AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-02-2008, 13:24   #1
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart 'Fransa laik,Türkiye laikçi'
Laikçiliği bireyleri dinden kurtarmaya çalışan militan bir tutum olarak tanımlayan ve türban yasağını laikçilerin savunduğunu hatırlatan Jean Bauberot, Fransız laikliğinin laikçi değil tarafsız olduğu yorumu yaptı..



* Laiklik nedir?
Üç unsurun beraberliğidir. Bir taraftan toplumun din konusunda çeşitlilik arz etmesi nedeniyle din ve vicdan özgürlüğü, bir taraftan din ve devletin ayrılığı, bir taraftan da dinler ve inançlar arasında eşitliğin sağlanmasıdır. Din ve devletin ayrılığı dinin devlete tahakküm etmemesi, devletin de dini serbest bırakmasıdır. Gerçekte ise bu üçünden biri diğer ikisine kıyasla daha imtiyazlıdır genelde.

* Fransa'da laiklik nasıl doğdu?
İki büyük olayın neticesidir. Biri devlet okulunun laikleştirilmesi, 19. yüzyılda dini ahlak dersi vardı, 1882'de yerine laik ahlak dersi kondu. Bu ders din konusunda tarafsızdı. İkincisi, 1905'te din ve kilisenin ayrılmasıdır. 1905 yasası, din ve devletin ayrılığını gerçekleştirir, ilk maddede, 'cumhuriyet din ve vicdan özgürlüğünü teminat altına alır' diyor, ikinci madde de, 'cumhuriyet hiçbir dini tanımaz' diyor, yani devletin resmi bir dini yoktur.

LAİKLİĞE GİDEN SÜREÇ

* Fransa "kilisenin büyük kızı mı" yoksa "ihtilalin kızı mı"?
Bu uzun ve kavgalı bir süreçti... Laiklik işte bu sürecin, kilisenin büyük kızı olarak tekrar Katolik bir millet olunmasını isteyenler ve kilise karşıtları yani 1789 değerleri üzerine kurulu bir Fransa'dan yana olanlar arasındaki çatışmanın ürünüdür. Laiklik bunu sonlandırmayı geniş ölçüde başardı. Eski rejimde, 10- 17.yüzyıl arasında kilisenin büyük kızıydı. Saint Siege'le, papayla, Fransa arasında son derece sıkı bağlar vardı. Katoliklik, milletin ve devletin diniydi. 16. yüzyıldan itibaren Protestanlar zulme maruz kaldılar. Yahudiler orta çağda avlanmışlardı. İhtilalle, din ve vicdan özgürlüğü ilan edildi, ama 19. yüzyıl boyunca çatışma sürdü. İki tedbir bunu sonlandırdı. Denilebilir ki, savaşı Fransız ihtilalinin militanları kazandı, ama hedeflerini değiştirerek, daha ılımlı kılmayı kabul ederek, bu sayede basarılı oldular. Çatışmada, kavgada karşıdaki yok edilmeye çalışılır. Din ve vicdan özgürlüğünün tanınmasıyla beraber "karşıdaki" diye tanımlanan, "ne varsa" işte onların da varlık haklarını ve dinlerini pratik etme haklarını tanımışlardır. Yani bu zafer, zaferi kazananların eski düşmana özgürlüğünü vermeleriyle gerçekleşmiştir.

* Birey, hem dindar, -yani inancının gereklerini uygulayarak- hem de laik olabilir mi? Eğer öyleyse, niçin laiklerden ve Hıristiyanlardan ayrı gruplarmış gibi söz ediliyor?
Elbette, dindar ve laik olunabilir, bunda kuşku yok. Bu bir dönem için zor bir durumdu, papa 1905 yasasına karşı mücadele verdi, 1924'te bir anlaşma sağlandı. Bugün kilise, 1905 yasası dahilinde, kendini iyi ve özgür hissettiğini söylüyor. Bir Katolik yahut başka bir din mensubu da laik olarak kabul ediliyor. Zira, aynı pozisyonlar söz konusu değil artık. İnanmış, dindar birey, laikliği gayri-meşru addediyor manasına gelmez. Karşılıklı saygı, hoşgörü, dinli ve dinsiz olanlar arasında ve mümkün olan en yüksek ölçüde tarafların birbirinin özgürlüğünü tanıması ve elbette ortak yaşam kuralları dahilinde var olmaları olmaları gerekir.

