Gülen davası tanığından şok itiraflar! - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Necip Fazıl** · 08-12-2009, 14:42

Nur Cemaatinin yurt dışı görevlisi denilerek 2001 yılında Fetullah Gülen'in yargılandığı davada tanık olarak gösterilen Eyüp Kayar'ın Ergenekon firarisi Gülseven Yaşer'e gönderdiği mektupta şok itiraflar yer alıyor.

2001 yılında Ankara DGM'de yargılanan Fethullah Gülen'in davasında tanık olarak gösterilen Eyüp Kayar'ın Ergenekon Firarisi Gülseven Yaşer'e gönderdiği mektupta şok itiraflar olduğu ortaya çıktı. Yaptığı yalancı tanıklık ve illegal faaliyetler karşılığında Ergenekon firarisi Gülseven Yaşer'den para alamayan Eyüp Kayar ile Serhat, Yaşer'e gönderdikleri mektupta yaptıkları bütün kirli işleri bir bir itiraf ediyor.

Ergenekon Terör Örgütü tutuksuz sanıklarından Mustafa Hüseyin Buzoğlu'nun bilgisayarında ele geçirilen ve Ergenekon 3. İddianamesinde yar alan mektuba göre Ergenekon örgütünün mütedeyyin insanları zan altında bırakmak için birçok korkunç senaryo hazırlamışlar ve bunu için kökü dışarıda birçok kurumdan para alıyorlar.
Yaptıkları kirli işler karşılığında para alamayan Eyüp ile Serhat isimli iki şahsın ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer'e gönderdiği mektupta korkunç senaryoların boyutunu gözler önüne seriyor.

ATATÜRKÇÜLÜK İLE BİZİ KANDIRDINIZ
Gülseven Yaşer'e gönderdikleri mailde, “Hocam senelerce bizi "cumhuriyete hizmet, Atatürkçülük, çağdaşlık”v.s gibi konular için kullandınız” diyen Eyüp ile Serhat, “Kullandınız diyoruz, çünkü bu mefhumlara karşı olduğumuzdan değil sinirimiz ve hırsımız, sizin bu konuları paravan yaparak Vakıf çatısı altında kariyer yapmanız, marka olmanız ve bunlar sayesinde birileri yani bizler rezalet içinde yokluk çekerken siz destekçilerinizi bile aldatarak tam gaz yolunuza devam etmenizden ötürüdür hiddetimiz” diyorlar.
İşte birçok itirafların yer aldığı o skandal dolu mektup:

“Hocam yoksa Zekeriya Köylerde villalar hangi paralarla yapılır? Dünya seyahatlerine nasıl gidilir? Yoksa Avrupa Birliğinden aldığınız 900 bin euroya yakın parayla mı ki bu rakam içinde 2006 yok? Peki, bütün trilyonlarca bağışları ve fonları almanızda sizin şahsınızın ve Vakfın biyografisinde ve prestijinde "bizlerin" payı var mı acaba? Yoksa Patrik Bartelomeos'dan elden alıp size teslim ettiğimiz "o iki çocuğa verilsin şartıyla" alınan 20 bin dolarla mı? Bartelomeos o paranın bizlere verilmediğini biliyor mu? Yoksa "Akdeniz kod adlı" kasadaki Nuh cd sayesinde mi? Yoksa Eminönü'ndeki Amerikan Board ve Dünya Kiliseler Birliğinden elden alıp size getirdiğimiz paralar sayesinde mi? Yoksa Sakarya'daki yurt inşasında su başmanlarını döküp bırakan müteaahitin alıp kaybolduğu 100 bin dolarla mı? Yoksa Buffet Foundation'm "ÇEV'e yardım" diye verdiği ama sizin sübjektif tasarrufunuzda olan paralarla mı? Evet, bu "yoksalar" daha onlarca şekilde uzar gider Hocam. Tabi ki en önemlisi yukarıda biraz önce saydığım kisveler altında bunları yaparken, size destek veren devlet kurumları ve onların yetkililerinin, destek olan sanatçı, iş adamı, mütevelli heyetinin, yurt içi-dışı vakıf ve kurumların bu "yoksaları" bilip bilmedikleri, biliyorlarsa ne kadarını, nasıl bildikleridir. Alın bir yoksa daha size; Yoksa onları da "bunu cemaat yapıyor, bunu karşı cephe yapıyor' diye uyutuyor musunuz? Acaba onlar uyanmak istemezler mi? Ne dersiniz”

