Muammer Tan SEUL İHA

Kore’ye ekonomik ağırlıklı bir ziyaret gerçekleştiren Gül, “Nükleer enerji bizim için kaçınılmaz” dedi




GÜLLER’İN KORE SEVGİSİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gezisi renkli görüntülere de sahne oldu. Gül’e, Güney Kore’nin Hankuk Üniversitesi tarafından uluslararası ilişkilerdeki aktif rolü ve Türkiye-Kore ilişkilerinin gelişmesine katkısı dolayısıyla fahri doktora unvanı verildi. Doktora belgesini Gül’e, rektör Park Chul takdim etti. Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-Bak’ın eşi Kim Yook-ok ile Uluslararası Gökkuşağı Okulu’nu ziyaret eden Hayrünnisa Gül ise minikleri böyle sevdi.



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile G.Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-ba’nın nezaretinde imzalanan anlaşmaların kuşkusuz en önemlisi ise “nükleer” idi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız ile G.Kore Ekonomi ve Bilgi Bakanı Choi Kyung-Hwan, Sinop’ta yapılması planlanan santralle ilgili olarak, Nükleer Enerji Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası’nı imzaladı. Ayrıca, Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşması ile 2010-2012 Yıllarında Kültürel Değişim Programına İlişkin Anlaşma da imzalandı. Maden Tetkik Arama Enstitüsü ile Koreli muadil kuruluşu KIGAM arasında da anlaşma imzalandı. Türkiye-G.Kore İş Forumu’na katılan Gül, nükleer enerjinin Türkiye için kaçınılmaz olduğunu belirterek, Sinop’ta kurulacak nükleer santral için G. Kore ile iş birliğine çok önem verdiklerini söyledi.

NOTLAR...

BATUHAN YAŞAR
GÜNEY KORE NOTLARI

Burası Kore eksen yerinde

3 Günlük seyahat dolayısıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le birlikte uzak doğunun son yıllarda adından bahsettiren ülkesi Güney Kore’deyiz...
Güney Kore inanılmaz bir ülke. Kimilerine göre çoktan gelişmiş ülkeler arasındaki yerini almış. Bazıları da Güney Kore’yi G-8 ile G-20 ülkeleri arasında bir yere koyuyor. Milli gelir kişi başına 28.000 dolara ulaşmış. Bütün bunların önemli bir kısmı son 15 yıl içerisinde gerçekleşmiş. Yıllık ihracatı neredeyse 400 milyar dolara ulaşmış. Sadece Samsung neredeyse Türkiye kadar ihracat yapıyor!
Kore’de insanların hepsi birbirine benziyor. Ayırt etmek çok zor. Belki de biz zorlanıyoruz. Bu birbirine benzeyen insanlar birlikte hareket ediyorlar. Sürüden ayrılanı kurt kapar misali gruplar halinde hareket etmeye çok alışmışlar. Beraber oturuyorlar beraber kalkıyorlar. Kavga etmeyi de bilmiyorlar. Kimileri de Korelileri “Japonların köylüsü” diye tanımlıyor.
Kadınlar arasında estetik çok yaygın. Neredeyse estetik yaptırmayan kadın yok gibi. Özellikle de göz kapaklarına yönelik operasyonlar en revaçta. Koreli kadınların göz kapakları pürüzsüz derecede düz olduğu için batılılara benzemek için göz kapaklarını çizdiriyorlar.
Hepsi acayip derecede marka düşkünü. Bir o kadarda araba konusunda milliyetçi bir millet Koreliler. Yabancı araba kullanımı çok az düzeyde. Mesela yabancı marka araba kullanan bir iş adamı ayıplanıyor.
Çarşıda pazarda dolaşırken hemen “nerelisiniz” diye soruyorlar. “Kardeş ülke” cevabını verdiğimizde hemen yapıştırıyorlar: “Siz Türksünüz.”
Türkiye’yi, Kore halkı “kardeş ülke” olarak görüyor, hatta “kan kardeşi” olarak da tanımlayanların sayısı hiç de az değil. Öyle ki Cumhurbaşkanı Gül’ün resmî temaslarında “kan kardeşi” hitabını ile sık sık karşılaştık. Bir de “Üsküdar’a gider iken” şarkısı çok popüler. Başkanlık Sarayındaki karşılama töreni sırasında Kore Bandosu bu şarkıyı çalınca Cumhurbaşkanı Gül’ün çok hoşuna gitti.
Türkiye ile Kore arasındaki ticaret hacmi 3.5 milyar dolar. Maalesef yüzde 90’lar seviyesinde bizim aleyhimize. Yani onlar bize 3 milyar, bir onlara yarım milyar dolar ihracat yapıyoruz. Cumhurbaşkanı bu dengesizliği her platformda üstüne basarak dile getirdi ve “Size bütün kapılar açık, yeter ki Türkiye’ye yatırım yapın” dedi.
Sinop’ta yapılacak nükleer enerji santraline Koreliler 20 milyar dolar yatıracaklar. Enerji Bakanı Taner Yıldız yıl sonuna kadar 4 aşamalı anlaşmalar şeklinde sonuçlanacak bu projeyi 3. Aşamaya getirmeyi hedefliyor. İkinci anlaşma Kore ile dün imzalandı. Hemen hatırlatalım, Rusya ile 3. Aşamayı da geçmiş durumdayız. Kore şu anda Rusya’ya göre bir adım geride.
Gelelim asıl meseleye; Kore Gazileri, iş adamları ve gazetecilerle dolu Boing 777’ye bindiğimiz andan beri aklımız Türkiye’nin ekseninde. “Acaba?” diye soruyoruz kendimize, “Bu Uzak Doğu seyahati eksenimizi biraz daha mı kaydırdı?”
Gül ile uçakta yaptığımız sohbettin hatırı sayılır kısmını tabi ki “eksen tartışmaları” oluşturdu. Bu noktada en güzel örneği de Cumhurbaşkanı verdi:
“Bakın İspanya’ya Güney Amerika’nın en devrimci Amerika karşıtı ülkeleri ile önemli anlaşmaları ve iş birliği var. Kimse İspanya’nın eksenini tartışıyor mu?”
Tam da Arapların paraları ve yatırımlarının tamamı ABD ve Avrupa Birliği sepetine giderken, birazcık da bizim sepetine girmeye başlayınca, anlaşmalar peşi sıra gelince, eksen tartışmalarının nereden çıktığı görülebiliyor. Gazze ve İran bahanesi oldu sadece.
Taa Güney Kore’den bakıldığında Türkiye’nin ekseni mekseni kaymamış, eski yerinde duruyor, merak etmeyin...

http://www.turkiyegazetesi.com/haber...haberid=451230

“Bakın İspanya’ya Güney Amerika’nın en devrimci Amerika karşıtı ülkeleri ile önemli anlaşmaları ve iş birliği var. Kimse İspanya’nın eksenini tartışıyor mu?”
Tam da Arapların paraları ve yatırımlarının tamamı ABD ve Avrupa Birliği sepetine giderken, birazcık da bizim sepetine girmeye başlayınca, anlaşmalar peşi sıra gelince, eksen tartışmalarının nereden çıktığı görülebiliyor.

yaw hep kzuey korede nukleer var silahlar var demezlermiydi demkki guney koredede var nukleer silahlar.
çünkü nukleer satranlin varsa onu bomba yapmak çok kolay.