* Laiklikle laikçilik arasında bir fark var mıdır?
İkincisi sadece laikliği küçümseyenler tarafından mı kullanılır? Laikçilik, militan bir tutumdur, biraz insanları dinden kurtarmayı isteyen bir tutumdur. Bence, tabiki herkes tarafından paylaşılmayabilir. Mesela dini simgelerin devlet okullarında yasaklanmasına ilişkin yasa, bir parça laikçi bir yasadır. Sizde de üniversitelerde dini simgeye yani türbana izin verilmesi tartışıldığı için bilhassa söylüyorum. Yasa üniversiteleri içermiyor, çünkü üniversitelerde yetişkinler vardır. Küçüklerin seçme özgürlüğü olması gerektiği düşünüldü ve devlet okulları için geçerli oldu. Özel okullar ise bu yasanın dışında. Ben Stasi komisyonundaydım ve çekimser kaldım. Her şeye rağmen Fransız laikliği, laikçi değildir ve tarafsızdır. İnsanlar seçimlerini özgürce yapar, devlet insanların seçimlerine saygılıdır, onları inançlarından "kurtarmaya, özgürleştirmeye" çalışmaz bunu özgür iradeye bırakır.

* Özel okullar yüzde 97.5'i kiliseye ait- laiklikle

laiklikle bağdaşıyor mu?
2004 yasası bir parça laikçi bir yaklaşım desek de, 1959'daki özel okullar yasası laik ve çok liberal bir yasadır. Zira devlet bu okulların bütçelerinin yüzde 90'ını karşılar, genel eğitim giderlerini öder, yani hocaların maaşlarını, dersleri ama din derslerini, ibadetlere ait şeyleri devlet finanse etmez. Bazılarında bölgesel diller de okutuluyor, onun da parasını devlet ödemez. Çok dindar bir Hıristiyan, bir Müslüman ve bir Yahudiye bakınca, ilki değil ama diğer ikisi "derhal fark edilir özellikler" taşıyor ve korkuya, endişeye neden olabiliyor. Söz konusu özellikle kadınlarsa, dindar bir Hıristiyan kadın toplumun her alanında, kamu ya da özel var olabiliyor zira görünür değil. Halbuki, Yahudi ve Müslüman dindar kadını uzaktan bile fark edebilirsiniz. İşte bu nedenle bu yasayı hazırlayan Stasi komisyonundaki oylamada çekimser kaldım. Erkekler ve kadınlar arasında, isteyerek değil belki ama düşünmeden ayrımcılık yapılıyor. "Elbise kimseyi rahip yapmaz" denir, yani görüntünün önemi yoktur. Ama, giysiye takılı kalma hadisesi biraz da tabii, İran'da türbanın mecburi olmasından ileri geliyor. İnsanlar bu ikisini karıştırıyor, İran'da mecburi olarak türban takmak -ki bu elbette kabul edilemez- ama bireysel seçimle türban takmak farklı bir şey. Özgürce türban takmakla, bazı ülkelerde olduğu gibi mecburen takmak arasında kesinlikle fark var. Belki insanlara farkı anlatmak, öğretmek için eğitim vermek gerekiyor.

SİVİL DİNE DÖNÜŞEN LAİKLİK


* İnsan haklarının kutsallığı ve cumhuriyetin kutsallığı birbiriyle nasıl bir arada var olabilirler?

Biraz komplike bir soru. Bir toplumda gün gelir herkesi birleştiren, bir arada yaşatan bir kurallar dizinine, sosyal bağlara ihtiyaç duyulur. İster istemez bu değerler kutsallaştırılır. Ama, aynı zamanda bunun bir "devlet dini"ne dönüşmemesi için, bu değerleri farklı şekillerde yorumlamak, tartışmak gerekir. Bu değerlerin ortak alanda nasıl var olacağı meselesi mühimdir. Aksi takdirde, bazen ortaya bir sivil din çıkabilir, bu laiklik değildir. Laiklik bir dine dönüşmüştür adeta.

Sabah

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-02-2008, 13:28   #2
Kullanıcı Adı
azize
Standart 'Fransa laik,Türkiye laikçi'
onlar laik..biz seküler..
azize isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi