AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-02-2018, 19:35   #1
Kullanıcı Adı
akses
Standart Haçlı ve hilal savaşının dönüm noktası 24 Haziran seçimleridir
Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olarak kontrolleri altına aldığını düşünen ABD ve İsrail, Devlet Başkanı Şimon Peres’e karşı Tayyip Erdoğan’ın One Minute çıkışı ile şaşkına döndü.

Bu çıkıştan sonra Türkiye-İsrail işbirliği kopma noktasına geldi. ABD-Türkiye-Ortadoğu’daki dengeler bir anda altüst oldu.


Türkiye’deki İsrail, ABD, AB yanlısı Mason işadamları ve İsrail yanlısı holdingler, bu çıkışın Türkiye›ye çok pahalıya malolacağını, Tayyip Erdoğan’ın idam sehpasına gideceğini konuşmaya başladılar. Çünkü yıllarca hortumladıkları faiz muslukları kesilmişti.

Tayyip Erdoğan’ın 2. önemli çıkışı da; 24 Eylül 2014 tarihinde BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasıydı. Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin, BM’yi etkisiz hale getirmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyip, dünya beşten büyüktür sloganını BM tarihinde ilk defa bir isyan bayrağı açarak, Türkiye adına dillendiren Sayın Cumhurbaşkanımız, bir haksızlığa dur demiştir.

3. çıkışı ise: Milli ve yerli para adımı, inşallah bu kur oyununu bozacaktır, altını belirli para birimi olarak kullanılır hale getireceğiz demesidir.

Her ülke kendi para birimi ile aralarında ticaret yapabileceği fikrini yayabileceği düşüncesidir. Daha doğrusu uluslararası paraların hegemonyasına son vererek, anahtar para olarak altını kullanacağız diyebilmiştir.

Bu fikir 200’e yakın ülkenin ekonomik ve finansal bağımlılığı olan Dolar ve Euro’ya karşı, önemli bir uyanış başlangıcı olabilir.

Bütün Milletler şu anda İngiltere ve ABD bankalarında bulunan altınlarını, Euro ve Doları iade ederek, geriye isteyebilirler.

Bu fikri ortaya atmak bile, ABD’nin ve AB’nin bir anda ekonomisini altüst edebilir.

Erdoğan’ın bu tehlikeli açıklamaları, ABD’yi çok tedirgin etti. Bir anda iç politikada pusuda yatmakta olan 2019 seçimlerini bekleyen Temel Karamollaoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir araya geleceği haberleri ve irtibatları duyulmaya başlandı.

İngiltere’nin madalyalı Türkiye Cumhuriyeti başkanı ile eski Refah Partili Temel Karamollaoğlu, birdenbire can ciğer kuzu sarması irtibatlarını çoğaltıp, Erdoğan’ın bu ABD için yapmış olduğu tehlikeli çıkışı, anayasa referandumu sürecinde bile, birçok il-ilçe teşkilatının EVET bir yana, HAYIR için çalıştığını pek çok yerde duymuştuk.

17-25 Aralık 2013 yargı ve emniyet darbesi, sonra da 15 Temmuz 2016 darbesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile mücadele noktasında olağanüstü çaba sarf ederken, (yalnız kaldım) sözleri ile bu mücadeleye yeteri derecede yanındaki parti mensupları ve bürokratlar yeterli gayreti göstermiyor, şeklinde ifade ediyordu:

Cumhurbaşkanımızın bir şekilde pasifize edilmesi, iktidarı kaybetmesi hatta suikasta uğraması ve öldürülmesi durumunda, Erdoğan’ın en yakınında bulunan kişilerin aynı gün içerisinde F. Gülen’e biat edecek şekilde ortada durmayı ve tribünlerden seyretmeyi tercih ediyorlardı.

Hatta bu kişiler, Erdoğan’ın ölüm haberini alır almaz, medya karşısına çıkıp, Erdoğan çok korkunç ve acımasız bir diktatördü, korkumuzdan ağzımızı bile açamıyorduk mealinde açıklamalarda bulunacaktı.

Sokağa çıkıp tankların altına atlayan, mermilere göğsünü siper eden sivil vatandaşlar, helikopterlere ve uçaklara karşı Mecliste bulunanların haricinde, devlet erkânından pek çok kimse canının derdine düşmüş, sivil vatandaş kadar devletine, vatanına, bayrağına sahip çıkamamış, milletvekillerinden, bürokratlardan birçoğu o gece telefonlarını dahi açmamıştır.

