12-30-2008, 10:40 | #1 |
Filistin’de Siyonist’ler... Türkiye’de Piyon-ist’ler!(Hasan Karakaya)
Kimileri için belki çok ağır gelecek ama, söylemek zorundayım... Bana göre “siyonist” İsrail’in saldırıları ile “piyonist” laikçilerin saldırıları arasında hiçbir fark yok... “Siyonist İsrail” ne yapıyor?.. “Filistinli Müslümanlar”ın tepesine bomba yağdırarak, nihayetinde onların “can”larına kast ediyor!.. Peki, Türkiye’deki “Piyonist laikçiler” ne yapıyor?.. Onlar da “Türkiyeli Müslümanlar”a saldırarak, doğrudan “iman”larını hedef alıyor!.. Söyleyin Allah aşkına; “terör devleti İsrail”in, Müslümanların “can”larına kast etmesiyle, Türkiye’deki laikçilerin, Müslümanların “iman”larına kast etmeleri arasında bir fark var mıdır?.. İçinde “iman” olmayan bir “can”ı ben ne edeyim?.. İçinde “iman” olmayan bir can, “et ve kemik yığını”ndan başka bir şey değildir!..
İşte “Siyonist İsrail” ile “Piyonist laikçiler”in yaptıkları, burada birbirine benzeşiyor... TEK HEDEFLERİ MÜSLÜMANLAR! İsrail’in hedefinde “Müslümanların canını yok etme” vardır!.. Laikçilerin hedefinde ise “Müslümanların imanını yok etme” amacı var!.. İsrail, “açık bir hapishane” haline getirdiği Filistin’de Müslümanların “ülke”sine saldırıp “cami”lerini, “okul”larını, “hastane”lerini, “köprü”lerini, “ev”lerini yerlebir edip, “çoluk-çocuk” demeden katlederken, Türkiye’deki laikçiler de, Müslümanların “din”lerini hedef alıp “namaz”larına, “oruç”larına, “başörtü”lerine, “sakal”larına ve “takke”lerine saldırıyor!.. Söyleyin Allah aşkına; Filistinli Müslümanların hayatını “cehennem”e çeviren İsrail ile, Türkiye’deki Müslümanların hayatını “cehennem”e çeviren laikçiler arasında ne fark vardır?.. Sonuç itibariyle; Hedefte “Müslüman”lar vardır!.. Filistin’de “can”lara saldırı!.. Türkiye’de “iman”lara saldırı!.. BAHANELERİ DE HEP AYNI! Ne gariptir ki; “söylemleri” de aynı... Siyonist İsrail diyor ki; “Filistin’deki Hamas militanları, İsrail’deki Musevilerin rahatını bozuyor!” Piyonist laikçiler de diyor ki; “Başörtüsünü siyasal simge haline getiren kızlar, laikçilerin göz zevklerini bozuyor!” O halde, vur abalıya!.. Vuruyorlar... Habire vuruyorlar!.. Hem de “yalan” söyleyerek, “sahtekârlık” yaparak vuruyorlar!.. Bir Allah’ın kulu da çıkıp, demiyor ki; “Senin Hamas militanı deyip öldürdüğün çocuk, şu kundaktaki, 6 aylık bebek değil mi?.. Öldürdüğün 300’ü aşkın insandan çoğu çocuk değil mi?.. Enkaz altından çıkarılan şu 5 çocuk mudur senin militan dediğin?.. Bu bebekler midir sana füze atan?.. Bu bebekler midir senin huzurunu kaçıran? Sen yalan söylüyorsun!.. Sen palavra sıkıyorsun!.. Bu palavralarınla dünyayı aldatabilir, BM’yi susturabilirsin ama, bizi kandıramazsın!.. Çünkü sen, sadece kundaktaki bebekleri değil, havada uçan kuşları bile öldürüyorsun!.. Çünkü sen, bir korkaksın!.. Çünkü sen bir ödleksin!.. O kadar paranoyaksın ki; o kuşlarla haberleşme sağlandığını, o kuşların ayaklarında bir mesaj olduğunu zannedip, onları bile öldürüyorsun!..” Evet; terörist İsrail, Filistin’de bunları yapıyor!.. “Paranoya” derecesindeki korkusunu yenmek için, bahane üzerine bahane üretiyor. Hani, “kuzu”yu yemeyi kafasına koymuş bir kurt, “bahane üstüne bahane” bulurmuş ya, “kana susayan terörist vampir” de hemen her gün, hatta hemen her saat bahane üretip, “bomba” yağdırıyor!.. PARA DA, ORTAK DA YAHUDİ OLUNCA! “Siyonist” saldırır da, onların “yerli uşak”ları, onların “piyon”ları olan “piyonist medya” boş durur mu? Lütfen dikkat; “Siyonist İsrail”in, Gazze’de giriştiği ve tam bir “soykırım”a dönüşen saldırılarının yoğunlaştığı şu günlerde, “piyonist medya”nın da Türkiye’deki Müslümanlara yönelik saldırıları yoğunlaştı!.. Dindar insanları “mahalle baskısı” uygulamakla suçlayıp “kahpelik” ve “S-(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)luk” yapan “piyonist”ler, kendilerinin uyguladığı baskının “medya baskısı” olduğunu gözlerden gizlemeye çalışıyor!.. Evet, yaptıkları resmen ve alenen “medya baskısı”dır!.. Yaptıkları “S-(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)luk”tur!.. Ama, bu da normaldir!.. Çünkü, Türkiye’de “mahalle baskısı” olduğunu “kanıtlamak” isteyen ve bunun için de “dolar”ları savurmaktan kaçınmayan George Soros adlı adam bir “Yahudi”dir!.. Dahası, “mahalle baskısı” olduğunu iddia eden gazetelerin sahibi de “Yahudi ile ortak”tır!.. Durum böyle olunca; Elbette Yahudi “haklı” gösterilip, elbette “Yahudi’nin borusu” öttürülür!.. Eee, ne demiş merhum Nasreddin Hoca; “Parayı veren, düdüğü çalar!” Söyleyin Allah aşkına; “Parayı veren” George Soros olduğuna göre, kalkıp da “Müslüman’ın borusu”nu öttürecek değiller ya!.. Dolarları “George Soros adlı Yahudi” veriyor ise, “patron” da “Yahudi şirketleriyle ortak” ise, “patronun gazete ve televizyonları”ndan elbette “Yahudi’nin sesi” duyulacaktır!.. Bu gazetelerden, elbette “Müslümanlara saldırı” yapılacak!.. Elbette Müslüman’ın “namaz, oruç ve örtüsü” ile uğraşacaklar!.. KARTELDEN BİR S-(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)LUK ÖRNEĞİ İşte bunlardan bir örnek!.. George Soros adlı Yahudi spekülatör “hıyarım” var dedi ya, “kartel medyası”nın “piyonist”leri hemen “tuzluk”ları alıp, bu “araştırma”(!)nın peşinden seyirtmeye başladı!.. “Doğru” dediler; “George Soros’un yaptırdığı araştırma(!) doğrudur!.. Bu araştırmada S-(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)luk yoktur!.. Türkiye’de, gerçekten de bir mahalle baskısı vardır!” Bunu kanıtlamak için de, bir “örnek” verdiler... Hiç utanıp sıkılmadan sayfalarında yayınladıkları “okuyucu mektubu” aynen şöyleydi: “23 Aralık 2008 günü saat 19.00’da İstanbul’dan İzmir’e hareket eden Hakiki Koç firmasına ait yolcu otobüsü, Susurluk’ta mola vermesine rağmen, Akhisar-Manisa arasında 10 kişiye yakın bir kadınlı-erkekli grup (kadınlar çarşaflı) sürücüyü ‘Sabah namazı kılacağız’ diye bir dinlenme tesisine sokmuşlar ve tüm yolcuları 30 dakika bekleterek sabah namazlarını kılmışlardır. Yolculardan bazıları, sürücüye ‘Bu uygulama bizlere sorulmadan nasıl yapılıyor?’ diye sorunca, sürücünün verdiği cevap, ‘Bir yıla yakındır böyle talepleri karşılamak mecburiyetinde kalıyoruz’ olmuş... Prof. Binnaz Hocamın haberleri olsun.” Mektup, aynen böyle!.. Tabiî, tamamen yalan!.. Tamamen palavra!.. Hem de, “deve” misali!.. “Düzgün” olan hiçbir tarafı yok!.. Her tarafı lime lime dökülüyor... Her tarafından “lağım” akıyor!.. Buyurun, “okuyucu kılıklı mektup”taki “yalan”ları tek tek sıralayalım: O SAATTE NAMAZ MI KILINIR? ¥ MADDE BİR: Muhabir arkadaşlarımın görüştüğü Hakiki Koç firması yetkililerinin de ifade ettiği gibi; bu firmanın, “saat 19.00’da İstanbul’dan İzmir’e kalkan otobüsü yok”tur!.. Hakiki Koç firmasının İzmir’e giden otobüsleri saat 20.00’den itibaren hareket etmektedir!.. ¥ MADDE İKİ: İstanbul ile İzmir arası, “yaklaşık 