04-28-2011, 12:30 | #1 |
Görevden alma ve istifa
Bozkurt yürüyüşü yapıldığı için ilgili emniyet müdürü görevinden alınıyor diğer yandan şaibelerle dolu sınavlara imza atan yök başkanı istifa etmiyor, istifaya davet edilmiyor (yök başkanlarının görevden alınması yeni yasalarla engellendi, kendilerinin istifa etmesi gerekiyor).
Sizce bu doğru bir tutummudur ? Tüm açık yürekliliğinizle yorumlarınızı bekliyorum.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-28-2011, 12:37 | #2 |
Yargı kararını vermeden böyle bir şeyin yapılması mümkünmü ?
Karar verilmeden Yök başkanının istifa etmesi demek muhalefet partililerinin hizmet etmeden siyasi rant elde etmesi anlamına gelir. Seçime doğru giderken hükümeti ve hizmetlerini şaibeli hale getirmek için fırsat kollayn bir takım cevrelerin pusuda yatmış haline malzeme taşımanın alemi yoktur diye düşünüyorum. |
|
04-28-2011, 12:38 | #3 |
Yargı kararı beklenmeden yapılan her türlü hareket ve itham yargısız infaza girer, el insaf.!
|
|
04-28-2011, 12:50 | #4 |
Suçu var mı yok mu bunu beklemke gerekir.
İstifa etse ve suçsuz olduğu istifadan sonra ortaya çıkarsa ne olacak ? ETÖ tutukluluları o zaman direk idam edilmesi gerekir,idam yok,ağır müebbete vurulmaları lazım o zaman. Köpekçi,bozkurtçu her neyse,bunu yapan polis veya amir kimse,görevden alınması doğal. Direk işlenen bir suç var,polis tarafsız değilse,siyasi bir mesaj veriyorsa,emri altındakileri köpek yerine koyup kullanıyorsa,disiplini bozuyorsa,görevden alınır tabi ki.Tüm hakları elinden alınması gerekir ki umarım böyle olmuştur. Yök başkanı ne alaka hem ? Yök başkanının ayağını kaydırmaya çalışan bazı yavşak kesim -laikçier,ulusalcılar-terör yandaşları- vs- var. Kıç kıça veren tip'li nonoşlar ile,sincan hakimi misal. |
|
04-28-2011, 12:55 | #5 | |
Alıntı:
Sonuçta Başkanın istifası hiç bir şeyi değiştirmez. Mağduruiyetlerin giderilmesi için ortak akıl devreye girerek burdan rant elde etmek isteyenlere fırsat verilmeden öğrencilerin normale dönmelerini sağlamak birinci dereceden görevimiz olması gerek. |
||
04-28-2011, 16:11 | #6 |
Başkan biraz şaibeli gibi geldi bana o yüzden diyorum istifa etmesi veya istifaya zorlanması iyi olur.
ÖSYM Başkanı Ali Demir'in İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü'yken, onun kontrolünde gerçekleşen doktora sınavına yönelik çarpıcı iddialar çok önemli Milyonlarca gencin gözü kulağı ÖSYM’de. Aileleriyle birlikte YGS’ye yönelik kararı bekliyorlar. Son sözü ise ne YÖK ne iktidar ne de savcılık söyleyecek. Geçen ay çıkan yeni ÖSYM yasasına göre, son söz hakkı, ÖSYM’de yani Ali Demir’de bulunuyor. Peki Demir, bu kararı alır mı? Görünen o ki zor alır. Niye mi? İşte size çok çarpıcı bir örnek. Yıl 2010. Yani geçen yıl. Prof. Demir, ÖSYM Başkanı olmadan önce İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü olarak görev yapıyordu. İşte o dönemde üniversitede araştırma görevlisi olarak görevlendirilmek amacıyla doktora öğrencisi seçmek için başvurular alındı, sınav yapıldı. Peki ne oldu? ALES ve diploma notu en yüksek puanlı öğrenciler, yazılı sınavda çok düşük puan aldıkları gerekçesiyle elendi, en düşük puanlı öğrenciler ise sınavda çok yüksek puan alarak İTÜ’ye girmeye hak kazandı. Sınava itiraz edildi, İTÜ rektörlüğü komisyon kurdu, sınav sonuçları yeniden değerlendirildi ve sınav iptal edildi. Yeni sınav yapıldı. Sonuçta ne mi oldu? Daha önce kazananların hiçbiri kazanamadı!.. Bu konuda ÖSYM Başkanı Demir’e ulaşmak için çok yoğun çaba harcadık ama her zaman olduğu gibi yine mümkün olmadı. Bu konuda vereceği bilgiler olursa, onları da elbette yine sizlerle paylaşırız. İTÜ ise bu konuda bilgi vermek istemiyor. Görünen o ki İTÜ, ÖSYM Başkanı Demir ve onun açıklamalarından hızla “tatmin olanlarla” yüz yüze gelmek istemiyor. Ama ortada onca iddia ve bunu doğrulayan isimler var. ÖSYM Başkanı Demir, umarız, İTÜ’de görev yaptığı döneme yönelik aşağıdaki iddialara, bir an