“SERHATI AYAĞINDAN VURUP CEMAAT YAPTI DİYELİM”
“İşte böyle Hocam vakt-i zamanında bizleri kullanarak, sırtımızdan kariyer, prestij ve çok ama çok para kazandın. Elbette bir kısmını Vakfa da vermişsindir herhalde. Bir verdiysen on aldın... Eyüp'e 2000 dolar verdin, beyaz kağıda imza attırttın. Annesi, saf kadıncağıza 1500 dolar verdin, imza attırttın. Mahkemede Gülen tarafı herkesi, Buzoğlu da dahil suspus ettirdi. Ama biz senin adını, bir yerde şerefini koruduk. Serhat'ın çocuğu hastalanınca dilenciye verir gibi, beş milyon lira verdin. Arada sırada "Serhat seni ayaklarından bir vurdursak ve cemaat yaptı desek... Ne skandal olur ama?" demiştiniz hatırlıyor musunuz? Bugün bir Vakıf Başkanısın ama yarın sıradan bir vatandaş olacaksın. Bugün "Atatürkçülük, Gülen, Çağdaşlık" kılıfıyla tam gaz yolunu buluyorsun ama yarın ne olacak? Belki de telefonlarına etkili-yetkili tanıdıkların çıkma tenezzülünde bulunmayacak bile... Bugün "mahkemeye veririm" falan deyip efelenebiliyorsun ama ya yarın...”

“HOCAM GELİN ANLAŞALIM”
“Hocam uzun lafın kısası yarın çok geç olabilir, gel yapma etme. Eski günlerin hatırına bu işi birbirimize eskiyi hatırlatarak, yumuşak karınlarımızı kaşıyarak, nasıl birbirimizi tongaya düşüreceğimizin hesabini yaparak, kelime oyunlarıyla birbirimizin ağzından çıkanları diafona verip kaydederek bir yere varamayız hocam. Yarın çok geç olabilir, bizlerin hayatini kararttın, aydınlatacaksın, buna mecbursun, bizleri iş bulamaz, yokluk içinde bitik hale düşürdün, kurtaracaksın. Bu iki insani ve ailelerini kurtaracaksın. Buna mecbursun. Ha bunları yaparken anlaşılıyor ki ne sen bize, ne biz sana güvenemiyoruz, öyleyse gel bu işi senin de, bizim de saygı duyduğumuz, senin de, bizim de kendisine asla yanlış yapmayacağımız bir ortak tanıdık üstünden yapalım. Şunu unutma seni gerçekten sevdik. Bu yazıyı okurken eski günleri düşün ve elini vicdanına koy"

KEMAL GÜMÜŞ-VAKİT

**Necip Fazıl** · 08-12-2009, 14:43

**BlueMoon** · 08-12-2009, 14:46

bunlardan herşey beklenir fazla şaşmamak gerek

suçsuz günahsız insanları suçlu olarak gösterir iftira atar bu dinsizler

tövbe tövbe....

