AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



 
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 03-21-2010, 17:06   #1
Kullanıcı Adı
SSS
Arrow H u r a f e l e r

Sözlükte bunamak anlamına gelen haret ’ ten türemiş bir isim olan hurâfe, akla gerçeğe aykırı olan aldatıcı sözdür.
Masal,efsane ve genel olarak gerçek dışı olduğu halde hoşa giden nakil ve rivayetlere ( söylenti ) hurâfe denir.
Hurâfe kelimesi Kur’an’da yer almaz. Buna yakın anlamlardaki uydurma , saçma söz anlamlarındaki arapça kelimeler ( esâtir –tekavvül – tahrusûn ) Kur’an’da toplam 18 defa yer almıştır.
Hurâfe kelimesi, mantıklı tabanı olmayan, gerçek hayatla ilişkisi bulunmayan inanç ve uygulamalar, iyilik ve kötülük getireceğine inanılan kuvvetler için kullanılır.
Din dışı alanları da kapsamakla birlikte dini alanlarda daha yaygın olan hurâfe, hemen bütün dinlerde mevcuttur.
Diğer dinlerdeki hurâfeleri bir kenara bırakalım ve kendi dinimizdeki hurafeleri ve oluşumunu ele alalım :
Hurâfelerin, genellikle doğru ve gerçek dini yazılı belgelerin zamanla yok olması ve geçmiş kavimlere ait batıl inançların yeni dine taşınması yolu ile oluştuğu kabul edilir. İslâmın ana kaynağı olan Kur’an’ın, bizzat Peygamberimiz tarafından yazılı metin haline getirilmesine; bir harfinin dahi değişmeden günümüze kadar korunarak gelmesine ve 15 / 9 ayeti ile bu korunmanın Rabbimizin garantisi altında bulunmasına rağmen dinimize de çeşitli hurafelerin sokulduğu görülmektedir.

Şimdi hurâfelerin oluşma şekillerini ele alalım:


1 – Önceki dinlere ait kültürlerden bazı unsurların İslâm’ a taşınması:
İslâmı kabul eden çeşitli din mensuplarının eski dinlerine ait bazı inançları korumaya devam ettikleri ve bunları diğer Müslümanlara da aktardıkları bilinmektedir.



Câhiliyye dönemi Arapları, uğura, uğursuzluğa ve cinlerle ilgili çeşitli hurâfelere inanıyorlardı.Bunları korumaya devam ettiler. Eski İran ve Hint dinlerine mensup gruplarla Türklerin İslâm’ı kabul etmesinden sonra İslâm dünyasında yeni hurâfeler oluşmaya başlamıştır.Önceden Şamanizm, Budizm, Maniheizm ve Zerdüştîlik gibi dinlere bağlı olan din adamları, Câhiliyye dönemi Arap kültürüne ait hurâfelerin cahil halk tabakasına yayılmış olmasından da yararlanarak daha çok Şaman afsunlarına ( büyü ) kabullere, Kâbe, Levh-i Mahfuz, Arş, Kürsî gibi İslâm motiflerini karıştırmak suretiyle mesleklerini yeni dinlerinde de sürdürmüşlerdir.
    • Şamanizmden intikal eden su kültü ( tapınılan nesne )
    • Yahûdilkten geçen tılsımlar
    • Hıristiyanlıktan kalan türbeleri kutsallaştırmabu konudaki bazı örneklerdir.
2 – Cehâlet :

Daha çok bilgisizliğe bağlı olduğu kabul edilen hur’afelere inanılması, İslâm’ı ana kaynaklarından öğrenip halkı aydınlatacak yeterli sayıda âlimin yetişmemesiyle orantılı olarak Müslüman halk arasında yayılmıştır.
İslâm, inancın düşünceye, akla dayanan kanıtlara dayalı olmasını öğütlerken halk akıl ve mantık dışı şeylere inanıvermektedir. Hurâfeleri atabilmek için okullarda yeterli din eğitimi yanında halka da doğru bilgilerin verilmesi gerekir. Vâizlerle sohbet ehlinin, bizzat kendilerinin hurâfelerden arınmış sağlam bilgilerle donatılmış olmaları ve halka hurâfe pompalamamaları gerekir.
Peygamberimiz: ‘’Bile bile bir yalanı bana yamayan kimse, cehennemdeki yerini hazırlasın ‘’ demiş olmasına rağmen bu insanlar, halkı daha çok etkileyebilmek için daha çok dünya kadar uydurma masal ve uydurma hadis anlatıp halka hurâfe aşılamaktadırlar.


3 – Uydurma Hadisler’ in hurâfelerin yayılmasındaki katkısı ise korkunçtur. Çok büyük öneme sahip bu konuyu ilerde ayrı bir yazı konusu olarak ele alacağız.

İslâm’da hurafe ve şirk kesinlikle yasaklanmıştır. Vehimlere kapılıp olağan olaylardan kuşkulanmak bâtıldır ( sahte,yalan ) Tavuğun, karganın ötmesinden, kedinin geçmesinden, şu veya bu kuşcağızın uçmasından vehme ( manasız korku ) kapılmak; Cuma akşamı eve süpürge vurmamak, zemheri ayında ( şiddetli soğuk devresi ) ev temizliği yapmamak, bazı günler yıkanmamak, iş yapmamak gibi düşünceler ve uygulamalar tamamen bâtıldır. Ve dinde yeri yoktur. Bu gibi ve benzeri tutumları da Peygamberimize dayandırmak en büyük hatadır.

Not: Bu yazının hazırlanmasında Prof.Dr. Süleyman Ateş'in GÖRÜNMEZ ALEMİN İZLERİ isimli eserinden faydalanılmıştır.

 


Konu SSS tarafından (03-21-2010 Saat 17:08 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Düzeltme
SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi