12-27-2011, 04:15 | #11 | |
Alıntı:
ozaman yaşayan ermeni sayısı 1.300.000 ölen ermeni sayısıda 150.000 ve bunların bir kısmı göç esnasında ölmüştür.. |
||
01-15-2012, 00:41 | #12 | |
Alıntı:
1915 olaylarında pek çok masum Ermeni özellikle Kürt çeteler tarafından katledilmişlerdir. Buradaki temel mesele, Ermenilere yapılmış olan katliamlara İttihat ve Terakki Partisi'nin göz yumup yummadığıdır. Ermenilere yapılmış olan katliamlara devlet göz yummuşsa, engel olabilecekken engel olmamışsa, o katliamlardan dolaylı olarak devlet de sorumludur. |
||
04-14-2013, 11:15 | #13 |
Fransa'ya Soykırım Şoku: Fransa'nın Vendee Soykırımı Tanınsın!
Fransa'ya "soykırım" şoku
"1915 olayları"nın her fırsatta gündeme getirildiği Fransa'da yeni bir "soykırım" kanunu teklifi daha meclis gündemine sokulmak isteniyor. Muhalefette yer alan aşırı milliyetçi Front National (Milli Cephe) ve UMP partilerinden milletvekilleri, Fransa'nın Vendee bölgesinde 1793-1794 tarihleri arasında katledilen Fransız vatandaşlarının yaşamış oldukları olayların "soykırım" olarak kabul edilmesi için bir kanun teklifinde bulundular. Vendee bölgesi milletvekillerinin de desteğini alan kanun tasarısı 16 Ocak tarihinde Ulusal Meclis'e sunuldu. Yasanın kabul edilmesi hâlinde bu, Fransa'nın geçmişinde bir "soykırım" olduğunun resmî ispatı olacak. "Vendee isyanı" olarak anılan olay, Fransız İhtilali sonrasında Vendee bölgesinde meydana gelmişti. İhtilal ile kurulan hükümet, çıkarılan bir yasaya dayanarak o bölge halkını katletmişti. Fransız anayasasına göre, muhalefet partilerine tanınan bir hakla az sayıdaki muhalefet milletvekilleri kanun yapabiliyorlar. 50 VEKİL YETMİŞTİ 2001 senesinde Fransız ulusal meclisi, sözde Ermeni soykırımını tanıma kanun teklifini 50 milletvekili ile kanunlaştırmıştı. Soykırım uluslararası hukukta bir suç olarak nitelendiriliyor ve sadece uluslararası ceza mahkemeleri kararı ile geçerli oluyor. Tarihçilerin "Liberte pour l'histoire" (Tarihe özgürlük) ismi ile kurdukları ve 3 bin tarihçiye yakın üyesi olan dernek, politikacıların tarihi olayları "nitelendirmelerini" tehlikeli buluyor ve politikacıların millet meclislerinde tarih yazmalarını istemiyor. Kaynak Hürriyet 18.01.2013 |
|
07-13-2021, 19:30 | #14 |
"Fransa, Ruanda'da öngörülebilir bir soykırıma imkân tanıdı"
ABD merkezli hukuk firmasının raporuna göre Fransa, Ruanda'da öngörülebilir bir soykırıma imkân tanıdı. Paris yönetiminin, Hutu rejiminin soykırım gündeminden habersiz olduğu görüşünün reddedildiği raporda "Fransız hükümeti öngörülebilir soykırımdan ne habersiz ne de bilinçsizdi" ifadesi yer aldı. Ruanda hükümetinin girişimiyle ABD merkezli "Levy Firestone Muse" hukuk firmasının hazırladığı raporda Fransa'nın Ruanda soykırımında ciddi sorumluluğu bulunduğu ve Fransız hükümetinin öngörülebilir bir soykırıma imkân tanıdığı vurgulandı. "Öngörülebilir bir soykırım: Fransa hükümetinin Ruanda'da Tutsiler'e karşı soykırımla bağlantılı rolü" adını taşıyan ve 2017 yılında çalışmaları başlayan 600 sayfalık rapor bugün açıklanarak Kigali yönetimine sunuldu. Fransa'nın 800 bin kişiyi katleden Hutu rejiminin "iş birlikçisi" olarak tanımlandığı raporda Paris yönetiminin, Hutu rejiminin soykırım gündeminden habersiz olduğu görüşü reddedildi. Raporda "Fransız hükümeti, öngörülebilir soykırımdan ne habersiz ne de bilinçsizdi" ifadesine yer verildi. "Soykırım