15 Ekim 1844’te doğmuştur. Babası olan Karl Ludwig Protestan Kilisesinde papazdı. Doğumu Prusya Kralı 4. Friedrich Wilhelm’in doğum gününe rastladığı için adı Friedrich Wilhelm olmuştur. Çocukluk yıllarını en büyük üzüntüsü babasının sağlık durumunun genelde kötü oluşudur. Babası Karl Ludwig 1849’da hemen hemen körleşmiş olarak ölür.
Babasının ölümünden sonra çocukluk yıllarını annesi, kız kardeşi ve teyzesinin yanında geçirmiştir. Daha sonra kadınlar hakkında oluşan görüşlerinde bu yılların etkisinin olduğu söylenir.
Çocukluğunda "küçük papaz" olarak adlandırılan Nietzsche 25 yaşına geldiğinde filoloji profösörü olmuştur. Felsefeye ilgisi ağır basar ve hayatını sağlık sorunları nedeniyle malülen emekli olduktan sonra kitap yazarak sürdürmeye başlar. Sağlık sorunları nedeniyle sürekli Avrupa'nın çeşitli bölgelerinde hayatını sürdüren Nietzsche kitaplarına da zor okuyucu bulmuştur. Felsefesini anlattığı kitapları yaşamının sonuna doğru ve öldükten sonra popülarite kazanmıştır. Nietzsche "zamanından önce doğmuş biriyim" diyerek bunu daha önceden görmüştür. Sonunda 1888-1889 kışı süresince görenlerin şaşırdıkları olaylar meydana gelmiş, öyle ki Nietzsche’nin, sahibinin dövdüğü bir atı korumak için önüne geçip, daha sonra ağlayarak atın boynuna sarılıp öptüğü bile görülmüştür. Nietzsche 1889’un ilk günlerinde zihinsel yetilerini tümüyle kaybeder. Çıldırmasının nedeni öğrencilik yıllarında yakalandığı frenginin ilerleyerek üçüncü evreye girmesine bağlandı. On bir yıl boyunca bitkisel denebilecek bir hayat sürdü. 25 Ağustos 1900 tarihinde hayata gözlerini yumdu. "Tanrı öldü" diyerek insanların yaşamlarının gayesi ve sonları hakkında bir sorgulama yapması gerektiğini ve onu körelten, pasifleştiren, zavallı, acınası bir hayvan yapan bütün yapılardan arınması gerektiğini söylemektedir. Kimileri Nirvana kimileri Tanrı der ama Nietzsche sonsuz döngü demiştir. Yapılan birçok ankette dünya tarihinin en zeki insanları sıralamasında üst sıralarda çıkan Nietzsche'nin felsefesi birçok modern yazarı etkilemiş, felsefesinin derinliği hala anlaşılmaya çalışılmaktadır.