9 saat”tir!.. Yani, İstanbul’dan saat 20.00’de kalkan bir otobüs, sabaha karşı saat 05.00 civarında İzmir’e varmaktadır!.. Mektupta iddia edildiği gibi; otobüs, diyelim ki saat 19.00’da kalktı!.. Bu takdirde İzmir’e varış saati 04.00 olur!.. Yani “sabah namazı”ndan çok çok önce! ¥ MADDE ÜÇ: Otobüsteki 10 kişinin, Akhisar-Manisa arasında sabah namazı kılmak istemesi mümkün değildir!.. Çünkü otobüs, Akhisar-Manisa arasına geldiğinde saat 02.00 veya 03.00’tür!.. Bu saatte de sabah namazı kılınmaz!.. Çünkü, henüz sabah namazının vakti girmemiştir!.. Akhisar-Manisa aralığında sabah namazının başlangıç vakti saat 05.50’dir!. Söyleyin Allah aşkına; “Din”den, “iman”dan, “ezan” ve “namaz”dan haberi olan bir insan; saat 05.50’de kılınmaya başlanacak bir sabah namazının, kalkıp da 02.00 veya 03.00’te kılındığını yazar mı?.. Cahil olursa, elbet yazar!.. Kasıtlı olursa elbet yazar!.. Din ve dindar düşmanı bir “piyonist” olursa, elbette yazar!.. Mayasında “S-(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)luk” varsa, elbette yazar!.. ARALARINDA HİÇBİR FARK YOK! Hiç kimse kusura bakmasın; Bu tavrın adı “cehalet” filan değil, düpedüz “kahpelik”tir, “S-(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)luk”tur!.. Hadi, mektubu gönderen adam “ebleh” ve “zırcahil”in teki diyelim!.. Peki, o mektubu “mahalle baskısı(!)na bir örnek” olarak gazetesinin köşesinde yayınlayan “karteloz”a ne demeli?.. Ulan “S-(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz) kafalı”lar; Madem bilmiyorsunuz bu işi, gidin de, bir bilene veya “bir dönen”e sorun!.. Sorun da öğrenin; Namaz kılabilmek için, “vaktin girmesinin şart” olduğunu!.. Kaldı ki; saat 05.50’de başlayan bir namaz, 07.21’e kadar kılınabilir!. Dolayısıyla, “otobüsü durdurduğu” iddia edilen insanlar, o zamana kadar çoktaan evlerine gidip, namazlarını kılabilirler!.. Ama, maksatları bu değil!.. Maksatları, “Müslüman’a çamur” atmak!.. Maksatları “S-(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)luk!” Şimdi söyleyin Allah aşkına; “Müslümanlara saldırı” konusunda “Siyonist”ler ile “Piyonist”ler arasında bir fark var mıdır?.. Şurası kesin bir gerçek ki; Filistin’deki Müslümanlar, “Siyonist İsrail”in “uçak bombardımanı” altında, Türkiye’deki Müslümanlar da “Piyonist laikçiler”in “medya bombardımanı” altında inim inim inliyor!. Var mı aralarında bir fark?.. Ben göremiyorum, ya siz?!? Alın birini, vurun ötekine!.. Cehalette sınır yok! Bir zamanlar, “Erbakan Hoca”yla çok uğraşmışlardı!.. Yanılmıyorsam, bir Uzakdoğu seyahatinde “uçakta akşam namazı” kılmaları, şöyle haber/yorum konusu olmuştu “kartel gazeteleri”ne: “Akşam namazı 5 rekât olduğu halde, Erbakan ve heyettekiler 3’er rekât kıldılar!” Gülmüş ve biraz da acımıştım o zamanlar... “Vah zavallılar” demiştim, “Bunlar, seferilikte kılınan namazdan da habersiz. Seferilik durumunda, sadece farz namazların, o da yarısının kılınacağını da bilmiyorlar!..” Bereket ki; uçaktaki o namaz, “ikindi namazı”na denk gelmemişti!.. Yoksa, “farzın 2 rekâtı”nı kılıp, selâm verselerdi, herhalde, “Namazı 6 rekât eksik kıldılar!” diye yazarlardı!.. Eee, “cehalet” başa dert!.. O kadar cahiller ki; ben bunlara yıllardır “abdest” yazmasını bile öğretemedim!.. Hâlâ “aptes” yazıyorlar!.. Baksanıza; “Vakti girmeden namaz kıldıran” versiyonları da çıktı. Hasan Karakaya Vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|