|
01-21-2014, 16:30 | #1 |
Fikri Akyüz - By Derin Cemaat
Fikri Akyüz
By Derin Cemaat Ortalık toz duman.. Bu toz duman arasında birileri bazı hususları sulandırma gayretinde olduğundan “toz ve su” kombinasyonundan oluşan bir nesne ortaya çıkıyor. Literatürde buna zannımca “çamur” deniliyor. Evet konumuz 17 Aralık darbesi... 17 Aralık’ta bu memlekette tam mânâsıyla bir yargı darbesi yapılmıştır. “Efendim hiç yargı darbe yapar mı?” denilecektir. “Onların elinde silah mı var?” denilecektir. Oysa bazen bir iddianame, bazen bir gerekçeli karar, bazen bir yakalama zaptı, bazen cüppe, bazen rütbe, darbenin tetikleyicisi ya da tamamlayıcısı olabiliyor. Hatta bazen, 27 Mayıs darbesinde olduğu gibi, hukuk fakültesinin ordinaryüs profesörlerinin hukuki mütalaaları da darbenin tetikçisi olmasa bile “yol vericisi” olabiliyor. Ve bu kişilerin isimleri cellatların koğuşuna değil, örneğin İstanbul Hukuk Fakültesi’nde olduğu üzere hukuk fakültelerinin amfisine isim olarak verilebiliyor. Yine bazen bir 1. Ordu semineri ile bir Yargıtay Ceza Dairesi’nin toplantı odası aynı işlevi görebiliyor. Kaldı ki geçmişte bunlar yaşandı. Amaç nedir? Amaç; memleketi düzlüğe çıkarmaktır. Öyle söyleniyor. Ama siz kalkıp Ağrı’yı daha düz hale getirmek için Ağrı Dağı’nı yerle bir edip peşinden “Ağrı’yı düzlüğe çıkarıyoruz.” derseniz, bunun adı düzlüğe çıkarmak değil, Ağrı’yı “dümdüz” etmektir. 17 Aralık ve 24 Aralık’ta yapılan soruşturma işte öyle bir şeydir. Hani eski darbelere bakarken, hani darbeleri sayar da insan, hani gözleri dolar ya birden... İşte öyle bir şey... Siz kalkıp “Erdoğan’sız AK Parti”, pardon “Tayipsiz AKP” derseniz ve bunu hukuk da değil kanun silahıyla cari hâle getirirseniz müsaade ediniz de buna birileri “dur” desin... “Efendim, yürütme yargıya nasıl müdahale eder?” denilecektir. Yürütme yargıya müdahale etmiyor. Yargının yürütmeye usulsüzce ve usul usul müdahale ediyor oluşuna müdahale etmektedir. Karıştırılmasın. Diyelim ki bir hükümet, “Bundan sonra genelkurmay başkanlarını her hâl ve şartta Yüce Divan yargılayacaktır.” diye bir kanun çıkarsa, hükümete “Sana ne.” mi denilecektir? Biliyorum bazı okurlar tam da burada “Ama burada yürümekte olan soruşturmaya müdahale edilmektedir.” diyecektir. İşte hadisenin nirengi noktası, mihenk taşı da burası zaten.. Ortada usulsüz bir soruşturma varsa, oraya müdahale etmek değil oraya müdahale etmemek suçtur. 17 Aralık’ta yapılan soruşturma, açık bir hükme rağmen amirlerinden habersizce yapılan bir savcılık işlemidir. Mesela, o gün soruşturma savcısı usul hükümlerine riayet edip başsavcıyı bilgilendirseydi (Dikkat: “İzin isteseydi” demiyorum), bu savcıya bağlı kolluk güçleri de emniyet müdürüne bilgi verseydi ve buna rağmen hükümet müdahale etseydi işte o zaman hükümeti eleştirirdim. Pek tabii ki “her şeyi bir torbaya doldurmaya” yine itiraz ederdim. Akabinde ne oldu? Hükümet “açık” olan bir hükmü “apaçık” hale getirmek için yönetmelik çıkardı. Yeni yönetmelik yürürlükteyken bir başka savcı, 24 Aralık’ta yine habersizce “iş yaptı”. 25’inde HSYK görülmemiş bir şey yaptı ve bildiri yayınladı. Ertesi günü yönetmelik Danıştay tarafından iptal edildi. Tıpkı 27 Nisan 2007’de cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. oturumunda yeterli çoğunluk sağlanamadığı için “aynı günün gecesi” 23.20’de e-muhtıranın yayınlanıp ertesi günü Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı vermesinde olduğu gibi... O yüzden o gün yapılanlar normal ise kabul edelim ki 17 ve 24 Aralık’ta yapılanlar da normaldir. Ama o gün karara şiddetle karşı çıkan özellikle Cemaat’e yakın medyanın pek çok yazarı bugün yapılanları normal görüyor. İşte anormal olan budur. Kaldı ki kutsal olan “savunma”dır, savcı değil.. Yine kutsal olan “hak”tır, hâkim değil.. Evet, Cemaat’e yakın gazetelerin yayınlarından ve köşe yazılarından anladığım kadarıyla “by Derin Cemaat” mâmûlü bu soruşturma Türkiye’ye pahalıya mâl olmuştur. Dikkatinizi celbetmek isterim: “AK Parti’ye ya da Cemaat’e pahalıya mâl olmuştur.” demiyorum. “Türkiye’ye pahalıya mâl olmuştur” diyorum. Bu arada sayın editörümüze kısa bir not: by sözcüğünün arasında a harfi yoktur, zinhar düzeltmeyiniz. Today’s Zaman yayın yönetmeni Bülent Keneş de anlasın diye İngilizce yazayım istedim! Kaynak Akşam 20.01.2014
Konu Cihannur tarafından (01-22-2014 Saat 02:04 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|