Türkiye Ortadoğu coğrafyasında bu kadar sorunu bir arada yaşarken, Suriye, Irak, Yemen, Mısır, Afganistan ve diğer tüm İslam beldelerinde Haç’a karşı, Hilal’in var olma mücadelesi verilirkenErdoğan’ı yok etmeye çalışmak, Erdoğan’ın iktidardan düşmesini veya suikastla yok edilmesini planlamak, imanla ve insaf ile bağdaşmaz.

Özellikle kendi hırsı açısından dolayı bulunduğu mevki ve makam da oturanların, küçük aksaklıkları bahane ederek, bürokrasideki mevki ve makam hususundaki boğuşmaları sebep göstererek, kendi uğradığı haksızlıklardan dolayı, Türkiye’nin batmasını, devletin bitmesini istemek, insafla ve izanla bağdaşmaz.

Yeni bir tarih yazılıyor, Trans Asya demiryolu ile karada, denizde yeni bir İpek Yolu inşa ediliyor. Çin›den başlayıp, Londra’ya kadar gidecek olan hattın kritik olan en önemli yeri kurulan yeni Türkiye’dir.

Bundan sonraki ortakları Rusya ve Çin’in yanında yer alan ülkeler zenginleşirken, Batılılar fakirleşecek nüfus yönüyle de geriye gidecek.

Çin, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Rusya, İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye ortaklığı bu güzergâhta el ele ve ekonomik işbirliği ile Yeni İpek Yolu’nun güçlü ülkeleri olacaktır.

Trans Asya Demiryolu vasıtasıyla Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden oluk oluk Avrupa’ya mal akacak ve ekonomi canlanacaktır.

Taşıma maliyetleri ve taşıma süreleri en alt seviye inecek, Avrupa limanlarına 2-3 ayda ulaşan Uzakdoğu malları, sadece 2 hafta içerisinde Avrupa’nın göbeğine taşınacak, inşaatı büyük oranda tamamlanan bu demiryolu koridorun bütünüyle çalışır hale gelmesi durumunda, Çin ile Türkiye arasındaki mal sevkiyatı süresi 30 günden 10 güne düşecek, karayolu mesafesinde 3000 km’lik azalma sağlanacak. Batılıların temel endişe ve korkusu işte bu projeden kaynaklanıyor.

Batı dünyası kargo taşımacılığı ve sigorta şirketleri önemini kaybedecek yeni İpek Yolu devreye girerek, Avrupa genelinde gemi ve konteyner taşımacılığı yapan lojistik firmalar, devasa sigorta şirketleri, gümrük ve liman işletmeleri batacaklar, fabrikaları kapanacak kıta Avrupa’sında işsizler ordusu oluşacak, Türkiye’ye akın akın sığınmacı, bu sefer Avrupa’dan da gelecek. İşte bu gelişmeler Batılıları perişan bir hale getireceği endişesiyle, Ortadoğu ve Afrika coğrafyasının önümüzdeki 100 yıl boyunca yeniden son verebilmek, var olan devletlerden yeni devletçikler oluşturarak, Müslümanları köleleştirmek için Erdoğan’ı ortadan kaldırmak istiyorlar.

İşte bu açıdan içimizdeki küçük hesapları bırakıp, Erdoğan’a, mevcut hükümete ve devletimize sahip çıkmamız lazım. Eğer Türkiye düşerse şu andaki hükümet ve devlet düşerse, Kâbe düşer, Mekke düşer, Kudüs, Şam ve Kahire düşer, İslamiyet zarar görür.

Bütün bu Haçlı dünyaya karşı, yükseliş trendinde olan 16 yıllık AK Parti hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti, inşallah hiçbir şekilde yıkılmayacaktır. Fakat en büyük tehlike FETÖ olduğu unutulmamalıdır. Ağacın kurdu kendindendir.

http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/nurettin-veren/hacli-ve-hilal-savasinin-donum-noktasi-24-haziran-secimleridir-24084.html?utm_source=partners&utm_medium=gazeteok u.com&utm_campaign=feed

 

akses isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi