01-25-2011, 21:50 | #1 |
FKÖ'nün Satılmışlığının Belgeleri Bize Ne Söylüyor?
Hamas Gazze'yi kontrol altına alınca Amerikan yapımı silahlar ortaya çıktı: 7,400 M-16, çok sayıda makineli tüfek; 18 adet ABD malı zırhlı araç, yüz binlerce mermi. El Fetih liderleri, komutanları ile Mossad ve CIA arasındaki ilişkileri ortaya koyan sayısız evrak bulundu. İbrahim Karagül'ün yorumu:
Kudüs'ü satmışlar.. Peki bunlar ne? / İbrahim KARAGÜL İsrail-Filistin müzakerelerine dair on yıllık gizli bilgi deşifre oldu. Sadece Filistin yönetimini değil, bölge yönetimlerini sarsacak bin altı yüz gizli belgenin çok az bölümü El Cezire tarafından yayınlandı. Şok edici bilgiler içerdiğini düşündüğümüz asıl belgeler daha sonra duyurulacak. Yayınlanan kısmı Kudüs'ün büyük bölümünün İsrail'e verilmesi gibi dünyayı ayağa kaldıracak teklifleri içeriyorsa yayınlanacaklarda neler olacağını siz düşünün! Yalanlamacılara hiç inanmayın. İsrail silahlarının gölgesine sığınanlara, Gazze ve Güney Lübnan'a yönelik vahşi saldırıların arkasındaki kirli ittifakın taraflarına, "Gelin ülkemizi işgal edin" diyenlere, İsrail ile aynı güvenlik endişeleriyle hareket edenlere asla inanmayın. 2003 yılından beri, bölgeden yansıyan resmin aldatıcılığına, sokakların hassasiyetinin arkasında iğrenç bir ortaklığın söz konusu olduğuna, bölgesel güçlerin kendi amaçlarını İsrail silahlarıyla gerçekleştirmek istediklerine, "rejim değişikliği" projesinin Afganistan ve Irak'tan önce Filistin'de başladığına, ABD ve İsrail kadar bölgedeki bazı rejimlerin katliamlardan sorumlu olduğuna işaret etmeye çalışıyoruz. El Cezire'nin yayınladığı belgelere göre, bugünkü Filistin yönetimi İsrail'e Kudüs'ü teklif etmiş! Fazla beklemeyin, o belgelerde neler olabileceğini, ya da bir gün deşifre olacak gizliliklerin bazılarını şimdine buradan aktaralım. Gazze'ye yönelik İsrail saldırısına bakalım. Türkiye-İsrail ilişkilerindeki kopuşu simgeleyen o kıyıma.. Mısır ve bazı bölge ülkelerinin amacı ile İsrail'in bu savaştaki hedefleri ne kadar da örtüşüyordu. Onlar Hamas tehdidinin İsrail eliyle ortadan kaldırılmasını istedi. Kendileri yapamaz, başaramazlardı.. Çünkü kitleleri kontrol edemeyeceklerini biliyorlardı. Nasılsa İsrail düşman, nasılsa kitlelerin öfkesini İsrail öfkesiyle bastırıyorlar, nasılsa İsrail de Hamas'ı yok etmek istiyordu.. Neden olmasın! Son derece zekice bir politikaydı. Bir taraftan ağıtlar yakarken diğer yandan İsrail'le gizli ortaklık yürütülüyordu! Peki İran sadece İsrail'in mi düşmanıydı? Hayır, en az o kadar Mısır'ın, S. Arabistan'ın da düşmanıydı. Bakın işte bir ortak nokta daha çıktı. Hamas'la başlayıp İran'la devam etmek... Tahran'ın Akdeniz'e uzanan kolunu kesmek. Elbette İsrail'in silahlarıyla. Bazı Arap rejimleri İsrail'in silahlarının gölgesine sığınmışlardı. "Gazze'de edindiğimiz deneyimi İran'a yöneltmeliyiz" diyorlardı. Bu yüzden ateşkes bile istemediler. Ateşkes pazarlıkları İsrail'in saldırıları durdurmasına değil, Hamas'ın Gazze yönetiminin sona erdirilmesine endekslenmişti. Kahire Hamas'a; "Ya istediğimiz türden ateşkesi kabul et ya da yok ol" diyordu. Saldırıya onay hatta işbirliği yetmezmiş gibi, ateşkes formülüyle Filistin'i bir kez daha vuruyorlardı. Ancak, İsrail Genelkurmay Operasyonlar Dairesi Komutanı General Tal Russo, "askeri harekatla Hamas'ı devirmeyi başarmanın mümkün olmadığını" söyledi. O rejimlere kalsa, İsrail'i daha da kışkırtıp saldırıyı devam ettireceklerdi. Hamas'ın beli kırılamadı. Ciddi anlamda zarar bile verilemedi. Siyasi hedeflere ulaşılamadı. Askeri hedeflere ulaşılamadı. O zaman bu savaş neden başladı? Sadece kitlesel kıyım için mi? Hayır; Gazze'de olanlar bir İsrail-Filistin çatışması, Hamas-El Fetih çatışması değildi. Bir kirli ortaklık, acı bir ihanetti! 2003 yılından bu yana, bu bölgede gördüklerimizden çok farklı bir senaryonun uygulandığını, bunun bilinmesi gerektiğini, bizlere sadece acılarla yüzleşmek kaldığını, hepimizin bir büyük yalanın kurbanları olduğumuzu söyleyip durduk. 