02-16-2009, 15:59 | #1 |
Galatasaray, Bordeaux’yu geçebilir
Skibbe’nin, 12 yılı alt yapılarda geçen 20 senelik antrenörlük hayatında, bir kulüple ağustostan mayısa kadar çalıştığı sadece 2 sezon var Uğur Meleke-Milliyet Galatasaray, Bordeaux’yu geçebilir Skibbe’nin, 12 yılı alt yapılarda geçen 20 senelik antrenörlük hayatında, bir kulüple ağustostan mayısa kadar çalıştığı sadece 2 sezon var. Bu Leverkusen’daki iki sezonunda da sırrı, Nowotny, Krzynowek, Butt, R.Junior, Athirson gibi tecrübelilerle yollarını ayırıp, 20-24 yaş aralığındaki Adler, Renato, Henrique, Vidal, Castro, Barnetta, Haggui ve Kiessling’i takıma adapte etmesiydi. Geçen yıl G.Saray’a 5 gol atan Skibbe’nin Leverkusen’ininin ilk 11’inde 23 yaş altı 7 adam vardı. O 6 gollü maçtan yalnızca 6 ay sonra, bu kez G.Saray’ın başında Bükreş’e gittiğinde elindeki ilk 18’de otuzlu yaşlarına girmiş 10 oyuncu gözüküyordu, nitekim bunların 8’ini sahaya sürmek durumunda kaldı. Genç Skibbe’nin antrenörlük kariyerinde ilk kez elinde bu sayıda (yaşça veya futbolca) olgun oyuncu var ve geçen 6 aylık sürede bunları kenarda oturtmakta, döndürerek kullanmakta başarı sağlayamadı. Bu, hem ilk devrede 33 müsabakaya çıkan Servet, 22 üstü maç yapan Lincoln, Meira, Ayhan, Baros, H.Balta, Arda ve Kewell’da fiziksel/mental yıpranmaya neden oldu, hem de Volkan, Aydın, Alpaslan, Ferdi gibi alternatiflerin özgüvenini azalttı. 33 gün G.Saray’ın, ikinci yarıya 33 günde 9 maçlık kritik bir planla başlayacağı çok önceden belliydi ve aynı 11 adamla bu müsabakaları bitiremeyeceği de âşikardı. Geçen hafta H.Balta sakatlandığı halde ilk 11’e alınmayan Volkan’ın Antalya’da ayaklarının titrememesi imkânsız... Kewell’a pekâlâ iyi bir alternatif olabilecek Aydın her geçen gün geriye gidiyor. Gerek İstanbul’daki Sivas maçında, gerekse Antalya’da mağlup durumdayken ve kulübede Alpaslan gibi bir ofansif silah varken son değişiklik hakkı M.Güven’den yana kullanılmış... Devre arası hazırlık kampının yıldızı Ferdi’nin adı unutulmuş. Servet, elmacık kemiği operasyonundan 3 gün sonra kupa maçına çıkmış, başka bir kupa müsabakasında Altay önünde sakatlanmış ve bu iki maçta da kulübede E.Aşık var. Yine Servet, bu sezon 36’ncı resmi maçını İzmir’de yapıp 3 gün sonra Antalya önüne çıktığında da kulübede E.Güngör olduğu gibi. 33 gündeki bu belirleyici 9 müsabakanın en kolayı sayılabilecek Denizli’de bile Skibbe, hiçbir oyuncusunu dinlendirmedi. 9’lu serinin ilk 6’sında 5 kaza var. Son 3’ünde de 2 kaza olursa, G.Saray’ın elinde toplam 3 cepheden biri kalmış olacak. Tabii ki G.Saray’da sorumlu sıralamasında Skibbe’yi üste yazmak çok zor, farkındayım. Sarı-kırmızılıların geçen sezon son 6 maçtaki başarısı, bu yıl futbol takımında bir yönetim kargaşası doğurdu. Alman teknik adamın yardımcılarının gönderiliş biçimi ve Feldkamp’ın eşofman giyip idmana çıkması muhakkak ki, hocanın huzurunu kaçırdı ve nihayet Skibbe, G.Saray’da sportif olarak bir yönetim havasına razı oldu. UEFA şansı Yine de Skibbe biliyor ki, rüzgârı tekrar lehine çevirmenin, G.Saray’da devam etmenin (veya Almanya’da iyi bir ekibe dönmenin) yolu iki Bordeaux maçından geçiyor. Zaten Kewell, Lincoln, Meira, Ayhan, Ümit ve Nonda’nın da (ve Linderoth ve E.Aşık’ın da) kariyerlerinde bir kez daha Avrupa’da bu turları görme ihtimalleri her geçen yıl zayıflıyor, dolayısıyla konsantrasyonları en üst noktada olacak. Üstelik Skibbe, tamamladığı iki sezonda da Leverkusen’la UEFA’da çeyrek final gördü, Avrupa kupalarındaki cesareti Gerets ve Daum ayarında değil, bayağı yüksek... Ayrıca G.Saray, gruplarda lig şampiyonluğunu UEFA kadar önemseyen takımlarla oynama avantajı yaşadı (4 rakibinden ikisi liglerinde lider, ikisi ikinci sırada); bu aşamada da UEFA çeyrek finalini rahatlıkla Fransa veya Almanya’da zirveyle takas edebilecek şampiyonluk yarışçıları Bordeaux ve Hamburg’la eşleşilmesi avantaj. Tabii turu geçen taraf Bordeaux olursa da B planı hazır; seneye de G.Saray’ı eleyen Blanc, Florya’ya getirilir. 2 ay sonra o Fransa’da izindeyken yardımcıları gönderilir, ardından idmanlara Rainer Hollmann’la birlikte çıkmaya başlar ve İstanbul’da kazandığı deneyim onu insan-ı kâmil yapar. İlerleyen yıllarda da Hiddink, Del Bosque, Löw gibi elit teknik adamların yanına yazdırır adını...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|