![]() |
#1 |
![]() H. Hümeyra Şahin
![]() Coğrafyanın hakkını vermek Hafta sonu İstanbul’da ‘dünyanın en büyük havalimanı’nın temeli atıldı. Bu olay yalnızca bir temel atma töreni, sadece bir havalimanı meselesi değil. Bu limandan havalanacak her uçak dünyanın dört bir köşesine yollar döşeyecek. Yol ise, medeniyettir. Dünya tarihinin en büyük medeniyetleri kadim ticaret yolları üzerinde kurulmuş, en büyük mücadeleler onları kontrol altına almak için yapılmıştır. Avrupalılar, kendilerini Doğu’nun zenginliklerine ulaştıracak yeni yollar keşfetmek üzere çıktıkları coğrafi keşif yolunda dünyanın kaderini değiştirecek aydınlanma, rönesans ve reform hareketlerinin yönünü belirlemişlerdir. Yol yalnızca ticari emtianın değil, bilginlerin, sanatçıların, dinlerin, dillerin hasılı kültürlerin bir coğrafyadan diğerine taşındığı hatlardır. İpekyolu yüzlerce yıl doğu ile batı arasında köprü olmuş, doğunun baharatı, porseleni, kâğıdı, ipeği ile birlikte kültürü de batıya taşınmıştır. Ama aynı zamanda batı kendi değerlerini de dünyaya yaymıştır. Yani etkileşim karşılıklıdır, içini neyle doldurursanız etkiniz o yönde olur. Ticaret yolları güzergâhındaki kervansaraylar farklı din mensuplarını buluşturmuş, buralarda sohbet halkaları oluşmuş, medeniyetlerarası ilişkiler buralarda tesis edilmiştir. Ticaret yolları durağan toplumlara hayat pompalayan damarlar işlevi görmüşlerdir. Büyük İstanbul Havalimanı da, bu yönüyle 'modern dünyanın en büyük kervansarayı'dır denilebilir. Dünyanın bütün renklerinin buluşacağı, konaklayacağı bir transfer merkezi fonksiyonu görebilir. Bu merkeziyet, aynı zamanda ülkeye gelecek farklı yatırımlar için de motor gücü olacaktır. Nitekim bu havalimanı uluslararası finans merkezi olmaya hazırlanan İstanbul için çok önemli bir altyapı hizmetidir. Doğu ile Batı'nın buluştuğu, kültürler, dinler, medeniyetler arası ilişkilerin kesişme noktası Türkiye, pek çok sektörde merkezi rolünü farketmektedir. Sözgelimi İslami finans konusunda merkez olabilme iştahı içindeki Londra’dan çok daha münbit bir şehirdir İstanbul. Keza gelecek olimpiyatlar için en güçlü adaylardan birisidir. Antik Yunan’ın, Roma’nın, Bizans’ın ve Mezopotamya gibi kadim medeniyetlerin ortak coğrafyası olabilecek başka hiçbir ülke yoktur dünyada. Bu emsalsiz coğrafyanın her yönüyle hakkını vermek, ticarette, kültürde, sanayide, sanatta dünyanın bir araya gelemeyen bütün yakalarını bu emsalsiz coğrafyada bir araya getirebilmek biraz da bu bölge insanının insani çabasına bağlıdır. Öte yandan İbn Haldun’un tanımıyla coğrafya kaderdir. Tarih boyunca Doğu’yu ve Batı’yı, Asya’yı ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Türkiye’de, İstanbul’da bu kader bir kere daha tecelli etmektedir. Fakat tüm bunlar olurken İstanbul’un muhtemel kayıpları minimize edilmeli, havalimanının şehre getireceği yükler yeraltına alınmalı, bölgenin ekolojik dengesi dikkate alınarak bu yatırımlar telafisi imkânsız büyük kayıplara dönüştürülmemelidir. Ve son olarak, 'dünyanın en büyük havalimanı'na yakışacak bir Bilim ve Astronomi Müzesi projeye dâhil edilmelidir. Kültürlerin karşılaşma alanı olacak bu mekânda Batı bilimine büyük katkıları olan Osmanlı ve İslam bilginleri tüm dünyaya buradan tanıtılmalıdır. 17. yy. bilgini Hezarfen Ahmet Çelebi’den büyük Osmanlı astronomu Takiyyuddin el-Raşid’e tüm kültürel birikimimiz dünyaya açılmalıdır. Takiyyuddin’in İstanbul rasathanesi burada yeniden ihya edilmeli, Hezarfen buradan yeniden kanatlanmalıdır. Belki de havalimanının bu tarihî şehre getireceği muhtemel kayıplar ve yükler ancak böylelikle telafi edilebilir. Kaynak Akşam 10.06.2014
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|