2005'te Hamas'ın seçim zaferinden sonra uygulanan kirli senaryoydu bu. Gazze saldırılarının güvenlikle hiçbir ilgisi yoktu. ABD, İsrail ve Mahmut Abbas, özellikle de ihanetiyle meşhur olan Mahmud Dahlan arasında yapılan işbirliği vardı. Bush, Rice, ünlü neocon Eliot Abrams ve Filistin yönetiminin Hamas'ı ezmek için giriştiği kanlı bir ortaklıktı bu. Hamas'ın seçim zaferinden sekiz ay sonra, Rice, Abbas'a bakın ne diyordu: "Anlaştık değil mi, iki hafta içinde hükümet dağıtılmış olacak." Abbas: "Belki iki hafta içinde olmaz, bana bir ay süre verin..." İmha operasyonunun başına İsrail istihbaratı adına çalışan Filistin Güvenlik Sorumlusu Mahmud Dahlan atandı. O artık ABD'nin "adamı"ydı. El Fetih'e silah verilecek, askeri destek sağlanacaktı. Abbas'a da 86 milyon dolar para aktarılacaktı. İsrail Savunma Bakanı, Dahlan ve Başbakan Ehud Olmert gizli toplantılar yaptı. Filistin iç savaşı böyle çıkarıldı. Hamas'a önce ambargo uygulandı, başarılı olmayınca iç savaş çıkarıldı. ABD ve İsrail'den açıkça silah konvoyları geliyor, El Fetih'e silah aktarılıyordu. Gazze'ye girilecek, Hamas ezilecekti. Hamas komployu fark edip erken davrandı ve Gazze'de yönetimi ele geçirdi. El Fetih'in istihbarat merkezinde, İsrail istihbaratıyla işbirliğinin belgeleri ele geçirildi. Dahlan'ın işkence kayıtları bulundu. Hamas Gazze'yi ele geçirince köşeye sıkışan Dahlan'ı ABD ve İsrail kurtardı. 17 Aralık 2006'da El Fetih liderlerinden ve İsrail istihbaratına bağlı Dahlan'a İsrail kontrolünde silah aktarıldı. ABD, İsrail ve Mısır istihbaratının kontrolünde defalarca ve alenen El Fetih'e silah naklediliyordu. Filistin iç savaşı bu silahlarla başlatıldı. Hamas Gazze'yi kontrol altına alınca Amerikan yapımı silahlar ortaya çıktı: 7,400 M-16, çok sayıda makineli tüfek; 18 adet ABD malı zırhlı araç, yüz binlerce mermi. El Fetih liderleri, komutanları ile Mossad ve CIA arasındaki ilişkileri ortaya koyan sayısız evrak bulundu. Dahası, Hamas liderlerine yönelik suikastlerle ilgili bilgiler elde edildi. Bu köşede defalarca tartışılan Gazze'deki ABD özel timleriyle ilgili bilgilere ulaşıldı. Durum bazı ülkeleri panikletti. Dahlan'ın istihbarat arşivleri bütün bölgeyi sarsacak nitelikteydi. Binlerce gizli belge İsrail tarafından "Yüzyılın Felaketi" olarak yorumlandı. ABD ve İsrail, belgelerin İran ve Suriye'nin eline geçmesinden endişeleniyordu. Ama asıl endişe bu değildi; kanlı, kirli ilişkiler ağının ortaya çıkmasından korkuyorlardı. İsrail, ABD, Mısır ve bazı bölge ülkeleri, istihbarat bilgilerinin yayılmasını engellemek için müthiş bir dayanışma içine girdi. Belgelerin İsrail'in yabancı istihbaratlar ile ortak operasyonlarını, İsrail işbirlikçisi Filistinli yetkililerin adlarını, silah-kara para trafiği ile ilgili bilgileri ihtiva ettiği belirtiliyordu. Bu arşivden "Türkiye ile ilgili neler çıkacak merak ediyorum" demiştim o günlerde... Başka hangi belgeler bulundu, biliyor musunuz? Dahlan'ın İsrail istihbaratıyla birlikte Yaser Arafat'ı öldürme senaryoları. Yayınlanacak bilgiler sadece El Fetih yönetimini, İsrail bağlantısını değil, bölge ülkelerinin Arap-İsrail ilişkilerinde, barış sürecinde ve Lübnan-Gazze savaşlarındaki utanç verici ilişkilerini de deşifre edecek. Tabi yayınlanabilirse.. Yukarıda pek de bilinmeyen bir resmi yansıttık size. Bir çoğunu daha önce de vermiştik. Yeni belgelerde bu resmin detaylarını bulacağız muhtemelen. Ama Arafat'ın zehirlenmesiyle ilgili bilgiler olmayacaktır. Yıllar geçecek Refik Hariri suikastiyle ilgili gizli ortaklıklar da deşifre olacaktır. Tıpkı Hamas liderlerinin öldürülmesindeki kirli ortaklık gibi... YENİ ŞAFAK
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-25-2011, 22:54 | #2 |
Hüsnü mahal vardı bir kanal da dediki hizbullahın içinde hristiyanlar da var farklı görüşlü insanlar da var gerçekten öylemidir.
|
|
01-25-2011, 22:59 | #3 |
hizbullahla alakası nedir konunun?
|
|
01-25-2011, 23:01 | #4 |
Altına not düşeyim demiştim acele ettim konu ile alakalı değil ama o coğrafyayı ilgilendiriyor diye sorayım dedim ..
|
|
01-25-2011, 23:05 | #5 |
yeni hükümet kurulmasında lübnanlı hristiyanlarda hizbullaha destek veriyorlar galiba mahali ondan bahsetti...
|
|
01-25-2011, 23:08 | #6 |
Evet biz boluda termal otelde kalırken filistinli aileler geliyordu. Orada bir teyzeye imam hatipli bir abimiz filistini arafatı sormuştu.
Kadının arafata olan bedduaları hala kulaklarımda ... |
|
01-25-2011, 23:21 | #7 |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|