![]() |
#1 |
![]() Lami Mesut Özkan
milligazete Füze kalkanı değil siber savaş 1 Bize zorla ve entrikalarla dayatılan NATO Füze Savunma Sistemi (FÜZE KALKANI) projesi, Türkiyeye sokulmak istenen bir elektronik TRUVA ATIDIR... bize karşı sinsi bir SİBER TERÖR HAREKATIDIR... Güvenlik ve Savunma kurumlarının dikkatine sunulur! Gerekçeleriyle birlikte HAYIR demek için geçerli 3 tez sunacağım... Türkiye'nin eli bağlıdır, geçerli ve inandırıcı bir tez sunmadığı için NATO ve ABD evet demeyi dayattı... Kazakistan'ın başkenti Askana'da 1-2 Aralık tarihleri arasında OSCE zirvesi (Organization for Security and Cooperation in Europe) yapılacak. Toplantı teması Asya- Avrupa diyaloğu... Lizbon' da füze kalkanı anlaşmasını ve yıldız savaşlarının (hatta siber savaşların) önünü açmış olduk... ABD bize NATO'yu maşa olarak kullanarak dayatma yapmakta, Kazakistan'a da OSCEyi maşa olarak kullanıyor... Kuzey Kore'ye karşı Kazakistan'da da NATO Füze Kalkanı benzeri bir sistem kurma beklentisi oluşturuyor (OSCE Füze kalkanı )... Yani bizi bekleyen tehlikeler Orta Asya'daki diğer Türk Cumhuriyetlerini de bekliyor olabilir... OSCE toplantısının altıncısı 11 sene önce İstanbul'da yapıldı hem de Kasım ayının Lizbon zirvesiyle aynı tarihlerinde (18-19 Kasım) ve 11 yıl sonra Füze Kalkanı sistemi dayatıldı. 10 yıla bile kalmaz Kazakistan'da da bir sistem kurulup Çin ve Doğu Rusya'ya siber savaş sataşması yapılabilir. Tabi o zaman Çin hem Kazakistan daki hem Türkiye'deki mega sistemden etkilenecek ve bize bağlantı gücü sağlayan uyduları karadan-uzaya füzelerle vurma yolunu seçebilecek ve olan yine bize olacaktır. İnternetsiz kalacağız, tüm ülke sistemleri duracak. Güney Rusya o uydulardan kendisi de faydalandığı için vurmaz ama Çin vurabilir. Türkiye Yıldız savaşlarının ve siber savaşların ortasında kalıyor her halükarda... * Büyük bir SİBER TERÖR ile karşı karşıyayız... SİBER SALDIRI, büyük bir kamufleli harekatla Lizbon'da 19-20 Kasım NATO ZİRVESİNDE başlatıldı. Keşke imza atmasaydınız, bu tuzağa düşmeseydik, ülkemiz bu tuzağa düşürülmeseydi. SİBER TRUVA ATINA (Füze Kalkanı Projesine) GÖĞSÜMÜZÜ SİPER (KALKAN) EDERCESİNE HAYIR DEMELİYİZ... Üç tez MADDE 1) NATO Füze Savunma Sistemi'nin zararları nelerdir? (buradaki bilgiler HAYIR demek için üç tezden en önemlisini oluşturuyor): * Sistem büyük radarlardan, füze bataryalarından, bilgisayar sistemlerinden, kullanıcı ve eğitici personelden oluşmaktadır. Ülkemize sistemde yeri olmayan gizli teçhizat ve yabancı casusları eğitici kılığında sokulabilir. Her NATO ülkesi veya personeli ülkemize düşmanca düşünce ve hisler besliyor varsayımında bulunmakla beraber düşmanca düşünen ülke ve kişilerin araya sızacağı gerçeğinden hareket et mekteyim. * Geçmişte Sovyetler Birliği'ne karşı açılan üslerle ülkemize ABD ve NATO casusları sızmış ve devlet içinde halen zorlukla tasfiye edilmekte olan derin casusluk ilişkilerini kurmuşlardır. Şimdi onlar yaşlandığından yeni jenerasyon casuslara ihtiyaç duyulmaktadır, bu sefer sadece