Olacağını Biliyordu" Fransa'nın bir soykırım olacağını bildiği ancak Ruandalı müttefiklerine desteğinde tereddüt etmediği kaydedilen raporda "Fransız hükümetinin öngörülebilir bir soykırıma imkân tanımada ciddi sorumluluğu bulunduğu sonucuna vardık" ifadesi kullanıldı. Milyonlarca belge doküman ve 250'den fazla tanığın ifadelerine dayandırılan raporda Fransız yetkililerin Tutsiler'in öldürülmesine doğrudan iştirak ettiğine dair kanıt bulunamadığı aktarıldı. Raporda Fransa'nın, Afrika'daki çıkarlarını korumak için Hutu rejimine askeri ve siyasi destek sağladığının altı çizildi. "Fransa Hükümetinin Rolü Müstesnaydı" Soykırımın araçları olacak kurumların oluşturulmasında Fransa'nın vazgeçilmez bir iş birlikçi olduğunun altı çizilen raporda diğer hiçbir yabancı hükümetin hem Ruandalı radikal Hutular'ın oluşturduğu tehlikeden haberlerinin olmadığı hem de onlara olanak sağlamadığı ifade edildi. Raporda "Fransa hükümetinin rolü müstesnaydı; ancak o hâlen bu sorumluluğu kabul etmedi ya da kefaretini ödemedi" değerlendirilmesi yapıldı. Ruanda'da 1994'te Hutular, dönemin Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana'nın uçağının düşmesinden sorumlu tuttukları Tutsiler'e karşı soykırım başlatmıştı. Ülkede 100 gün süren katliamda 800 binden fazla Tutsi hayatını kaybetmişti. Raporda ayrıca, Fransa hükümeti tarafından tarihçi Vincent Duclert başkanlığındaki komisyona hazırlatılan Ruanda Soykırımı raporunun, Fransa'nın nelerden sorumlu olduğunu açıklamakta yetersiz kaldığı ve raporda yer alan "Paris'in soykırımın ortaya çıkışının bilincinde olmadığı" sonucunun yanlış olduğu ifade edildi. Kaynak NTV 19.04.2021 |
|
07-13-2021, 20:00 | #15 |
Emmanuel Macron: Ruanda Soykırımı'nda Fransa'nın sorumluluğu var
Ruanda'ya resmî ziyarette bulunan Macron, gerçekleşen soykırımda ülkesinin sorumluluğu olduğunu kabul etti. Fransa Curbaşkanı Emmanuel Macron, Ruanda'ya resmî ziyarette bulundu. Son 10 yıldır Ruanda'yı ziyaret eden ilk Fransız cumhurbaşkanı olan Macron, Twitter hesabından yaptığı paylaşım ile bu ziyaretin Afrika ile ilişkilerde yeni bir sayfa açacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Macron, Kigali Uluslararası Havalimanı'nda Ruanda Dışişleri ve İş Birliği Bakanı Vincent Biruta tarafından karşılandı. Başkent Kigali'de 250 binden fazla kurbanın gömüldüğü Gisozi Soykırım Anıtı'nı ziyaret ettikten sonra burada bir konuşma gerçekleştirdi. Özür Dilemedi 27 yıl önce yaklaşık 1 milyon insanın ölümü ile neticelenen soykırıma ilişkin açıklamalar yapan Macron'un özür dilemesi beklenirken farklı bir açıklama geldi. Macron, bu soykırımda Fransa'nın sadece rolü olduğunu söyledi. "Fransa'nın Siyasi Bir Sorumluluğu Var" Ancak, Fransa’nın suç ortağı olmadığının altını çizerek "Fransa'nın Ruanda'ya yönelik bir rolü, hikâyesi ve siyasi sorumluluğu var. Ve bir görevi var: Tarihle doğrudan yüzleşmek ve çok uzun süre gerçeği araştırmak yerine sessizliğe değer vererek Ruanda halkına çektirdiği ıstırabı tanımak" ifadelerini kullandı. Zamanın Fransız hükümetinin, soykırım uygulayan Ruanda yönetiminin fiilen yanında olduğunu, bu sebeple Fransa'nın sebep olduğu acıları çekenlerin yüzüne bakma ve acılarını kabul etme görevi olduğunu belirtti. "Sorumluluğumuzun Kapsamını Tanımak İçin Geldim" Ayrıca, ülkesinin doğrular konusunda uzun süre sessiz kaldığını kaydederek şu ifadeleri kullandı: "Sadece o geceden