05-06-2008, 20:42 | #61 | |
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Alıntı:
|
||
05-06-2008, 21:00 | #62 | ||
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Alıntı:
Arada kalma konusuna gelince de ima etmek istediğm yazımla ortada; ama anlayış farkı anlamakta da ısrar etme adına anlayış kıtlığına vesile oluyor demek ki... Bu cemaat bir kuruluşmudur ki kuruluşlarla kıyaslanır olmuş. Fark olması farklılıklara haiz olması, farkını ortaya koyması dünya çapında alkışlanır olmasından belli değlmidir. Amerika da olma nedenlerini 1. ağızadan belgeledik. Pişirmeden önümüze tekrar takra sunman düşüdürücü.. Zahmet edip okusaydın. Sğınma ifadesine gelince, sığınma ifadesinin kelime mansına bir bak istersen... Ona uygun bir karşılığı ile eşleştirebilecekmisin. Amerikanın sahabeti de söz konusu değil. Kime sahip çıkıyor, muhtaciyet mi var ortada ki sahip çıkılacak biri ve bişeyler olsun... Bakmak istediğin yer gerçekler ise dünya olarak nitele, Amerikaya takılma... Hegemonya kuramadığı ülkelerde de bu okullar var ayakta alkışlanıyor, emsal teşkil ediyor. Kör olan, gerçeklerle yüzleşmek istemeyenlerdir... ;) Bu arada kullandığın ifadeler, cehaletini resmediyor... Seviyeni korursan muhattap alınmaya değer olursun... ;) Sevgilerimle... |
|||
05-07-2008, 11:19 | #63 |
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Erbakan'a yakın bir yayın organı olan Milli Çözüm Dergisi'nin Eylül/2005 sayısında, Osman Eraydın imzalı yazıda, geniş kapsamlı bir "Sorosçular Listesi"nde; TÜSİAD, Türk Demokrasi Vakfı, Arı Hareketi, Fethullah Gülen cemaati, Kemal Derviş, ve Cüneyt Zapsu'nun isimleri özellikle vurgulandıktan sonra şöyle deniyor:
"Küresel Baronlar'ın ağır saldırısı altındaki Türkiye'nin başbaşa bırakıldığı ‘anayasal organlara yönelik iç boşaltma girişimleri'ne seyirci kalınmamalıdır! Yargıtay ve Danıştay ile birlikte TSK, MİT, YÖK, RTÜK ve Cumhurbaşkanlığı'na yönelik ‘pasifizasyon çalışmaları' ile ‘bu planları gölgeleme gayreti içinde olan hükümet'e' tavır koymalı ve uyanık davranmalıdır. "ve Osmanlı'nın son dönemindeki Batı meraklısı paşalarla yönetimdeki İttihatçı işbirlikçilerin sonları ile Milli Mücadele döneminde Hıyanet'i Vataniye Kanunu'na paralel kurulan İstiklal Mahkemeleri'nde yargılananların tarihi akıbetleri unutulmamalıdır!" "Türkiye'yi, Büyük İsrail'in bir eyaleti ve Soros'ların sömürge semti yapmaya yönelik bu gaflet ve hıyanet girişimlerinin, Kuvay-ı Milliye cephesi tarafından hangi hayırlı değişim ve devrimlere vesile ve vasıta yapılabileceği de hesaba katılmalıdır!.." Sözkonusu dergide, İsmet Sezgin'in Fethullah Gülen hakkında yazdıklarının her Türk aydınını yakından ilgilendireceğine inandığımdan, bazı bölümlerini hiçbir yorum yapmadan aşağıya aynen alıyorum: "... Fethullah Gülen, baştan sona bir Amerikan Planının parçasıdır. Yeni Dünya Düzeni'nin Türkiye'ye dayattığı Mafya-Gladyo-Tarikat sisteminin bir ayağıdır. Gülen'in önemi, ABD'nin Yeşil Kuşak projesinde üstlendiği rolden kaynaklanmaktadır. Saidi Nursi çizgisinde Erzurum'dan yola çıkan Gezici Vaiz Fethullah Gülen'i, NewYork-Vatikan-Kudüs hattına taşıyan sihirli güç, ‘büyük müttefikimiz' Amerika'dır. Fethullah Gülen'i Ahlat'tan şimdi bulunduğu Pennsylvania'ya uçuran süreç ve araçlar, CIA tarafından ayarlanmıştır. " Amerika'yı karşıya almadan Fethullah sorunu çözülemez! "Dün hükümet koltuğunda oturan Ecevit'in, Mesut Yılmaz'ın ve Devlet Bahçeli'nin, bugün ise AKP'nin, Gülen olayına yaklaşımlarını açıklayan gerçek burada gizlidir. Bunların Fethullah Gülen'le ilişkileri, aslında Amerika'yla ilişkidir. Bunu bilerek hareket etmektedirler. İlkokulu dışarıdan bitirmiş, Risale-i