Rusya'ya karşı değil Türkiye'ye karşı casusluk yapacaklardır. Çünkü Türkiye yakında Rusya kadar güçlü olacaktır... İsrail, Yunanistan ve ABD için bu tehlikeli bir gelişmedir... * Türkiye'ye NATO bütçesinden Füze kalkanı için harcama yapılacağından, diğer harcamalar kısılacak. Daha az silah, tank ve uçak verilecek veya satılacaktır. O zaman Türk ordusunun güçlenmesi ve modernize edilmesi önlenecektir. Bizden çekinen Yunanistan ve İsrail'in arzusu da budur. * Sistem çok kapsamlı bir oluşumdur. Uzaydaki uydularla ve havada uçan bilgisayar uzay araç ve uçaklarıyla birleştirildiğinde çok büyük bir enerji akımı sağlayabilecektir. Manyetik alanlar oluşturabilecek, enerji akımları oluşturabilecek, micro dalgalar kansere, özürlü doğumlara ve kısırlığa yol açabilecektir. Enerji akımları yer yer iklimi, tarımı, meteorolojiyi, deprem faylarını tetikleyecektir. Max kullanımda Internet broadband ve hatta bigband kapasitesini yutabilecek. 3G (4G, gelecekte 5G) wireless iletişimi imkansızlaştırabilecektir. Dış düşmanca suni bir saldırı uyarısı verilip sistem maximum teyakkuza geçebilir ve Türkiye'nin sistemleri felç olabilir. * Hackerler (İnternet korsanları) onlara sistemce sağlanabilecek gizli olanaklarla Füze Kalkanı Savunma Sistemi bilgisayarlarını kullanarak Türkiye Cumhuriyeti devleti, MİT ve TSK bilgisayar sistemlerine sızabilecektir. Hatırlayın İsrail, İskandinavya'daki güçlü bilgisayarlarla işbirliği yaparak İRAN'a beklemediği yönden gelerek İran devletinin bilgisayarlarını bir süre paralize etmişti. Truva * Başta bahsettiğim gibi internet çökünce hertürlü Silahlı Kuvvetler aracı zarar görecektir. Polis MOBESA kameraları, sınır karakolları kameraları terörü engellemek için izlenemeyecektir * Türkiye ve komşuları Big Brother House gibi uzaydan görsel izlenecek ve zihinler yönlendirilebilecektir... Rusya ve İran'ın savunma sistemleri bile etkilenecek. Onlar da bizlerle kısmen aynı internet uydularını kullandığından onların da interneti çökebilecek ve sistemlerine hackerlar girebilecektir. Sistem çok güçlü olacaktır, normal çalışan her türlü sistemi etkileyebilecektir. Filmlere konu olan ECHALON bilgisayar sistemlerinin yeni ve çok daha güçlü versiyonu ANADOLU'YA TRUVA ATI olarak sokulmaktadır. Rusya ve İran başta olmak üzere tüm komşuların savunma sistemleri ve ordularının savaşma gücü olumsuz etkilenecektir. * ASELSAN'da zihin yönlendirmesiyle intihara sürüklenen 3 Türk dahi mühendisin başına gelenler daha geniş kitlelerin başına gelebilir. ASELSAN'da zihin yönlendirmesiyle şehit edilen 3 dahi mühendis. Bir savaş uçağından diğer savaş uçağının otomatik komutasını wireless internet yoluyla ele geçirme teknolojisini geliştirmişti. Dış düşman bu teknolojiyi bizden çalıp halihazırda geliştirmiş olabilir. Füze Kalkanı projesi sayesinde dış düşman bu teknolijiyi daha geniş kapsamalı kullanmak isteyebilir. Sadece savunma sistemleri değil her türlü internet ve electronik bazlı sistemi kendi komutasına alabilir * Sn. Başbakan ülkemizdeki kalkanı