![]() |
#1 |
![]() ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin "pek iyi bir noktada" olmadığını anlamak için çok zeki olmak gerekmez. Yarım asırdır aynı kampta "dost ve müttefik" olarak bir arada bulunmuş olan iki ülke bugün neredeyse karşı karşıya gelmiş bulunuyor.
İki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi ve derinliğini çok iyi bilen uzmanlar da bunu teyit ediyor. Mesela "ABD istihbarat örgütü CIA'nın Ulusal İstihbarat Konseyi eski Başkan Yardımcısı Graham E. Fuller, "yıpranan" Türkiye-ABD ittifakının yıllardan beri kötüleşme sürecine girdiğini söylüyor. Demek ki aslında, mevcut resim bugüne ait değil. Ona göre, "Washington'un politikaları, genel ve temel olarak birçok alanda Türkiye'nin dış politika çıkarlarıyla çatışma halinde". İki ülkenin çıkarlarının, "Kürtler, terör, İran, Suriye, Ermenistan, Rusya ve Filistin" olmak üzere, 7 alanda birbirine "zıt" olduğunu savunan Fuller, "ABD'nin Irak politikaları, Türkiye için felaket oldu" yorumunu yapıyor. Amerika'nın, Afganistan'dan sonra Irak'ı da işgal etmeye yeltendiği ilk günlerden başlamak üzere biz bunun sadece Irak'a değil, bölgeye ve Türkiye'ye de felaket getireceğini söyledik. Los Angeles Times gazetesinde yayınlanan makalesinde Fuller şunları yazıyor: "Türk-Amerikan ilişkileri, yıllardan beri kötüleşiyor ve bunun temel izahı basit: Washington'un politikaları, Türkiye'nin dış politika çıkarlarına ters düşüyor. Yeni Türkiye tüm bölgesel devlet ve oyuncular ile ilişkileri sürdürmek ve Ortadoğu'da büyük bir oyuncu ve arabulucu olmak istiyor, Orta Asya'da büyük çıkarlarının bulunduğunu düşünüyor." Fuller, ABD'nin iki ülke arasında "hayati ortak çıkarları"n bulunduğu açıklamalarını ise "boş laflar" olarak nitelendirerek şunları belirtiyor: "Popüler demokrasisi ile güçlendirilen Türkiye'nin, Washington'un baskıları ne olursa olsun, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket edeceği olgusuna alışırsak iyi olur. Çok az Türk farklı bir şey istiyor." Fuller'in işaret ettiği yedi ihtilaf noktası şöyle: 1) Terörizm: ABD'nin Ortadoğu politikaları, bölgede şiddeti teşvik etti ve El Kaide'yi Türkiye'nin kapısına kadar getirdi; 2) İran: Washington yönetimi, Türkiye'ye İran ile ilişkilerine son vermesine yönelik baskılarını çok patavatsızca yürüttü; 3) Suriye: Türkiye-Suriye ilişkileri çok canlandı. Ankara, Washington yönetiminin Şam'ı dışlaması için yaptığı baskılara direndi; 4) Ermenistan: Ankara ile Erivan'ın "verimli" gayri resmi temasları var, ancak Ermeni diasporası, gerilimi artıran kilit faktörlerden biri; 5) Rusya: Ankara, Rusya ile ilişkilerine değer veriyor ve ABD'nin, NATO genişlemesi ve füze kalkanı gibi planlarına karşı çıkıyor; 6) Filistin: Ankara'nın Hamas'ı meşru görmesine Washington karşı çıkıyor. Ankara'nın İsrail ile iyi ilişkileri var, ancak eleştirilerde de bulunuyor; 7) Kürtler: ABD'nin son Irak politikaları Türkiye için bir felaket oldu. Irak'ın kuzeyindeki oluşum, Türkiye'deki ayrılıkçılığı teşvik ediyor. Graham Fuller, daha ilginç bir noktanın da altını çiziyor: "ABD, PEJAK'ı İran'a karşı kullanıyor." Fuller'in yaptığı Türkçedeki deyimle "doğrucu Davutluk" yapmak gibi bir şey, bunlar herkesçe tahmin edilen sorun alanları, ama kimse Fuller gibi bu kadar açık ve net ifade etmiyor. Tabii ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tom Casey'nin verdiği tepki de bir o kadar ilginç. Şöyle diyor Casey: "Graham Fuller eski bir CIA çalışanı. Eğer kendisi bu şekilde bir demeç verdiyse, söyleyebileceğim en iyi şey, soğukta fazla kalmış bir ajanın sözleri olur. ABD'nin PKK ile teması yok ve PKK'yı desteklemiyor. PKK, bir terör örgütü ve o şekilde muamele görüyor. Bütün istediğimiz PKK'nın bitmesi." Sözcü her ne kadar böyle söylüyorsa da, bu yöndeki kuşkuların kuvvetli olduğu anlaşılıyor. Başka bir ifadeyle Casey gibi, Graham Fuller gibi son derece deneyimli bir bölge gözlemcisinin üşüttüğünü söylemek mümkün değil.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|