01-06-2009, 03:57 | #1 |
Gazze: Yine Muharrem, yine Kerbela!
Bir sahil şeridi Gazze. Aylardır vahşi ve acımasız bir ambargo altında tutulmuş. Aç, susuz, ilaçsız, elektriksiz… Filistin'de küçücük bir yer Gazze. Dinci-faşist İsrail rejimi tarafından kuşatılmış. Karadan, denizden, havadan… Yeryüzünün en direnişçi halkının yaşadığı yer Gazze. Bir hafta boyunca üzerine tonlarca bomba yağdırılmış. Evi barkı, camisi, hastahanesi berhava edilmiş… Yeni bir Kerbela'dır Gazze. Dünyanın en modern silahlarıyla teçhiz edilmiş on binlerce savaş suçlusu tarafından katledilmiş… Çoluk, çocuk, kadın, ihtiyar… Dün… Kerbela… İslam'ın mührünün vurulduğu yerdi. Sapmamanın, sapıtmamanın, "Yeşil Saray"lara kul köle olmamanın, velhasıl, "hür" olmanın ifadesiydi. Batılı hak diye yutturmaya çalışan Yezitlerin çirkin yüzünü ortaya çıkarmak için, sadece hakkı üstün tutan Hüseyinlerin kanının döküldüğü yerdi. Bugün… Gazze… Hakkı değil güçlüyü üstün tutan "modern Batı medeniyetinin" ve işbirlikçilerinin çirkin yüzünün bütün bir insanlığa gösterildiği yerdir. Gazze'li 5 yaşındaki kız çocuğunun titreyen elleri… Çocukların, kadınların ve ihtiyarların paramparça edilen göğüsleri… Dinci-faşist İsrail rejiminin sivil halkın üzerine bomba yağdırmasını, «İsrail'in savunma hakkı» şeklinde değerlendiren Avrupa Birliği'nin sadece ve sadece "güçlüyü" haklı bulan "hak" anlayışını çırılçıplak koymuştur ortaya. AB'nin sahtekarlığını… Sıra kimsesizlere, yoksullara, güçsüzlere, hulasa, mustazaflara gelince, zalimlerin zulmüne meşruiyet aramaktan ibaret barışseverliğini… İnsan hakları anlayışını… Savaş karşıtı söylemini Gazze gösterdi yeryüzüne. ABD'yi herkes biliyordu. Lakin AB'nin dinci-faşist İsrail rejiminin yaptığı soykırımı, "savunma hakkı" görebilecek kadar alçalabileceğini kimse tahmin etmiyordu. Aylardır aç susuz bırakılan sivil bir halkın; kadınların, ihtiyarların, kundaktaki çocukların üzerinden "savunma hakkı"nın gerçekleşebileceğine kim, hangi vicdan ihtimal verebilirdi ki?! Gazze çirkin yüzlerini gösterdi insanlığa. Onların ve münafıkların… Münafıkların, yani, Hamas'ın İzzetin Kassam Tugayları'nı hâlâ serbest bırakmayan Mahmut Abbas'ların, topyekûn ölmek üzere olan Gazze halkının tek çıkış kapısını kapatan Hüsnü Mübarek'lerin... Ve… Gazze gösterdi; yeryüzünün bütün mazlumlarının kardeş olduğunu. Sahte ayrılıkların sonu geldiğini. Irkların, dillerin, mezheplerin halkların kardeşliğine engel olamayacağını… Çok komiksin İsrail. Nasıl yok edeceğini sanırsın Gazze'yi? Dün İstanbul'da, Çağlayan'da toplanan yüz binlerin feryatlarında… Diyarbakır'da… Kahire'de… Tahran'da.. Bağdat'ta… Gazze vardı. Gazze demek, bundan böyle, ümmetin tek bilek, tek yürek olduğu yer demek. Halkları ırklar, mezhepler bölemeyecek bundan böyle. Çok komiksin İsrail. Hiç yok edilebilir mi Gazze?! Daha da çoğalttın Gazze'yi. Endonezya'dan Bolivya'ya kadar her yerde Gazze var; Türkçeden Kürtçeye kadar her dilde Gazze. Ümmetin yetimleri Kürtler'in, yeryüzünün yetimleri Filistinli kardeşlerine "Bijî Berxwedana Filistîn! Wê Gazze Xelas Bibe! Wê Filistîn azad bibe…" gibi sloganlarla destek vermesi karşısında çok duygulandım. Bir Trabzonlu olarak ağladım… Sizin ben "Biji Filistin…" diyen dillerinize kurban olayım. Salih Tuna yeni şafak
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-05-2010, 09:34 | #2 |
Rabbim sonumuzu hayr etsin...
|
|
04-05-2010, 13:42 | #3 |
Allah razi olsun tesekkürler.
""Gazze demek, bundan böyle, ümmetin tek bilek, tek yürek olduğu yer demek. Halkları ırklar, mezhepler bölemeyecek bundan böyle. Çok komiksin İsrail. Hiç yok edilebilir mi Gazze?! Daha da çoğalttın Gazze'yi."" |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|