kullanma komutasının bizde olması şartımız var diyor. Onlar pazarlık gücü olarak komutayı vermeyiz deyip sonra verirler, buna hazırdırlar Ve verdiler... Komuta bizde olsa da onlar istedikleri anda komutayı ele geçirecek teknolojiyi kendilerinde saklı tutuyor olabilirler. Gelecek malzemeler arasında belki o teknoloji de gizli olarak vardır. Hem biz komuta bizde sanarken zaten onların zihin yönlendirme cihazlarına maruz kalabiliriz. * Dev radarlarla, diğer internet uydu, internet baz istasyonları ve bilgisayar sistemleri ilişkilendirilip önüne geçemediğimiz frekanslar yayılabilir. Makine ve Teçhizat olduğu kadar (mesela mayın dedektörleri, uçuş ve vuruş sistemleri). İnsan bedenini ve beynini geçici felç edip askerin ve polisin mücadele gücünü geçici bertaraf edebilir. Hatta şua gücü kalıcı zihinsel ve bedensel hasarlara yol açabilir. Çernobil etkisi * Baz istasyonu çevresindeki askeri personel ve yerleşim birimlerindeki sivil nüfusumuz aşırı doz radyasyona maruz kalabilir... Beyin tümör ve kanser hastalıkları artabilir. Hasarlı bebek doğumları artabilir.. Biyolojik savaş gibi bio-sibernetik savaş oyunları oynanabilir... * Savunma füzeleri nükleer füzeleri vurunca radyoaktif serpinti ülkemiz atmosferinde yayılacak ve yağmurla içme suyuna ve toprağa karışacaktır ve tarıma Çernobil etkisi yapacaktır * İran ve Rusya muhtemel füze savaşında dengeyi sağlamayı kaybedecek olmanın kaygısının yanısıra, kendi iletişim ve bilgisayar sistemlerine hacker tehlikesi yaratacağı için bu füze kalkanı sistemlerini yok etmek isteyecek ülkemize saldırı yapabilecektir. Yani ister istemez aramız bozulacaktır... Siber tehlikeyi yakınlarında istemeyeceklerdir... Siber tehlike ülkeler için atom bombasından daha büyük tehlikedir, çünkü kendilerinin atom füze sistemleri de etkilenecek ve kendileri kendilerine atom atılmaması için caydırıcılığı kaybedecektir... * Kendi bilgisayar sistemlerine muhtemel tehlikeyi önlemek için Rusya ve İran uzmanları haklı olarak Türkiye'deki bilişim sistemine korsan atak yapar ve aramızda siber savaş başlar (bilgisayar savaşı). Bunu önlemek için Türkiye komşularıyla siber savunma işbirliği anlaşmaları ve think-tank'leri kurmalıdır. Aksi takdirde birbirimize sanal dünyada zarar vereceğiz. * Türkiye'ye İran'ın dibindeki Amerikan ve İsrail savaş gemilerinden ve nükleer denizaltılarından füze atılabilir. Bu İran'dan geliyor sanılıp savaş çıkabilir. Hatta Pakistan ve Afganistan sınırı yakınlarından, dış düşman taşaronu teröristlere, PEJAK, EL-KAİDE vs uzun menzilli füzeler attırılıp ortalık yine karıştırılıp suç İran'ın üzerine atılabilir. * Sisteme sanal görüntüler gerçekmiş gibi yansıltılıp, sanki İran füze atmış gibi görüntüler gerçek gibi gösterilebilir. Hatta sanal DVD oyunları gibi görüntüler gerçek radar görüntüleri gibi radar sistemine yeni bir teknoloji ile transfer edilip teyakkuz durumuna geçilir. Her teyakkuz durumunda da ülkemizde, Batı, İran ve Güney Rusya'da internet uydu bağlantısı ve bilgisayar sistemleri