02-11-2011, 12:08 | #1 |
Ha Mübarek Ha Süleyman
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, Ömer Süleyman hamlesinin arkasında ABD, Avrupa ve İsrail olduğu uyarısında bulundu.
Karamollaoğlu, "Şimdi Mısır'da ortaya çıkarılmaya çalışılan Ömer Süleyman, aslında Mübarek'in devamından başka bir şey olmayacağını gösteriyor. Burada vaatlerin hiçbir ehemmiyeti yok. Çünkü iktidar kendisini bir defa pekiştirdikten sonra, halkın taleplerini tamamen göz ardı edip, hiçbir itibar göstermeyebiliyor" dedi. Cüretkar tavır sergileniyor Tunus'ta ve Mısır'da halkın beklentileriyle o ülkede kurulacak idarenin emperyalist ülkelere hizmeti konusunda bir çelişki yaşandığına işaret eden Karamollaoğlu, "Yani özellikle İsrail, Mısır konusunda bugüne kadar izlenen politikalar dışında bir politika izleyecek, kendi menfaatlerini zedeleyecek bir yönetimin gelmesine karşıdır. Hatta askeri müdahaleyi düşünecek kadar da cüretkar bir tavır sergiliyor" dedi. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, ABD, Avrupa ve İsrail'in başta Mısır ve Tunus olmak üzere bölgedeki İslam ülkelerinde yaşanan halk isyanının ardından; eski politikalarda ciddi bir değişiklik meydana getirmeyecek ancak halka da hoş gelecek bir yönetim empoze etmeye çalıştığını söyledi. Karamollaoğlu, "Şimdi Mısır'da ortaya çıkarılmaya çalışılan Ömer Süleyman, aslında Mübarek'in devamından başka bir şey olmayacağını gösteriyor. Burada vaatlerin hiçbir ehemniyeti yok. Çünkü iktidar kendisini bir defa pekiştirdikten sonra, halkın taleplerini tamamen göz ardı edip, hiçbir itibar göstermeyebiliyor" dedi. ABD ne yapmaya çalışıyor? Mısır'daki son durumu değerlendiren Karamollaoğlu, "Biz başından beri şunu söylüyoruz. Birçok İslam ülkesinde halk, uygulanan baskılar ve ekonomik politikalar neticesinde oluşan fakirlik sebebiyle, isyan edecek noktaya gelmiştir. En sonunda da patlamıştır" dedi. Bu sıkıntının İslam ülkelerinde yeniden bir yapılanma ihtiyacı doğurduğunu vurgulayan Karamollaoğlu, "Kimse batının güdümünde ve baskıcı bir politika istemiyor. Ancak ABD, Avrupa ve İsrail, kendi politikalarının devamını istiyorlar. Daha doğrusu, İsrail'in menfaatlerini ön planda tutacak, İsrail politikalarıyla çelişmeyecek bir yönetim istiyorlar" diye konuştu. Rand Corporation'a dikkat Batının artık yöntem değiştirdiğini ve artık İslam ülkelerinde kendilerini kollayacak yeni yönetimlerin aynı zamanda halkla barış içinde olmasını da amaçladığını kaydeden Karamollaoğlu, "Halkın bir noktaya kadar inançlarının gereğini yerine getirmesine razılar. Zaten ılımlı İslam dedikleri de bu. Anlaşılan o ki, bu ülkelerde Rand Corparation'un hazırladığı raporların çerçevesinde bir gelişme var. Light İslam anlayışını hakim kılmak. Bu anlayışa sahip olan insanları işbaşına getirmek. Böylece bir taşla iki kuş vurmaya çalışacaklar. Böyle halkı tatmin edecekler ve kendi menfaatlerini de kollayacaklar" diye konuştu. Karamollaoğlu, fakat nasıl gerçekleşeceğinin ise, isyan eden halkın göstereceği direnç ve sabıra bağlı olduğunu kaydetti. Batının birinci önceliği Tunus'ta ve Mısır'da halkın beklentileriyle o ülkede kurulacak idarenin emperyalist ülkelere hizmeti konusunda bir çelişki yaşandığına işaret eden Karamollaoğlu, "Maalesef ikisi aynı şey değildir. Yani özellikle İsrail, Mısır konusunda bugüne kadar izlenen politikalar dışında bir politika izleyecek, kendi menfaatlerini zedeleyecek bir yönetimin gelmesine karşıdır. Hatta askeri müdahaleyi düşünecek kadar da cüretkar bir tavır sergiliyor" dedi. Genelkurmay Başkanı'nın 'konvansiyonel savaş çıkabileceği' yönündeki açıklamasına da dikkat çeken Karamollaoğlu, "Bu çok tehlikeli bir gelişme. Başka ülkelerde; o ülke insanlarının, kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir yönetimden ziyade, dış güçlerin menfaatlerini kollayacak bir yönetim istiyorlar" dedi. İslam ülkelerinde halkın artık daha müreffeh ve daha özgür bir ortamda yaşamayı istediğini kaydeden Karamollaoğlu, ancak halkların bu isteklerinin batının umurunda olmadığını vurguladı. Batının öncelikle kendi menfaatlerinin korunmasını amaçladığını kaydeden Karamollaoğlu, "Ondan da önce birinci mesele olarak İsrail'in güvenliği geliyor. Bunun içinde de, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden ve insan haklarından vazgeçmeye hazırlar. Hiç umurlarında değil. Yeter ki, kendi menfaatlerini kollayacak bir yönetim işbaşında bulunsun" şeklinde konuştu.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
02-11-2011, 12:35 | #2 |
bak burada ne yazmışım salı günü:
mısırda yaşanan halk ayaklamasından sonra mısrın başına ömer süleyman geçerse mübareği aratmaz... değişen sadece isimler olur.politikalar aynen devam eder.bu işe ise en tedirgin olduğu belirtilen israil sevinir..bakmayın siz onların tedirginiz rahatsızız demelerine...ömer süleymanın avam tabirle kankasını söyleyeyimmi sakın şaşırmayın Avigdor Lieberman..eğer devrim buysa devrilen mısır halkıdır.... http://www.akpartiforum.com/showpost...5&postcount=11 |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|