09-19-2010, 14:18 | #1 |
Günahkar bir çocuk...
Günahkar bir çocuk... Çocuk olsam yeniden Bir tek düştüğüm için acısa içim Kalbim çok koştuğum için çarpsa sadece....D.N, Doksan dokuz tesbihte sabır diye çektiğim ah’dı ardına bıraktığın aşk Gecenin karanlığında bir namazlık pişmanlığımdı ki Kaldıramıyorum başımı seccadelerden şimdi Susmuyor içimin nehirleri, Coştukça sen bileniyorsun sayfalara, ben kesiliyorum hiçliğin adı. B/akma gönlüme; kanıyorum. Gölgeni düşürdüğüm sayfalara s/özümü d/ağlıyorum. Aşkın mürekkebi kandı, Düş(ürül)düğüm kuyularda kan kusuyorum. Mahşerde mizanımım sol kefesine ağır düşüyor gülüşün, Gülmeleri yasak eyliyorum yüzüme. Hükmü vurdum ömrüme; İçimde harlanan cehennemde yanmak düştü hisseme. Ve sen! Suskunluğumun örttüğü içimin toprağında (g)ö(mü)lüsün Ardına akıbetin için dualar düştüğümsün Ben hiç kin büyütmedim kalbimde. Bu yüzden hüznü gözlerime mübah kıldı aşk. Faili olmadığım günahları da aldım üstüme. Bedelini ödediğim kara kefenlerde aklayamıyorum şimdi ruhumu. Musalla taşına düşürdüğüm hayalleri yağmalıyor yüzümden düşen damla Ah uğruna ömrümü sadaka verdiğim sevda! Ne yüzsüzsün ki hala dileniyorsun kapımda Uslanmaz yanına biçemezken paha, beş kuruşa satıyorsun hicabını. Şimdi öldür içinde benden kalanları ! Bulanık suda ellerini yıkama telaşına kapıl git! Susuzluğunu başkalarının yüzünden düşen gözyaşıyla dindir. Ve sen ol yine dillerden yüreklere akmış cinayetin zanlısı. Günahkar bir çocuğu doğuran gecenin sancısı… Farkında değimlisin? Katladıkça günahlarını sandukanda, yolunu gözleyen olacak, kabir azabı Biliyorum, Ne desem nafile! Çözemeyeceksin sözcüklerin sırrını. Diriltmeyeceksin ruhunu tövbeyle yıkanmış seccadenin kucağında. Dört duvar arasına sıkışıp kalsa da ruhun, Dökmeyeceksin pişmanlığını gecenin koynuna. Dur biraz! İnsanlığını hatırla. Ve ağla artık katliamına Ağla artık katliamına… alinti
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|