çöker. Kırmızı kitap yeniden yazıldı NATO yıldız savaşlarına ve siber savaşa yönelmektedir... Lizbon'daki toplantıda NATO kırmızı kitabı yeniden yazıladı, e-strateji konsepti (siber savunma ve savaşma konsepti) ve m-strateji (mobil iletişim) konsepti yeniden şekillendiriliyor. Bu da demektir ki Füze Kalkanı açıkça Siber Savaşla ilişkilidir. Yani Türkiye, siber tehlikeye sokulmak istenmektedir. BU ÇOK HAİNCE BİR PLANDIR.... Türkiye Yunanistan ve Fransa'nın geçmişte yaptığı gibi NATO' dan geçici ve eğer dayatmalar kaldırılmazsa kesin ayrılmalıdır. NATO aklı selime davet edilmelidir. Hem kendimiz hem dünyamızı yıldız savaşlarından uzak tutmak için yapmalıyız bunu. NATO üyesi olsak da aynı zamanda iki yıllığına Birleşmiş Milletler Güvenlik Konyesi üyesiyiz. Hem kendimiz hem dünyamız ve insanlık için sorumluluklarımız var. Bunu belirterek sırf NATO gözlüğüyle, çıkarlarıyla bakamayız deriz .(HAYIR demek için BM'deki rolümüz, önereceğim 3 hayır tezimden biridir). (15 Kasım ), HaberTürk TV kanalının Basın Klübü programında Dışişleri Bakanımız Sn. Ahmet DAVUTOĞLUNU izliyordum ve KAHROLDUM çünkü bazı şeyler ne medya yorumcularının, ne devlet birimlerinin aklına geliyor... 19-20 Kasım'da Lizbon'daki NATO zirvesinde Türk Dışişleri Bakanlığı NATO Füze Savunma Sistemine (NATO Füze Kalkanına) hayır diyemedi. Çünkü ABD ve NATO bugüne kadar sunduğumuz HAYIR gerekçelerimizi nedense geçerli saymadı. Bu nedenle Türkiye isteksizce EVET demek zorundaydı. Bu konuda yetkilileri ve milletimizi uyarıyorum: ABD Siber Savaş dairesi 30000 sivil ve asker uzmana sahip ve bize oyun kuruyor. Şimdi sayın Davutoğlu'nun tvde sunduğu tezlerine karşı, tezlerimi belirtmek istiyorum: a) Siber tehlike konusundan hiç bahsetmediniz. Hep tarihi derinliklerden bahsediyorsunuz. İyi güzel ama Stratejik Derinlik kitabınızın stratejiyle ilgisi az daha çok tarihi derinlikle var. Bu yaklaşımla geleceğin ve elektronik stratejilerin derinliklerinde yürüyemeyiz. Kesin ve net, her şey ortada... NATO füze kalkanı üstü kapatılmaya çalışılsa da İran'ın gelecekteki sözde nükleer füzelerine karşı, ama gelin görün ki İran'ın nükleer enerji müzakerelerini İstanbul'da yapma isteğine izin verilmiyor. İlla İsviçre'de yapılsın diyor ABD ve NATO. Bu ne? O zaman ortada İran'ın Türkiye'ye karşı nükleer füze tehlikesi yok hepsi sözde ithamlar yoksa konunun iki muhatabınca İstanbul'da konuşulması gerekmez miydi...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Akil adamlardan biri Türk
Kararlarda biz de aktif oyuncuyuz, NATOnun "akil adamlar" kadrosunda 12 akil adamdan biri Türk: Ümit Pamir. Cv'sine baktım Sn. Ümit Pamir siber tehlikeler için donanımlı ve yetkin biri değil. Orada yanlış kararlara evet diyorsa 12 adam arasında olmasak daha iyi. Çünkü önümüze bizim temsilcimizin de onayladığı bir proje geliyor nasıl HAYIR diyebilirsiniz. Ümit Pamir'in İRAN konusundaki düşüncesini okudum çok yanlış yaklaşım içinde İran'a karşı. İsrail devleti seslendirse neyse ama Türkiye olarak İRAN'a yakın