Felaket sonrası- Nihal Bengisu Karaca - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**rizzelli** · 09-04-2010, 08:51

Felaket sonrası

PAKİSTAN’da sular durulmuyor, dinmiyor, çekilmiyor. Emine Erdoğan maiyetinde İslamabad‘a geldiğimiz gün Lahor‘da 33 kişinin öldüğü bombalı saldırıyı öğrendik. Selin ardından gelen ikinci felaket ise, coğrafi nedenlerden ötürü sel sularının akacak mecra bulamaması. Sel suları ya içdeniz gibi durgun ve hastalık üreten su birikintilerine dönüşüyor, ya toprakla karışıp bataklık ve dolayısıyla hastalık oluşturuyor.
Dünya burada 2 Ağustos’ta bir kereliğine tek bir sel felaketi oldu sanıyor. Oysa aşırı yağışlar selin etkilerini perdahlamış ve ülkeyi yavaş yavaş teslim almış durumda. İlk hafta Pakistan’ın kuzeyi, ikinci hafta Pencap civarı, derken Sindh bölgesi, derken Pakistan’ın % 20’si sular altında kalmış durumda. Yetkililer Nowshera‘nın haritadan silindiğini söylüyor. İlk anda çok fazla can kaybına neden olmadığı için dünyanın ilgisini “yeterince” çekmeyen sel, kayıplardan haber alınamaması, günler süren mahrumiyet ve “su birikintilerinin” yol açtığı sağlıksız ortam nedeniyle özellikle çocuklar için son derece tehlikeli bir hal aldı. Kitleler halinde çocuk ve yaşlı kaybının olabileceği söyleniyor.
Sel nedeniyle yaşanan mayın ölümleri var bir de. Suların sürüklemesiyle yerinden uzaklaşan bir mayının patlaması sonucu odun toplamaya çalışan bir kişi hayatını kaybetmiş. Bölgede görev yapan Türk Kızılayı görevlileri, selin vurduğu bölgelerde geçimini tarım ve hayvancılıktan kazanan yoksul kesimlerin yaşadığını, selden sonra topraklarını ve hayvanlarını kaybettikleri için durumlarının iki kat güçleştiğini anlatıyorlar. Şimdi insanların un elde edip ekmek yapacakları bir zemin bile kalmadı.

PİR SABAK KAMPI’NI ZİYARET

Emine Erdoğan, aralarında Selma Aliye Kavaf ve Egemen Bağış’ın da bulunduğu 56 kişilik heyetle yaptığı ziyaretin ilk durağı olan Pir Sabak bölgesinde bulunan Kızılay Kampı’nda, Türkiye’nin her güçlükte ve koşulda Pakistan’ın yanında olacağına ve Pakistan’ın yaralarının sarılmasının Türk halkı açısından teşkil ettiği öneme vurgu yapıyor.
Türkiye’nin İHH, Kimse Yok mu ve Deniz Feneri gibi yardım örgütleri tarafından bölgedeki insanlara uzattığı el, Türk Kızılayı’nın çabaları, lafta kalmayan, kalplere sinen sahici bir dostluk köprüsü oluşturmuş. Kaç kişi biliyor emin değilim ama hatırlatmakta fayda var: Türk Kızılayı, Pakistan’a sel dolayısıyla gelmiş değil, 2005’teki depremden beri burada ve o dönemden bu yana Pakistan vatandaşlarından oluşan ekiplere profesyonel yardım-kurtarma konusunda eğitim vermiş durumda. Nitekim bu son felakette verilen eğitimin semeresi toplanmış.
Kadınlara dikiş dersi veriliyor ve kadınlar dikiş makinesinin kutularından çıkarılıp kendilerine verilmesi için sıra bekliyor. Tarlalarını, hayvanlarını kaybetmiş kadınlar böylece “ev ekonomisine” küçük de olsa katkı yapabilecekler; tabii ev ekonomisinden bahsetmek için önce “ev” gerekiyor.
Ev diye bir şeyleri kalmadı oysa. Hürriyet Gazetesi-Kızılay işbirliği sayesinde Pir Sabak Kampı’na konuşlandırılmış bulunan 1520 adet “Mevlana Evi”, felaketzedelerin barınak ihtiyacını bir ölçüde de olsa, bir yere kadar gidermiş bulunuyor.
Kampta konuşan Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani’nin, “Türkiye’nin burada olması bizi onurlandırıyor” dediğini hayal meyal işitiyorum. Emine Erdoğan, (sonradan Pakistan olacak) Hindistanlı Müslümanların bileziklerini bozdurarak Kurtuluş Savaşı’na destek verdiğini, Türk halkının bunu unutmadığını, Pakistan’ı yaralayan acıların Türk halkını da yaraladığını söylüyor.
Doğru. Türk halkının bir ferdi olarak ben de Pakistan’ın başına gelen şeylerden azami oranda etkileniyorum. Pakistan ziyareti için davet aldığımda, kardeşlerimin haline bakmayı gözümün borcu saydığımı fark etmiş ve hiç düşünmeden evet demiştim. Yaralandığım kesin, fakat aynı zamanda yanıyorum sanırım. Hava sıcaklığı 57 derece, nem oranı % 83... Ölüyor gibi bir halim var. Biz Türkler böyleyiz; yettim gardaşım diye yola düşer, “çağına ve insanlığın dramlarına” tanıklık diye tutturur, sonra zor durumdaki kişilere yük oluruz. Hayırlısı olsun..

