|
![]() |
#1 |
![]() ![]() Tuhaftır ki, halk kendi dinini kendisi yaratmakla kalmamış, “aydın” geçinen, “tahsilli” bilinen insanları da bu dine çekmeyi başarmıştır. Artık halkla birlikte, tahsilli ve aydın kesimin büyük çoğunluğu da Hakk’ın dini üzere değil halkın dini üzere yaşamaktadır. Bu bakımdan, “halk” veya “avam” dediğimiz zaman aklımıza sadece okumamış, diploma ve titr sahibi olmamış insanlar gelmemeli; medreselerde hocalık hatta din hocalığı pâyelerine ermiş profesörler, şeyhler, efendiler, üstadlar, düşünerler de bu avam tabakası’na mensub sayılmalıdırlar; çünkü bu takımdan olan insanların pek çoğu da Hakk’ın dini hususunda halktan fazla birşey bilmemekte ve halktan farklı düşünmemektedirler. Bu halleriyle Hakk’ın dini üzere değil, halkın dini üzere yaşamakta; dünyaya Hakk’ın dini zâviyesinden bakmakta; olayları Hakk’ın dinine göre değil, halkın dinine göre yoruma tâbi tutmaktadırlar. Yaşar Kaplan Kalem ve Kelepçe
![]() Konu Kur'ânTalebesi tarafından (04-19-2011 Saat 21:01 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Atalarımızdan bizlere intikal eden her mirasın doğrusu yanlışı vardır...çeşişitli siyasi ve ikdisadi tartışmalar içinde doğup bize gelen alışkanlıklarımız yani...
Bunları yani bizlere intikal eden herşeyi araştırıp Kuran ve Sünnet dairesinde süzgeçten geçirmeliyiz...aksi takdirde yaşadığımıza inanır yanlışlarıda dinimize mal ederiz.. Paylaşım için teşekkürler |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|