önce cevap verir. Kimilerine göre bu iddialar, dünkü gazetelerde manşete çıkan intihal iddialarından çok daha önemli. Sınav neden iptal edildi? ÖSYM Başkanı Demir’in İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü’yken, onun kontrolünde gerçekleşen doktora sınavına yönelik o çok çarpıcı iddialardan bazıları şöyle: * 2010’da sizin kontrolünüzde gerçekleşen doktora sınavı, size rağmen, iptal edildi mi? Edildiyse neden edildi? * Bu sınavda, yüksek puanla başvuran adayların elenip, daha düşük puanla başvuranların kazandırıldığı doğru mu? * Bu sınava kimler niye itiraz etti? * Daha sonra sizin itirazınıza rağmen yeni bir sınav yapıldı mı? * Yapıldıysa, sizin yaptığınız sınavla, yeni yapılan sınav sonuçları arasında bir farklılık söz konusu oldu mu? Bu konuda sizden rapor istendi mi? Hakkınızda soruşturma açıldı mı? Açıldıysa neden açıldı? Açılmadıysa niye açılmadı? * Sizin yaptığınız sınavda kazananlar, daha sonraki sınavda da başarılı oldu mu? Olamadılarsa neden? * Sübjektif ve yoruma açık olduğu için iptal edildiği iddia edilen sınavın sorularını kimler hazırladı? O sınavın yerine yapılan sınavın sorularını kimler hazırladı? * YÖK ya da üniversite yönetimi bu konuda sizden bilgi istedi mi? Sınavın iptal edilmesine tepki verdiniz mi? Vermediyseniz neden? * Bu konu kapatıldı mı? Kapatılması istendi mi? Kapatılması için üst makamların devreye girdiği iddiası doğru mu? * YÖK bu konuda ne düşünüyor? İTÜ neden sessiz? Yukarıdaki söz konusu iddialar, Demir’in ÖSYM Başkanlığı’na atandığı günden itibaren ısrarla gönderiliyor. Tam da rektörlük seçimi öncesi gelen iddialar gibi, zamanlamasını doğru bulmadığımız için yayımlamayı hiç düşünmedik. Ama çok farklı noktalara çekilmeye başlandı. Bu yüzden olayla ilgili gerçeklerin ortaya çıkması açısından, kimilerine göre çok kesin bu gelişmeyi, yine de iddia şeklinde kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Belki o zaman Sayın Rektör ve Sayın Başkan çok daha net bilgiler verirler ve olay da her yönüyle açıklığa kavuşmuş olur. Ya da belki de YÖK bu konuda süratle bir soruşturma açarak kamuoyunu bilgilendirir. Ali Demir’e sabır diliyoruz. Böylesi bir dönemde üzerindeki baskılara bir yenisini daha eklemek istemezdik. Ama yazılmayan, konuşulmayan konular, ileride çok daha farklı boyutlarda karşısına çıkabiliyor ya da çok farklı şehir efsanelerine dönüşebiliyor. Umarız başta YGS ve kendisine yönelik intihal iddiaları gibi bu konuya da en kısa sürede açıklık getirir. Özetin özeti: Siyaset zor diyorlar ama ÖSYM gibi bir kuruma başkan olmak sanki çok daha zor!.. Milliyet |
|
04-28-2011, 16:16 | #7 |
Bu iddiacılarla iddia oynamaya kalksam batarım la.
Gerçi oynamıyorum ama neyse,kendileride oynamasın Bir şey sonuçlanmadan başka iddiaları öne dökmek,bu son iddialarında ellerinde hiç bir delil belge gerçekcilik olmadının kanıtıdır,tamamen yaptıkları sindirmeye yönelik savaştır. Eee seçimlerde yaklaştı bası kesimin yalakçılığı yapmaları gerekiyor illa ki. Fazla ilerletmesinler,iddia etmiyorum gerçekleri söylüyorum ki boğulursunuz ha. |
|
04-28-2011, 17:57 | #8 | |
Alıntı:
Adam iddiada bulunmuş ama başkandan hiçbirine cevap yok, bence senin başkan pek anlamıyor bu iddia işlerinden. Gerçekleri söylede bizde bilelim Hüdaverdi kardeşim. |
||
04-28-2011, 18:06 | #9 |
Hee çok espirikliyim kendim yazar kendim gülerim
Basının sıçrattığı her bokuda hemen kabul etmek olmaz,cevap vermek olmaz.Bir linç ortamı varken zaten konuşmak hata.Adamın hatası mı var ? Bu ortaya çıksın,zaten istifası gelir.Hatası yoksa burada,diğer iddialara da toptan cevap verir. |
|
04-28-2011, 18:11 | #10 |
Bizde de ilginç bir gelenek var suçu işleyen mekanizmanın değiştirilmesini değilde başında kim varsa sadece onun kellesini isteriz.. Kurumun yapısı elemanları tümüyle değiştirilmedikçe başına kemi geçirirseniz geçirin aynı hatalar devam edecektir.
|
|
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|