![]() |
#1 |
![]() [HABER ANALİZ] Fakir öğrencilerin özel okullarda okutulmasını istemek de suçmuş..
![]() AK Parti'nin kapatılması için hazırlanan iddianamenin önemli bir bölümü eğitimle ilgili. İmam hatip liseleri ve başörtüsü başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı'nın çıkardığı yönetmelikler iddianamede detaylı olarak yer alıyor. Ancak kapatma gerekçesi sayılan Açık Lise veya İlköğretim Müfettişleri ile ilgili yönetmelikler Danıştay tarafından iptal edildiği için hiç uygulanmadı. Yani yürürlükte olmayan yönetmelikler, 'delil' olarak gösteriliyor. Bakanlığın defalarca tekzip ettiği 'din kültürü dersinde öğrencilerin camilere ve mezarlıklara götürüleceğine' dair haberler de iddianamede 'baş tacı' edilmiş. Başsavcı'nın 'fakir ve başarılı öğrencilerin devletçe özel okullarda okutulmasını' suç sayması dikkat çekici. Fakir öğrencilerin özel okullarda okutulmasını 'devletin niteliklerine aykırı' bulan Başsavcı, bu konuda çıkarılan kanunu veto eden 10. Cumhurbaşkanı Sezer gibi düşünüyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nı birkaç yıl uğraştıran '10 bin fakir ve başarılı öğrencinin özel okullarda okutulması' projesi, önce Danıştay tarafından yönetmelik durdurularak, ardından kanunun veto edilmesi ile engellenmişti. Katsayının sadece İHL için uygulandığını sanıyor İddianamede meslek liselerine yönelik gerçekleştirilen tüm çalışmaların, imam hatip liseleri için yapıldığı savunuluyor. İmam hatip liselerinin önünü kesmek için çıkarılan ancak tüm meslek liselerini mağdur eden üniversiteye girişteki katsayı uygulamasının kaldırılmasına yönelik çalışmalar, iddianamenin önemli bir bölümünü teşkil ediyor. 1999 yılında YÖK'ün bir kararı ile ortaya çıkan katsayıyı kaldırmaya yönelik tüm girişimler 'laikliğe aykırı ve imam hatip liselerini özendirici' bulunurken, meslek liselerinin durumuna değinilmiyor. Katsayının sadece imam hatip liselerine uygulandığı varsayılıyor. Başbakan Erdoğan ve Bakan Çelik'in "katsayı uygulamasının kaldırılacağına" yönelik açıklamaları dosyada geniş yer tutuyor. Başbakan'ın 2005 yılında Nizip'te dile getirdiği şu sözler kapatılma gerekçelerinden biri: "Sürekli olarak imam hatip okullarını öne çıkarmak suretiyle meslek liselerini mahrum etmek ayrımcılıktır. Bu yanlıştan vazgeçmelisiniz. Eninde sonunda bu ülke bu sorunu halledecek." CHP'li vekilin soru önergesi kapatma gerekçesi oldu CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin bir soru önergesi de iddianamede yer alıyor. Ancak CHP'li vekilin sorduğu ve iddia niteliğindeki sorular iddianamede 'belirlenmiştir' şeklinde yazıyor. İddianamedeki bazı iddialar ise kabul edilebilir değil: "Talimatla kitap onaylayıp onaylamayacağına bakılarak Talim ve Terbiye Kurulu'na üye atandığı, bunun da günün koşullarından, bilimsellikten, çağdaşlıktan ve Atatürkçülükten uzak öğelerle dolu kitapların çıkmasına yol açtığı, devrim tarihi ve Atatürkçülük dersinin içeriğinin Osmanlı yanlısı bir tutumla verildiği belirlenmiştir." Milli Eğitim Bakanlığı bu iddiaları bütünüyle yalanlamıştı. YÖK Başkanı'na geniş yer ayrılmış YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, hiç ilgisi olmadığı halde dosyaya girmiş. Özcan'ın üniversitelere gönderdiği 'Anayasa değişikliği sonrasında üniversitelerde artık başörtüsünün serbest olduğunu' bildiren genelgeleri 'kanunsuz' olarak niteleniyor. İddianamede şöyle deniliyor: "Çoğu üniversite rektörleri bu kanunsuz emre uymayacaklarını belirtip YÖK Başkanı hakkında görevi kötüye kullanmak ve benzeri suçlardan suç duyurularında bulunmuşlar, ancak konu resmî olarak kendisine intikal etmeden bir açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 'YÖK Başkanı hakkında soruşturmaya izin vermeyeceğim.' diyerek hiçbir araştırmaya gerek duymadan YÖK Başkanı'nın bu kanun dışı eylemini onaylamıştır." Üniversitelerarası Kurul'un YÖK Başkanı aleyhine yaptığı toplantılara da geniş yer verilen iddianamede ÜAK'nın YÖK Başkanı'nı istifaya çağırdığı hatırlatılıyor. İlk dava eğitim sendikasından İddianamede bir eğitim sendikası da suçlanıyor. Sendika hakkında, 'Cumhuriyet devrimlerine aykırı faaliyetleriyle bilinen Eğitim-Bir-Sen' ifadesi kullanılıyor. Memur-Sen'e bağlı faaliyet gösteren 120 bin üyeli Eğitim-Bir-Sen, bu yakıştırmayı kabul etmiyor. Başsavcı hakkında 'manevi tazminat' davası açmaya hazırlanan sendikanın başkanı Ahmet Gündoğdu, Başsavcı'nın 'Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhuriyeti ile Cumhuriyet Gazetesi veya Cumhuriyet Halk Partisi'nin cumhuriyetini karıştırmış olabileceği' düşüncesinde. "Bizim Cumhuriyet Gazetesi gibi aynı düşüncede olmadığımız birçok gazete var ama, Cumhuriyet devrimleriyle hiçbir sorunumuz yok." diyen Gündoğdu, iddianamenin 'ideolojik bir bakış açısıyla' yazıldığını savunuyor. Başörtülüyle fotoğraf çektirmek bile suç İddianamede okul dışında düzenlenen bir törende başörtülü öğrenciye ödül verilmesi ve bir milletvekilinin bu öğrenciyle fotoğraf çektirmesi suç olarak değerlendiriliyor. 12 Kasım 2007 tarihinde TÜBİTAK tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Şûra Salonu'nda düzenlenen ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in de katıldığı ödül töreninde, başörtülü lise 1. sınıf öğrencisi Elif Büşra Doğan'a ödülünü Müsteşar Yardımcısı Mehmet Temel'in verdiği hatırlatılıyor. Ardından "Aynı törende bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi Adıyaman Milletvekili Fehmi Hüsrev Kutlu'nun, ödül alan türbanlı öğrenci ile birlikte basın fotoğrafçılarına poz verdiği" ifadesi kullanılıyor. İBRAHİM ASALIOĞLU 17 Mart 2008, Pazartesi ZAMAN
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|