olmalıyız. İngiltere'de Chatham House töreninde Sn. Cumhurbaşkanımıza Yılın Devlet adamı ödülü verilmesi, sn Başbakanımıza Time dergisi editörlerince Dünyada Yılın Adamı payesi pası atılması hep ayak oyunlarıdır. Elbette Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız böyle oyuna gelmezler... Ama dış düşman her türlü sıcak havayı oluşturup Lizbon öncesi samimi, kadirşinas ve değerbilir bir atmosfer oluşturuyor. Psikolojik savaş teknikleri (positive etki bağlamında)... Şimdi sizlere Türkiye'ye dayatılan NATO savunma Sistemi Projesi yani elektronik truva atı, yani siber terör harekatı ile ilgili olarak 7 maddelik bir değerlendirmeyi (her maddenin altında ayrıntıları detaylandırarak) sunuyorum: Nokta atışı * Türkiye kara savaşı tehlikesi anında Irak ve Suriye sınırına (ABD İsrail PKK operasonuna karşı) yeniden mayın koysa da yeni mayınlar imalatta barcod taşıdığından uzaydan füze kalkanı sistemi yardımıyla sanki MARKET kasiyeri gibi uydularla tespit edilip düşman tarafından patlatılabilecektir ve sınırlara dış askeri güç kolaylıkla yaklaşacaktır. Temizlenen eski mayınlarda barcode yoktu, füze kalkanı sistemi ile tespit edilemezdi! Türkiye'nin uzaydan tespit edilemeyecek malzemeden (mesela plastikten), barcodsuz, ve elektronic aksamsız mayın üretmesi zaruridir... * Türkiye'nin Irak sınırının karşılıklı yeniden düzenlenmesi ve değişmesi lehimize gözükse de mayınlar kolaylıkla etkisiz kılınabileceğinden düzenli ordulara karşı düzdeki sınır karakolunu korumak dağdaki sınır karakolu savunmak kadar etkili olmayacaktır... Füze Kalkanını Türkiye'ye yerleştirmek için Irak sınırının yeniden düzenlenmesi konusu zamanlama açısından bir rüşvet gibi gözükmektedir... Üstelik dış güçler daha sonra bizden Ermenistan sınırını da yeniden düzenlemek isteyebilirler. Misakı Milli bir kez delindi mi ayıkla pirincin taşını... * ABD savaş askeri Irak'a İran'ı bahane ederek her an geri dönebilecektir, bu nedenle ABD birlikleri ile aramızda düzlük sınır yerine dağ sınırı daha uygundur. * NATO füze kalkanına hem sınırlarımız içinde hem yakınımızda (Yunanistan ve İsrail) müsaade edilmemelidir. Hem siber tehlike oluşturacak kapasite, hem savaş uçaklarımızı pasifize edecek sistem yakınımızda olur. * Türkiye anlaşmaya imza atarak isim belirtilmese de İran tehdidi varmış gibi algılanılacak. O zaman İsrail bak Türkiye ve Avrupa'daki NATO ülkeleri kendi emniyetlerini garantiye aldı ben de İran'a karşı füze kalkanı emniyeti isterim der. Halbuki kendi İslam alemi Türkiye İran'a karşı teknolojik olarak üstün olmak isteyecektir. İsrail daha çılgınca davranıp ben kalkan konusunu bekleyemem deyip İran'a savaş da açabilir... O zaman zaten İran'ı adını anmadan tehdit gören NATO zihniyeti saldırıya destek vermek seçimi yapmak zorundadır... Yani, Füze Kalkanı anlaşmasına imza atmak İsrail'e saldırısı için açık çek vermek demektir. * Şimdi tarafımızdan bilinmeyen yakında ortaya çıkacak bir teknoloji ilavesiyle bu radar... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|