08-12-2009, 14:42	#1
Kullanıcı Adı Necip Fazıl	Gülen davası tanığından şok itiraflar! Nur Cemaatinin yurt dışı görevlisi denilerek 2001 yılında Fetullah Gülen'in yargılandığı davada tanık olarak gösterilen Eyüp Kayar'ın Ergenekon firarisi Gülseven Yaşer'e gönderdiği mektupta şok itiraflar yer alıyor. 2001 yılında Ankara DGM'de yargılanan Fethullah Gülen'in davasında tanık olarak gösterilen Eyüp Kayar'ın Ergenekon Firarisi Gülseven Yaşer'e gönderdiği mektupta şok itiraflar olduğu ortaya çıktı. Yaptığı yalancı tanıklık ve illegal faaliyetler karşılığında Ergenekon firarisi Gülseven Yaşer'den para alamayan Eyüp Kayar ile Serhat, Yaşer'e gönderdikleri mektupta yaptıkları bütün kirli işleri bir bir itiraf ediyor. Ergenekon Terör Örgütü tutuksuz sanıklarından Mustafa Hüseyin Buzoğlu'nun bilgisayarında ele geçirilen ve Ergenekon 3. İddianamesinde yar alan mektuba göre Ergenekon örgütünün mütedeyyin insanları zan altında bırakmak için birçok korkunç senaryo hazırlamışlar ve bunu için kökü dışarıda birçok kurumdan para alıyorlar. Yaptıkları kirli işler karşılığında para alamayan Eyüp ile Serhat isimli iki şahsın ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer'e gönderdiği mektupta korkunç senaryoların boyutunu gözler önüne seriyor. ATATÜRKÇÜLÜK İLE BİZİ KANDIRDINIZ Gülseven Yaşer'e gönderdikleri mailde, “Hocam senelerce bizi "cumhuriyete hizmet, Atatürkçülük, çağdaşlık”v.s gibi konular için kullandınız” diyen Eyüp ile Serhat, “Kullandınız diyoruz, çünkü bu mefhumlara karşı olduğumuzdan değil sinirimiz ve hırsımız, sizin bu konuları paravan yaparak Vakıf çatısı altında kariyer yapmanız, marka olmanız ve bunlar sayesinde birileri yani bizler rezalet içinde yokluk çekerken siz destekçilerinizi bile aldatarak tam gaz yolunuza devam etmenizden ötürüdür hiddetimiz” diyorlar. İşte birçok itirafların yer aldığı o skandal dolu mektup: “Hocam yoksa Zekeriya Köylerde villalar hangi paralarla yapılır? Dünya seyahatlerine nasıl gidilir? Yoksa Avrupa Birliğinden aldığınız 900 bin euroya yakın parayla mı ki bu rakam içinde 2006 yok? Peki, bütün trilyonlarca bağışları ve fonları almanızda sizin şahsınızın ve Vakfın biyografisinde ve prestijinde "bizlerin" payı var mı acaba? Yoksa Patrik Bartelomeos'dan elden alıp size teslim ettiğimiz "o iki çocuğa verilsin şartıyla" alınan 20 bin dolarla mı? Bartelomeos o paranın bizlere verilmediğini biliyor mu? Yoksa "Akdeniz kod adlı" kasadaki Nuh cd sayesinde mi? Yoksa Eminönü'ndeki Amerikan Board ve Dünya Kiliseler Birliğinden elden alıp size getirdiğimiz paralar sayesinde mi? Yoksa Sakarya'daki yurt inşasında su başmanlarını döküp bırakan müteaahitin alıp kaybolduğu 100 bin dolarla mı? Yoksa Buffet Foundation'm "ÇEV'e yardım" diye verdiği ama sizin sübjektif tasarrufunuzda olan paralarla mı? Evet, bu "yoksalar" daha onlarca şekilde uzar gider Hocam. Tabi ki en önemlisi yukarıda biraz önce saydığım kisveler altında bunları yaparken, size destek veren devlet kurumları ve onların yetkililerinin, destek olan sanatçı, iş adamı, mütevelli heyetinin, yurt içi-dışı vakıf ve kurumların bu "yoksaları" bilip bilmedikleri, biliyorlarsa ne kadarını, nasıl bildikleridir. Alın bir yoksa daha size; Yoksa onları da "bunu cemaat yapıyor, bunu karşı cephe yapıyor' diye uyutuyor musunuz? Acaba onlar uyanmak istemezler mi? Ne dersiniz” “SERHATI AYAĞINDAN VURUP CEMAAT YAPTI DİYELİM” “İşte böyle Hocam vakt-i zamanında bizleri kullanarak, sırtımızdan kariyer, prestij ve çok ama çok para kazandın. Elbette bir kısmını Vakfa da vermişsindir herhalde. Bir verdiysen on aldın... Eyüp'e 2000 dolar verdin, beyaz kağıda imza attırttın. Annesi, saf kadıncağıza 1500 dolar verdin, imza attırttın. Mahkemede Gülen tarafı herkesi, Buzoğlu da dahil suspus ettirdi. Ama biz senin adını, bir yerde şerefini koruduk. Serhat'ın çocuğu hastalanınca dilenciye verir gibi, beş milyon lira verdin. Arada sırada "Serhat seni ayaklarından bir vurdursak ve cemaat yaptı desek... Ne skandal olur ama?" demiştiniz hatırlıyor musunuz? Bugün bir Vakıf Başkanısın ama yarın sıradan bir vatandaş olacaksın. Bugün "Atatürkçülük, Gülen, Çağdaşlık" kılıfıyla tam gaz yolunu buluyorsun ama yarın ne olacak? Belki de telefonlarına etkili-yetkili tanıdıkların çıkma tenezzülünde bulunmayacak bile... Bugün "mahkemeye veririm" falan deyip efelenebiliyorsun ama ya yarın...” “HOCAM GELİN ANLAŞALIM” “Hocam uzun lafın kısası yarın çok geç olabilir, gel yapma etme. Eski günlerin hatırına bu işi birbirimize eskiyi hatırlatarak, yumuşak karınlarımızı kaşıyarak, nasıl birbirimizi tongaya düşüreceğimizin hesabini yaparak, kelime oyunlarıyla birbirimizin ağzından çıkanları diafona verip kaydederek bir yere varamayız hocam. Yarın çok geç olabilir, bizlerin hayatini kararttın, aydınlatacaksın, buna mecbursun, bizleri iş bulamaz, yokluk içinde bitik hale düşürdün, kurtaracaksın. Bu iki insani ve ailelerini kurtaracaksın. Buna mecbursun. Ha bunları yaparken anlaşılıyor ki ne sen bize, ne biz sana güvenemiyoruz, öyleyse gel bu işi senin de, bizim de saygı duyduğumuz, senin de, bizim de kendisine asla yanlış yapmayacağımız bir ortak tanıdık üstünden yapalım. Şunu unutma seni gerçekten sevdik. Bu yazıyı okurken eski günleri düşün ve elini vicdanına koy" KEMAL GÜMÜŞ-VAKİT

08-12-2009, 14:46	#3
Kullanıcı Adı BlueMoon	bunlardan herşey beklenir fazla şaşmamak gerek suçsuz günahsız insanları suçlu olarak gösterir iftira atar bu dinsizler tövbe tövbe....

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)