10-12-2009, 07:44 | #1 |
Habervaktim editör "Doğan çırpındıkça batıyor!"
Geçtiğimiz hafta yine Doğan yayıncılığın "vergi kaçakçılığı" gündeme damgasını vurdu ve neredeyse hafta boyu kamuoyunu meşgul etti.
İşte söz konusu yayıncı Doğan grubu olduğunda geçmişteki kabarık sabıkalarından olsa gerek tartışmalar bitmek tükenmek bilmiyor. Grubun gazete ve televizyonlarının yalan haberleri, iftiraları, karalama kampanyaları, milletin iradesine, yaşam tarzına, tercihlerine olan tahammülsüzlükleri zaten yıllardan beri süregeliyor. Bize göre bunda temel etken; grubun “gazetecilik için gazetecilik” yerine “ticaret için gazeteciliği” öncelemiş olmaları.. Zira Doğan grubu yayıncılık işleriyle ticari işlerini bir birine öylesine karıştırıyor ki ve de ticari işleyişte medya gücünü fütursuzca öyle kullanıyor ki sonuçta Türk medya tarihine bir ibret vesikası olarak geçecekler. Özellikle son bir yıldır, toplumu aydınlatması, bilgilendirmesi, gerçeklerden haberdar etmesi, en önemlisi de varoluş nedenlerinden biri olan haber vermesi gereken yayıncı grup, artık yaptıkları haksızlıklarla, hileli işlerle, usulsüzlüklerle, medya için önemli bir haber kaynağı haline geliyor. Medyaya bolca malzeme veren grup kendilerini haber yapanları suçlayıp yargıyı etkilemeye çalışmakla itham ediyorlar. Kendilerini aklamak için kendi ülkelerini yabancılara şikayet etmekte, gammazlamakta hiçbir beis görmüyorlar.. Hatırlanacağı üzere yaklaşık yedi ay evvel Vakit gazetesi belgelerle “Axel Springer’e yapılan satış usulsüzlüğünü” ortaya çıkartmıştı. Daha sonra neredeyse peş peşe grubun bir dizi usulsüzlük yaptığı ortaya çıktı. Yine bu usulsüzlükleri belgeleriyle yayınlamak Vakit gazetesine ve Habervaktim internet gazetesine nasip oldu. Takip eden süreçte devletin resmi kurumları Maliye, SPK ve mahkemeler devreye girdi. Elindeki medya gücünü kullanarak devletin resmi kurumları üzerinde tahakküm kurmayı alışkanlık haleni getiren Doğan grubu yöneticileri, tıpkı Aydın Doğan'ın eski ortağı Hazım Ersu’nun damadı olan SPK Başkanı Vedat Akgiray'ı gizlice ziyaret etmeleri gibi şimdide yetkili mahkemelere aracılar göndererek lobi yapmaları kamuoyunda yeni tartışmalara neden oldu. Grubun gazeteleri konuyu gündeme taşıyan Vakit gazetesine adeta savaş açtı. Kamu vicdanını kanatan bu vahim olayı görmezden gelen Doğan Grubu, Vakit gazetesinin yargıyı etkilemeye çalıştığını ileri sürerek, büyük bir panik havasıyla yaygara koparmaları son derece manidardı. Ancak aynı grubun “Vakit ve Sabah gazetelerinde yayınlanan haberler, Doğan Grubu’nun aleyhine yargıyı etkilemeye yöneliktir” açıklaması yaparken diğer taraftan Hürriyet, Milliyet ve Vatan gazetelerinin iki yıl önce dönemin Sabah gazetesinin sahibi Turgay Ciner için benzer konularla ilgili topyekün bir kampanya başlatmaları hafızalardaki yerini koruyordu. Bu durumda Doğan Grubu savunma refleksiyle dengesini kaybedip geçmişe dair defolarının ortaya çıkmasına aldırış etmeden çaresiz saldırılarına devam edecek gibi görünüyor! İlerleyen günler ne getirir bilinmez ancak biz gazetecilik görevimizi yerine getirmenin haklı gurur ve onurunu yaşıyoruz! Doğan Grubu da çırpındıkça batıyor! Zaman içerisinde ne olup ne bitecek hep birlikte göreceğiz. Çünkü her şey için Vakit en iyi ilaç!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|