geçenler affedebilir ve bunu yaparak bağışlama armağanını verebilir. Bugün bundan dolayı acizane ve saygıyla yanınızda duruyorum, buraya sorumluluğumuzun kapsamını tanımak için geldim. "Fransa Suç Ortağı Değildi" "Fransa, bu yöndeki uyarılara kulak asmayarak soykırımcı bir rejimin fiilen yanında durdu. Bataklıklar, tepeler, kiliselerde insanların peşine düşen katiller Fransa'nın yüzüne sahip değildi. Fransa suç ortağı değildi. Dökülen kan, onun silahlarına ya da askerlerinin ellerine bulaşmadı." Fransa'nın 1990'dan miras kalan çatışmaya dâhil olarak ülkedeki duruma ilişkin uyarıları dikkate almadığını söyleyen Macron, ülkesinin bölgesel çatışma veya sivil savaşı önlemeye çalışırken tüm uyarıları kulak ardı ederek soykırım uygulayan bir kişinin yanında durduğunu ifade etti. Bu şekilde ülkesinin çok kötü biten döngüye dahil olduğunu dile getirdi. "Macron'un Sözleri Özürden Daha Değerli Bir Şeydi" Anıt ziyaretinin ardından Macron'la ortak basın toplantısı düzenleyen Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, Fransa ile ilişkilerin düzelmesini Fransa'nın resmen özür dilemesine tercih ettiğini şu sözler ile ifade etti: "Macron'un sözleri özürden daha değerli bir şeydi. Hakikatti.” Macron ise "Özür dileyecek misiniz?" sorusunu "Özür doğru terim değil" diyerek cevapladı. "Soykırım Hazırlığı Konusunda Kör Davrandı" Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a martta Ruanda soykırımına ilişkin bir rapor sunulmuştu. O raporda Fransa'nın soykırımda ağır sorumluluğu bulunduğu ancak suç ortağı olduğunu gösteren bir şey olmadığı ifade edilmişti. Dönemin Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın soykırımda önemli rol oynadığı vurgulanmıştı. Raporda "Fransa, soykırım hazırlığı konusunda kör davrandı" ifadeleri yer almıştı. Ayrıca, Fransa'nın soykırımı yapan hükümete silah temin etmesinin ve Fransız askerlerinin Ruanda ordusuna eğitim vermesinin arkasında ülkenin etnikçi yaklaşımının olduğu aktarılmıştı. "Öngörülebilir Soykırıma İmkân Tanındı" Ruanda hükümetinin girişimiyle ABD merkezli 'Levy Firestone Muse' hukuk firmasının hazırladığı raporda ise Fransa'nın, Ruanda soykırımında ciddi sorumluluğu bulunduğu kaydedildi. Fransız hükümetinin, Hutu rejiminin soykırım gündeminden habersiz olmadığı, öngörülebilir bir soykırıma imkân tanıdığı vurgulandı. Ruanda'da Soykırım Ruanda'da 1994'te Hutular, Tutsileri dönemin Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana'nın uçağının düşmesinden sorumlu tuttu. Bu olay üzerine Tutsilere karşı soykırım başlatıldı. Ülkede 100 gün süren katliamda 800 binden fazla Tutsi öldürüldü. Fransa ise soykırımı yapan Hutu hükümetinin uzun süre destekçisi oldu. Soykırımcılara Silah ve Mühimmat Desteği Sağlandı Fransa, 23 Haziran 1994'te ülkenin güneybatısında sığınmacılar için güvenli bölge oluşturmak amacıyla Turkuaz Operasyonu'nu başlatmıştı. Fransa, soykırımı engellemek yerine soykırımcılara silah ve mühimmat desteği sağladığı için kınanmıştı. Diplomatik Telgraf Ortaya Çıkmıştı Hutu hükümetine, Fransız ordusunun kontrolü altında olan bölgeden kaçması için emir verdiği diplomatik telgraf ortaya çıkmıştı. Mitterrand, Le Figaro gazetesine 1998'de verdiği mülâkatta ise şu ifadeleri kullanmıştı: "O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil." Kaynak En Son Haber 27.05.2021 |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|