"Kimi zaman duruyor, kayıplara karışıyor" demekle Kılıçdaroğlu'nun günahını almışız; "Kılıçdaroğlu vefasızdır, adam satar" yollu değerlendirmesini tezvirat sanmakla da Yalçın Küçük'ün.
Meğer ne Kılıçdaroğlu durmak nedir biliyor, ne de Yalçın Küçük "Vefasızdır..." derken sallıyor.
Zaten "vefasız" olmak için hiç durmamak, içten yanmalı "motor" gibi sürekli çalışmak gerek.
"Vefasızlık" öyle durmaya gelmez çünkü. (Su uyuyacak sen uyumayacaksın Şinasi; her an alttan alttan çalışacaksın.)
Kılıçdaroğlu da "Aha yine durdu, aha yine söndü, aha yine kayıplara karıştı" dediğimiz vakitlerde mütemadiyen çalışmış demek ki.
Bizim gazetenin (manşetten) dediği gibi gitti "Kendini icat eden adamı yedi..."
Örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'i kızağa çekti.
Gürsel Tekin biraz dağınık, biraz da "gevşek" olsa da CHP'nin "halka" dokunan adamıydı.
Bir bakıma CHP'nin Ali Rıza Binboğa'sı, hatta bi ufaktan Yılmaz Güney'iydi.
Ayrıca, bilebildiğim kadarıyla o çarşaf açılımlarının da mimarıydı.
"Laiklik" eksenli propaganda yerine "yoksulluk ve yolsuzluk" eksenli propaganda yapılmasından yanaydı.
Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde görüp göreceği en yüksek oy oranını onun sayesinde yakalamıştı.
Nihayetinde...
"Yeni CHP" imajına en büyük katkıyı sunan adam, "Eski CHP"ye kurban verildi.
Önder Savların gözü aydın olsun.
Demek ki Yalçın Küçük haklı. Ve demek ki Kılıçdaroğlu adam satan bir insan evladı.
Tuncay Özkan, vaktiyle sahibi olduğu Kanaltürk televizyonunda onu kitlelere tanıtan adamdı.
Hemen her hafta mezkur kanalda arzı endam ediyordu.
Kılıçdaroğlu ne yaptı peki?
Kendisini gündeme taşıyan, kitlelere tanıtan Tuncay Özkan yerine tuttu Demirel'in adamlarını milletvekili yaptı.
Hadi Mehmet Haberal'ı falan mahpusluktan kurtarmaya niyetlendi; DYP'li eski Savunma Bakanı Turhan Tayan'a ne borcu vardı?
İtiraf ediyorum:
Kılıçdaroğlu hakkında feci yanıldım. Yine durdu, yine kayboldu dediğim zamanlarda anlaşılan o ki "vefasızlık" yapmakla, birilerinin kuyusunu kazmakla meşguldü.
Gürsel Tekin'i yediğine göre yakında CHP'yi de yer bitirir.
Ya da CHP onu yer.
Yesinler birbirlerini hiç umrumda olmaz, da, Gürsel Tekin ne olacak?
Değişime karşı direnen, statükocuların alabildiğine hükümferma olduğu yerde ne yapacak?
Bence "vefasız" bir liderle politika yapacağına "vefalı" bir liderle politika yapsın daha iyi.
Yani bir yolunu bulup AK Parti'ye geçsin.
Hem kafası rahat eder, hem de her seçimde gireceği bütün iddiaları kazanır.

salih tuna/Yenisafak

ya abi senin isin, gücün mü yok .. o baslik salih tunaya ait degil,haber 5 e ait.. salih tuna gördügün gibi ak parti demis..
o degilde bu konuda sadece akp detayina takildin ya helal olsun :D

Başlık, Salih Tuna'ya ait. Aha da linki:

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=...11&y=SalihTuna

Kontrol ettim de o mesajımı yazdım. Kaçın kurası!

Konudaki yorumuma gelince... Kemal Kılıçdaroğlu'nun Gürsel Tekin'i Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevinden alması Deniz Baykal'a ve Önder Sav'a olan ihanetleri gibi değerlendirilmemeli. Genel Başkan olarak kendi tercihidir. Gürsel Tekin'in 2. adamlığı CHP içinde rahatsızlık oluşturuyordu. Kemal Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin'i 2. adamlıktan alarak hem CHP'yi rahatlatmış oldu, hem de CHP'nin seneye yapılacak kurultayı için elini güçlendirmiş oldu.

O geçerse ben çıkarım arkadaş...