. Ölüm vakti eksi puanlar fazla ise Cehennem, artılar fazla ise Cennet. Arazi, köşk ve meyva bol orada! Bence kötülükten sakınmak değil esas olan, onu isteMemek. En doğal haliyle insanın iyiliği murad etmesi hatta iyiliğe doğru kendisini bulmak üzere, Aşk ile, Muhabbet ile koşması. Peki ama Aşk nerede? ALLAH’ın bu Kâinat Kitabı’nı yaratmasına sebep olan muradı nerede? “Sen olmasaydın ben bu alemleri yaratmazdım” ne demek?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-16-2010, 17:43 | #2 |
Mükemmel..
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|