|
01-17-2010, 20:06 | #1 |
Gazze'deki durum kabul edilemez
New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alon Ben-Meir, "Gazze'deki durum kabul edilemez" dedi. Ben-Meir Ortadoğu Barışı açısından Türkiye'nin rolüne vurgu yaptı. Gazze’de hayat şartlarının çok kötü olduğunu belirten New York Üniversitesi Global İlişkiler Merkezi Uluslararası İlişkiler ve Ortadoğu Araştırmaları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alon Ben-Meir, bu durumun kabul edilemez olduğunu söyledi. Ben-Meir, Filistin’e ilişkin temel meseleleri İsrail’in oluşturmaya çalıştığı sınırlar, yerleşim meselesi, Filistinli mülteciler ve Kudüs’ün statüsü olarak sıraladı. FİLİSTİN HALKI DAHA DEMOKRAT Hamas ve El-Fetih arasında devam eden ihtilâfı değerlendiren Ben-Meir, Filistin halkının diğer bütün Arap halklarından daha demokrat olduğunu belirterek, seçim sonuçlarına herkesin riayet etmesi gerektiğini söyledi. Ben-Meir, gruplar arasında tam ittifak sağlanamasa bile, âdil bir seçim sistemiyle varılacak bir konsensusun yeterli olabileceğini vurguladı. Gazze’deki durum kabul edilemez New York Üniversitesi Global İlişkiler Merkezi, Uluslararası İlişkiler ve Orta Doğu Araştırmaları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alon Ben-Meir, Gazze’de hayat şartlarının oldukça kötü olduğunu belirterek, “Gazze’nin içinde bulunduğu durum kabul edilemez” dedi. Prof. Dr. Alon Ben-Meir, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen başlıklı panelde yaptığı konuşmada, Türkiye-İsrail arasında yaşanan son gelişmeler, Türkiye’nin Orta Doğu’da artan rolü, İsrail-Filistin çatışması ve İran nükleer silâhlar konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a yönelik tavrını eleştirerek, bu tavrının gereksiz ve yanlış olduğuna dikkat çekti. Ben-Meir, “Bu tür hatalar Türk-İsrail ilişkilerine zarar verir” dedi. 1 Mart Tezkeresi’nin Meclis’ten geçmemesinin Türkiye için çok hayırlı olduğuna değinen Ben-Meir, Türkiye’nin dış politikadaki açılımlarından da övgüyle bahsetti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bilge bir akademisyen ve bakan olduğunu söyleyen Ben-Meir, Türkiye’nin Orta Doğu’da çok boyutlu ilişkiler geliştirmesinin kazan-kazan politikasına zemin hazırladığına dikkat çekti. Prof. Dr. Alon Ben-Meir, Orta Doğu barışı açısından Türkiye’nin rolüne vurgu yaparak, “Bölgede Türkiye’yi kabul etmeyen kimse yok gibi, dolayısıyla bölge barışı açısından Türkiye’nin bu artan rolünü iyi değerlendirmek lâzım” diye konuştu. “ORTA DOĞU’DA ÇÖZÜM İKİ DEVLETLİ YAPIDAN GEÇİYOR” Prof. Dr. Ben Meir, Arap-İsrail barışının ancak Filistin ve İsrail devleti olmak üzere iki-devletli İsrail-Filistin barışıyla mümkün olabileceğini söyledi. Bugüne kadar hem İsrail’in hem de Arap ülkelerinin sayısız hatalar yaptığını belirten Ben-Meir, artık bölgede konuşulması gerekilen şeyin çözümün nasıl gerçekleşeceği olduğunu söyledi. Ben-Meir, Orta Doğu’da İsrail’in bir realite olduğunu belirterek, “Onu yok etmeyi değil onunla nasıl yaşanacağını düşünmek lazım” dedi. İsrail ve Hamas arasında “kim daha çok insan öldürdü” şeklinde bir kıyasın yanlış olduğunu söyleyen Ben-Meir, bu konuda doğru bir zemin oluştuğu takdirde İsrail ve Hamas’ın sorgulanabileceğini iddia etti. Suriye ve İsrail arasındaki ilişkilere de değinen Ben-Meir, bu konuda İsrail’in Türkiye’nin arabuluculuk rolüne büyük oranda hazır olduğunu ama bazı kötü sürprizlerin bu durumu baltaladığını söyledi. “FİLİSTİN HALKI, DİĞER ARAP HALKLARINDAN DAHA DEMOKRAT” Prof. Dr. Alon Ben- Meir, Gazze’de hayat şartlarının oldukça kötü olduğuna da değinerek, Gazze’nin içinde bulunduğu durumun kabul edilemez olduğunu söyledi. Ben-Meir, Filistin’e ilişkin temel meseleleri İsrail’in oluşturmaya çalıştığı sınırlar, yerleşim meselesi, Filistinli mülteciler ve Kudüs’ün statüsü olarak sıraladı. Hamas ve El-Fetih arasında devam eden ihtilâfları değerlendiren Ben-Meir Filistin halkının diğer bütün Arap halklarından daha demokrat olduğunu, seçim sonuçlarına herkesin riayet etmesi gerektiğini söyledi. İran’ın bölge ve özellikle de İsrail için tehdit oluşturduğunu iddia eden Ben-Meir, İran ve İsrail arasındaki ihtilâflar çözülmeden, İran’ın nükleer silâh tehdidi hallolmadan atılacak adımların eksik olacağını söyledi. İran konusuna ilişkin çözüm önerisini P5+2 (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimî üyesi beş ülke, Türkiye ve Almanya) şeklinde formüle eden Ben-Meir, Türkiye’nin İran’la devam eden ihtilâflar konusunda kilit bir ülke olduğuna dikkat çekti. “UMUTLU OLMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK” Alon Ben-Meir, Yeni Asya’nın yönelttiği “Filistinli grupların birlik içinde olmamasının barış sürecini olumsuz etkilediği fikrine katılır mısınız? İki devletli çözüm halinde bu grupların tek devlet ve bayrak altında birleşmeleri mümkün görünüyor mu?” şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi: “Filistinli grupların bir arada olmasının barış sürecini kolaylaştıracağı kesin. Ancak illa ki birlik olmaları şart değildir. Tam bir birlik sağlanamasa bile adil bir seçim sistemi ile sağlanacak bir konsensüs de bunun için yeterli olabilir.” Prof. Dr. Alon Ben-Meir, yüzlerce insanın öldürülmeye devam ettiği bir ortamda barış konusunda fazla iyimser olduğuna yönelik bir eleştiriye ise “Umutlu olmaktan başka bir çaremiz yok. Eğer barış için umutsuz olursak ve karamsar bir tablo çizersek, bir şeyler yapabilmek için gereken motivasyon ve gücü bulamayız. Üstelik 30-40 yıl öncesine göre bölgede çok şey değişti. Bugün iki devletli çözümü konuşabilir hale geldik. Daha önce gündeme gelmeyecek bir çok konu bugün müzakere edilebiliyor. Barış için umutlu olmak ve çalışmaktan başka çaremiz yok” karşılığını verdi. Kaynak: Yeniasya
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|