09-04-2010, 08:51	#1
Kullanıcı Adı rizzelli	Felaket sonrası- Nihal Bengisu Karaca Felaket sonrası PAKİSTAN’da sular durulmuyor, dinmiyor, çekilmiyor. Emine Erdoğan maiyetinde İslamabad‘a geldiğimiz gün Lahor‘da 33 kişinin öldüğü bombalı saldırıyı öğrendik. Selin ardından gelen ikinci felaket ise, coğrafi nedenlerden ötürü sel sularının akacak mecra bulamaması. Sel suları ya içdeniz gibi durgun ve hastalık üreten su birikintilerine dönüşüyor, ya toprakla karışıp bataklık ve dolayısıyla hastalık oluşturuyor. Dünya burada 2 Ağustos’ta bir kereliğine tek bir sel felaketi oldu sanıyor. Oysa aşırı yağışlar selin etkilerini perdahlamış ve ülkeyi yavaş yavaş teslim almış durumda. İlk hafta Pakistan’ın kuzeyi, ikinci hafta Pencap civarı, derken Sindh bölgesi, derken Pakistan’ın % 20’si sular altında kalmış durumda. Yetkililer Nowshera‘nın haritadan silindiğini söylüyor. İlk anda çok fazla can kaybına neden olmadığı için dünyanın ilgisini “yeterince” çekmeyen sel, kayıplardan haber alınamaması, günler süren mahrumiyet ve “su birikintilerinin” yol açtığı sağlıksız ortam nedeniyle özellikle çocuklar için son derece tehlikeli bir hal aldı. Kitleler halinde çocuk ve yaşlı kaybının olabileceği söyleniyor. Sel nedeniyle yaşanan mayın ölümleri var bir de. Suların sürüklemesiyle yerinden uzaklaşan bir mayının patlaması sonucu odun toplamaya çalışan bir kişi hayatını kaybetmiş. Bölgede görev yapan Türk Kızılayı görevlileri, selin vurduğu bölgelerde geçimini tarım ve hayvancılıktan kazanan yoksul kesimlerin yaşadığını, selden sonra topraklarını ve hayvanlarını kaybettikleri için durumlarının iki kat güçleştiğini anlatıyorlar. Şimdi insanların un elde edip ekmek yapacakları bir zemin bile kalmadı. PİR SABAK KAMPI’NI ZİYARET Emine Erdoğan, aralarında Selma Aliye Kavaf ve Egemen Bağış’ın da bulunduğu 56 kişilik heyetle yaptığı ziyaretin ilk durağı olan Pir Sabak bölgesinde bulunan Kızılay Kampı’nda, Türkiye’nin her güçlükte ve koşulda Pakistan’ın yanında olacağına ve Pakistan’ın yaralarının sarılmasının Türk halkı açısından teşkil ettiği öneme vurgu yapıyor. Türkiye’nin İHH, Kimse Yok mu ve Deniz Feneri gibi yardım örgütleri tarafından bölgedeki insanlara uzattığı el, Türk Kızılayı’nın çabaları, lafta kalmayan, kalplere sinen sahici bir dostluk köprüsü oluşturmuş. Kaç kişi biliyor emin değilim ama hatırlatmakta fayda var: Türk Kızılayı, Pakistan’a sel dolayısıyla gelmiş değil, 2005’teki depremden beri burada ve o dönemden bu yana Pakistan vatandaşlarından oluşan ekiplere profesyonel yardım-kurtarma konusunda eğitim vermiş durumda. Nitekim bu son felakette verilen eğitimin semeresi toplanmış. Kadınlara dikiş dersi veriliyor ve kadınlar dikiş makinesinin kutularından çıkarılıp kendilerine verilmesi için sıra bekliyor. Tarlalarını, hayvanlarını kaybetmiş kadınlar böylece “ev ekonomisine” küçük de olsa katkı yapabilecekler; tabii ev ekonomisinden bahsetmek için önce “ev” gerekiyor. Ev diye bir şeyleri kalmadı oysa. Hürriyet Gazetesi-Kızılay işbirliği sayesinde Pir Sabak Kampı’na konuşlandırılmış bulunan 1520 adet “Mevlana Evi”, felaketzedelerin barınak ihtiyacını bir ölçüde de olsa, bir yere kadar gidermiş bulunuyor. Kampta konuşan Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani’nin, “Türkiye’nin burada olması bizi onurlandırıyor” dediğini hayal meyal işitiyorum. Emine Erdoğan, (sonradan Pakistan olacak) Hindistanlı Müslümanların bileziklerini bozdurarak Kurtuluş Savaşı’na destek verdiğini, Türk halkının bunu unutmadığını, Pakistan’ı yaralayan acıların Türk halkını da yaraladığını söylüyor. Doğru. Türk halkının bir ferdi olarak ben de Pakistan’ın başına gelen şeylerden azami oranda etkileniyorum. Pakistan ziyareti için davet aldığımda, kardeşlerimin haline bakmayı gözümün borcu saydığımı fark etmiş ve hiç düşünmeden evet demiştim. Yaralandığım kesin, fakat aynı zamanda yanıyorum sanırım. Hava sıcaklığı 57 derece, nem oranı % 83... Ölüyor gibi bir halim var. Biz Türkler böyleyiz; yettim gardaşım diye yola düşer, “çağına ve insanlığın dramlarına” tanıklık diye tutturur, sonra zor durumdaki kişilere yük oluruz. Hayırlısı olsun..

Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)