Nur'u istismar etmiş, vaaz verirken ağlayıp bayılmakla şöhret edilmiş ve Amerika'nın oyuncağı, ılımlı İslam'ın sahte mehdisi haline getirilmiş, bu gezici vaizin el üstünde tutulmasının sebebi, Siyonist ABD'dir. Fethullah olayını çözmek isteyenler, Amerika'yı karşılarına almak cesaretini göstermelidir. Değirmenin Suyu Washington'dan Fethullah Gülen'in bugün hükmettiği güç, Genelkurmay Başkanlığı tarafından 1998 başında hazırlanan bir raporda şöyle sıralanmaktadır: ‘Yurt içinde, 85 vakıf, 18 dernek, 89 özel okul, 207 şirket, 373 dershane, yaklaşık 500 öğrenci yurdu ve biri İngilizce yayınlanan 14 dergi, 15 ülkede yayınlanan 300 bin tirajlı Zaman gazetesi, ulusal düzeyde yayın yapan 2 radyo ve uluslararası yayın yapan Samanyolu televizyonu; Yurtdışında 6 üniversite ve yüksekokul, 236 lise, 2 ilkokul, 8 dil ve bilgisayar merkezi, 6 üniversiteye hazırlık kursu ve 21 öğrenci yurdu olmak üzere toplam 279 eğitim kuruluşu' bulunmaktadır. Gülen'in avanesinin sahip olduğu 300'e yakın şirketle, 600 trilyon liraya hükmettiği saptanmıştır. Yurtdışındaki okullarının yıllık gideri ise, Fethullahçılar tarafından 1,5 milyar dolar olduğu açıklanmıştır. 1986 yılında, Özal tarafından gıyabi tutukluluktan kurtarılan Gülen'in 12 yılda bu kadar büyük bir güce ulaşmasının izahı da uluslararası bağlantısıdır. "Sovyetler Birliği'nin çözülmesi üzerine Gülen örgütü, uluslararası okullar atağına geçti. Gülen'in öncelik verdiği ülkeler son derece dikkat çekici: Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlar. Yani Amerika'nın ilgi alanındaki bölge ve ülkeler. Nitekim 1992'den itibaren, öncelikle Orta Asya Türk cumhuriyetleri olmak üzere Kafkas ve Balkan cumhuriyetlerinde, ‘Fethullahçı' diye bilinen vakıf ve şirketler, art arda kolejler açtılar. Ardından Asya ve Afrika ülkeleri geldi. "… Fethullah okullarının ülkelere dağılımı şöyle: Kazakistan (28), Rusya Federasyonu'na ait çeşitli bölgeler (24), Özbekistan (18), Türkmenistan (15), Azerbaycan (14), Kırgızistan (11). Bunları Arnavutluk ve Moğolistan (4'er); Afganistan, Irak, Gürcistan,Ukrayna ve Romanya (5'er); Moldova (2); Pakistan, Bangladeş, Makedonya, Macaristan, Fas, Güney Afrika, Sudan, Endonezya, Tayland, Çin ve Tayvan 1'er okul. "Nevval Sevindi'nin Sabah Kitapları'ndan çıkan, ‘Fethullah Gülen ile New York Sohbeti'nde, ABD emperyalizmiyle Fethullahçıların bağı açıkça dile getiriliyor. İşte kitaptan bazı seçmeler: ‘Amerika şu andaki konum ve gücüyle bütün dünyayı kumanda edebilir. Bütün dünyada yapılacak işler buradan idare edilebilir. Amerika hala bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır.' (s. 6) ‘Amerika daha uzun zaman dünyanın kaderinde çok önemli rol oynayacaktır. Bu realite kabul edilmeli. Amerika göz ardı edilerek şurada burada bir iş yapılmaya kalkışmamalıdır.' (s. 7) ‘Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinden hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, bu itibarla, mesela Amerika ile çatıştığınız sürece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz. (s. 8) ‘Amerika ile iyi geçinmezseniz işinizi bozarlar. Şurada bulunmamıza izin veriyorsa, bu bizim için bir avantajsa, bu avantajı sağlıyor demektir.' (s. 9) Şimdi söyleyin, Fethullah Gülen, yegane kuvvet ve kudret sahibi olarak, Allah'a mı inanıyor, yoksa Amerika'ya mı? "… Fethullah Gülen cemaati tarafından yurt dışında, özellikle de Türk Cumhuriyetlerinde açılan okullarda, diplomatik pasaportlu Amerikalı CIA ajanları, ‘İngilizce öğretmeni' diye barındırılıyor. Bu işbirliği, Türkiye'de yapılan üst düzey resmi bir toplantıda, bizzat Fethullahçı okul yöneticisi tarafından itiraf