|
![]() |
#1 |
![]() H. Hümeyra Şahin
![]() Diktatör Diktatör... Lügatın belki de en ağır kelimelerinden. Söylediğiniz anda bir külçe gibi düşüyor cümlenin ortasına. Her şeyi, diğer kelimelerin bütün anlamlarını yerle yeksan ediyor. Onun olduğu yerde; hak, hukuk, adalet, incelik, letafet, hiçbir şey yok. Fakat son günlerde tüm ağırlığına rağmen yaygın şekilde tedavülde. Başbakan Erdoğan’a ve iktidarına tahammül edemeyenlerin bütün nefretini yüklenen bir kelime. Âdeta ‘muhalefet’ etmenin tüm kapılarını açan bir maymuncuk. Ne ki, bayağı ve niteliksiz muhalefetin en ucuz yöntemi. Derin, sofistike ve reel politikte karşılığı olabilecek muhalif düşünce üretme kapasitesi ve kudreti olmayanların saplanıp kaldığı tek kelime. En kolay muhalefet etme biçimi. Kolay, çünkü kelimenin kendisi güçlü. Söylendiği anda etkisi zaten sınırları aşıyor! Fakat bu kelimeyi ölçmeden, biçmeden Erdoğan’a karşı her fırsatta kullananlara küçük bir tavsiyemiz var; lügatınızı biraz iktisatlı kullanın! Kelimenin şehvetine kapılıp sözlüğü tasarruflu kullanmazsanız, yüz binlerce insanın ölümünden sorumlu, şehirleri coğrafyadan silen, tarihe bir enkaz bırakan Esed’i hangi kelime ile tavsif edeceksiniz? Seçim, demokrasi, düşünce özgürlüğü, her şeyi bir tarafa bırakıp 529 kişiye 20 dakikada idam kararı verdiren bir zihniyetin sahibini hangi kelimeyle tanımlayacaksınız? 6 milyon Yahudi’yi katleden Hitler’i çocuklarınıza nasıl anlatacaksınız? Milyonları açlık ve sefalete terk eden Stalin’i tarih kitaplarına nasıl kaydedeceksiniz? Haydi Erdoğan’ı, tarihin Hitler’i, Tito’yu, Esed’i tanımladığı gibi tanımlamaktan hicap duymuyorsunuz, bir ‘diktatör’ün demokratik bir seçimle ülkede neredeyse iki kişiden birinin oyunu alabilmesini kendinize nasıl izah ediyorsunuz? Hangi mantık kılıfı bu saçma fikri taşıyabilir? Her faninin olabileceği gibi Erdoğan’ın ya da hükümetin; hatalarını, eksiklerini, stratejik yanılgılarını mantıklı ve insaflı bir vicdan diliyle eleştirme kudretimiz yoktu, çareyi bir kelimeye saplanıp kalmakta mı bulduk diyeceksiniz? Bu acziyeti kelimelerin haysiyetiyle oynayarak örtmeye çalışmayın. Kelimelerin gücünden devşirdiğiniz bu ucuz, bu bayağı muhalefet mantıklı, insaflı ve hakkaniyetli olmadığı için bu toplumda karşılık bulmadığı gibi, değiştirilebilecekleri dahi değiştirmenin önünü tıkıyor. Demokrasiye zarar veriyor. Diktatör kelimesi aslında tahakkümcü ve yenilmiş zihniyetlerin kendilerini gördüğü bir ayna. Bu nedenle bu kadar kolaylıkla tedavüle sokabiliyorlar. On yıllardır millete hükmetme aracı olarak kullandıkları imkânların tüm topluma dağıtılmasına duydukları öfkenin yansıdığı bir ayna... Yerleşik düzenin bozulması karşısında duyulan rahatsızlık, farklı etnik kimliklere, mezhep tercihlerine hayat hakkı tanımayan eski alışkanlıklardan kalma bir zihniyetle birleşince diktatör kelimesi de doğal olarak dillerine yerleşebiliyor. Siyasetin zahmetine katlanmadan kendilerine ikbal inşa etme çabasındaki sinsi oligarklara da yol gösteren bu tavır, Yeni Türkiye’ye tahammül edemeyenleri zehirliyor aslında. Zira onlar diktatörlüğün meşum aynasında aslında kendi zihniyetlerini seyrederken, Erdoğan birkaç sene öncesinden kalma değil, henüz yeni, 30 Mart’ta aldığı taptaze bir güven oylaması ile yoluna devam ediyor. Erdoğan’ın diktatör olmadığını kendileri de dâhil herkes biliyor. Keşke muhalefet üretememe çaresizliğinden kurtulup, daha insaflı ve mantıklı bir muhalefet yapsalar da demokrasi de kazansa. Bu arada bitirirken, sözlükte bir kelime var, tam da Başbakan Erdoğan’ı tanımlıyor; muktedir. Beğenir ya da beğenmezsiniz ama Erdoğan vesayetlere ve oligarşiye karşı muktedir. Halk da onu bu nedenle seçiyor. Kaynak Akşam 23.05.2014
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|