edilmiştir. Toplantıda, dönemin Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam ve MİT temsilcisi de bulunduğu halde, olay karşısında sessiz kalındı. Durum, devletin resmi olarak yayımladığı kitapla da belgelenmiştir. "… Fethullah Gülen'in yurtdışındaki okullarında çalışan bine yakın ABD'li öğretmende, yalnızca devlet görevlilerine verilen ABD resmi pasaportu var. Çoğunluğu Türk Cumhuriyetleri'nde faaliyet yürüten okullardaki ABD'li öğretmenler, İngilizce adıyla ‘official passeport'a sahipler. Amerikan Eğitim Bakanlığı personeli olmayan ABD'li öğretmenlerin, normal olarak turist pasaportu sahibi olmaları gerekiyor. Ancak, Amerikan devleti, Gülen'in okullarında çalışanları resmi görevli sayıyor. Türkiye'deki karşılığı ‘yeşil pasaport'olan resmi görevli pasaportu, ABD'li öğretmenlere diplomatik dokunulmazlık sağlıyor. Amerikalı kaynaklar, bu pasaportların CIA'nin talimatıyla düzenlendiğine işaret ediyorlar. Emperyalizmin istediği ‘Ilımlı İslam', müslümanlığı yozlaştırmayı amaçlıyor! "Gülen'in Türk Dünyası'na yaklaşımı, Amerika'nın Orta Asya'ya olan yaklaşımı ile tam bir uygunluk göstermektedir. Türkiye'nin, diğer Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerini geliştirmesi, son derece önemlidir. Bu ilişkilerin, koşulların elverdiği ölçüde sıkı olması, elbette Türkiye'nin çıkarınadır. Ancak Amerika'nın güdümünde kurulacak ilişkiler, Türkiye'nin komşularıyla olan ilişkilerinin bozulmasına, bölgesel karışıklıklara ve savaşlara yol açmaktadır. Amerika'nın istediği de budur, yani Türkiye'nin Siyonist sömürüye taşeronluk yapmasıdır. Fethullah Gülen, ABD'nin bu planlarında rol almaktadır. "Kırgızistan ve Özbekistan darbeleri, Fethullah Gülen'in, yani ABD'nin güdümündeki Nurculuğun, Türkiye'nin Türk Cumhuriyetleri'yle ilişkisinde oynadığı rolün son kanıtıdır. Halbuki Fethullahçıların ve Zaman'cıların bu Amerikan aşıklığı ve İsrail uşaklığı, ne İslam'ın ruhuna ve ne de Bediüzzaman'ın yoluna asla uymamaktadır. "Rejisör, Siyonist mihraklardır. Fethullahçılar sadece figürandır." Alıntı ... |
|
05-07-2008, 11:54 | #64 | |
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Alıntı:
|
||
05-07-2008, 12:07 | #65 | |
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Alıntı:
|
||
05-07-2008, 12:57 | #66 |
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Hayatımızın büyük bir bölümünde objektij olamayız bu normaldir , buradaki arkadaşlarıda anlıyorum ve objektif olmalarınıda beklemiyorum.
Ama bazı gerçekler var sizlerinde kendi içinde sorgulaması gereken ... Mesela Fethullah Gülen in yeni Vakıflar Yasası'nın TBMM'de kabulünden sonra, ABD'deki Hartford Papaz Okulu 'na 2 milyon dolar bağışlaması gibi ... |
|
05-07-2008, 13:12 | #67 | |
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Alıntı:
|
||
05-07-2008, 13:37 | #68 |
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
cümlemize ...
|
|
05-07-2008, 13:40 | #69 |
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Deve Kusu Avci yi gördügü zaman kafasini Topraga sokarmis ki böylelikle kendisi Avciyi görmedigi icin Avcinin da kendisini görmedigini sanarmis arkadaslar gercekleri görmemek icin kafamizi topraga gömmekten vazgecelim,biz ne kadar kafamizi topraga gömersek gömelim gercek gercek olmaktan cikmaz ki Deve kusunun kafasi topraga gömülü olabilir amma velakin vucutunun büyük bölümü disarida ;)
|
|
05-07-2008, 13:40 | #70 | ||
Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk 'Dünyanın 100 Entelektüeli' listesinde
Alıntı:
aklı başında olan böyle bir yorum yapmaz hele nikinide gerçeklerigörelim hiç yapmaz sen nikinle ters düşüyorsun bu yazıda... |
|||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|