![]() |
#1 |
![]() Halkına ‘of’ dedirtmeyen kaymakam
BEHRAM KILIÇ Sayı: 797/ Tarih : 15-03-2010 Of Kaymakamı Tuncay Sonel, bir buçuk yılda 42 projeyi hayata geçirdi. Yeni projeleri de yolda. Başarılı olan personeli yurt dışı gezisiyle ödüllendiriyor. Sıra dışı valilerden sonra sıra dışı bir kaymakamın portresi… ![]() vali ve kaymakamlarını sadece resmî törenlerde gördü Anadolu insanı. Devletin resmî yüzleriyle konuşamadı, tokalaşamadı. Hatta korktu takım elbiseli bu insanlardan. Ama son yıllarda birçok şeyle beraber bu fotoğraf da değişmeye başladı. Artık valiler, kaymakamlar halkın arasında ve halkın sorunlarıyla iç içe. Önceleri sadece belediye başkanlarının yaptığı işlere son yıllarda onlar da el attı. Devlet, halkının başını okşuyor artık. Onunla konuşuyor, sorunlarını dinliyor ve çözüm üretiyor. Böyle bir devlet adamı var Trabzon’un küçük ama adı büyük ilçesi Of’ta. Adı Tuncay Sonel. Makam odasının kapısında asılı duran A4 kâğıdında şu cümle yazılı: Kapıyı vurmadan giriniz. Biz de kapıyı vurmadan içeri girdik. Sonel, yaklaşık bir buçuk yıl önce tayin olmuş Of’a. Önceki görev yeri, Şanlıurfa’nın Birecik ilçesi. Az zamanda çok ve büyük işler yapmış Of’ta. Çalmadık kapı bırakmamış. Hz. Ömer’in “Kızıldeniz’in kıyısında bir koyun kaybolsa bu benden sorulur.” demesi misali, “Of’ta problemi, sıkıntısı olan herkes benim sorumluluğumdadır.” diyerek koyulmuş işe. Bir belediye başkanının, bir valinin, bir kaymakamın fihristine mutlaka alması gereken onlarca projeye imza atmış. Hatta daha da ileri gitmiş, başarılı memurları yurt dışı gezileriyle ödüllendirmiş. Tuncay Sonel, Adana doğumlu ama Karadeniz insanıyla öyle içli dışlı olmuş ki sanırsınız kırk yıllık Oflu. Zaten projeleri de Karadeniz insanının zekâsından izler taşıyor. Mesela, ‘Öğren okuma yazmayı, al altınlı diplomayı’ kampanyası buna bir örnek. “Of’ta okuma yazma bilmeyen 1296 vatandaşımıza ulaştık. Teşvik amacıyla okuma yazmayı öğrenenlere ‘altınlı diploma’ verdik. Kursa katılan 200 anneye de beyaz eşya dağıttık.” diyen Sonel, bununla da kalmamış. Velilere okuma yazma öğretmede başarılı olan 10 öğretmen ve idareciyi Halep-Şam gezisiyle ödüllendirmiş. Tuncay Sonel, Of’a tayin olur olmaz, öncelikle bir proje ofisi kuruyor. Ofiste ilçede çeşitli görevlerde bulunan 14 kişi var. Görevleri, ilçenin ihtiyaçlarına, gelişmesine dair proje üretmek. Şu ana kadar 42 proje hayata geçmiş. Bir başka çalışmaya bakalım. Of’ta Cumhuriyet’le yaşıt 93 vatandaşa ulaşılıyor. Kaymakam Sonel, hepsini evlerinde ziyaret ediyor, gönüllerini alıyor, sağlık taramasından geçirilmelerini sağlıyor. Barınma sorunu olanların barınma sorununu gideriyor. Yine ilçede 212 yetim ve öksüz çocuk tespit ediliyor. Sonel, bu yetim ve öksüz çocuklara birer mektup yazıyor. Hepsine tek tek ‘Anne babanız hayatta olsaydı, onlardan ne isterdiniz?’ diye soruyor. Kırmızı uçlu kalemden bilgisayara, lolipop şeker ve çikolatadan oyuncak ayıya kadar bu çocukların tüm istekleri yerine getiriliyor. Hatta bununla da kalınmıyor, bundan sonraki eğitim ve öğretimleri için de onlara yardımda bulunuluyor. Of’un çevre köylerinden merkeze gelen öğrenciler de unutulmamış. Her gün ilçeye okumaya gelen 219 liseli gence okullarında sıcak yemek veriliyor. Of’ta 26 okul var. 26 okulda, en çok kitap okuyan çocuklar tespit ediliyor ve her ay ünlü bir konuğun katılımı ile bu öğrencilere ‘altın’ hediye ediliyor. ‘Gonca güllerimiz solmasın’ projesinde okul öncesi çocuklara el atılıyor. Bu proje sayesinde Of’ta yüzde 57 civarındaki okul öncesi okuma oranı yüzde 93’lere çıkartılıyor. Bu projede başarılı olan 10 öğretmen Selanik gezisiyle ödüllendiriliyor. Onun başlattığı kampanyalar içerisinde en çok dikkat çekeni ise ÖSS’yi kazanmaya yönelik olanı. O gelmeden önce Of’ta ÖSS’yi kazanan öğrencilerin sayısı 26’ydı. Okul müdürlerine “Bu sayıyı üç katına çıkartın, sizi yurt dışı gezisiyle ödüllendireceğim.” diyor. Of’ta her lise ÖSS kursları düzenliyor. Bu kurslarda görev alan öğretmenlere Tuncay Sonel maddi yardımda dahi bulunuyor. ÖSS sonuçları açıklanıyor ve Of’ta 83 kişi üniversiteyi kazanıyor. Sonel, sözünde duruyor ve 5 okulun müdürünü İtalya’nın Venedik şehrine gönderiyor. Sonel’in Of’taki önceliği, eğitim ve sağlık. ‘Her evde ders çalışma masası’ projesi kapsamında 692 ihtiyaç sahibi öğrencinin evine ders çalışma masası ulaştırmak kimin aklına gelir? Trabzon-Of arası çalışan belediye otobüslerine kitaplık yaptırmak, yine ilçede bulunan kahvehane, berber, kuaför salonlarına kitaplık kurmak ve kitap dağıtmak gibi çalışmalara ne demeli? Of’taki öğrenciler bölgeyi iyi takip etsin diye Trabzon’da yayın yapan 6 yerel gazeteyi ilçedeki 26 okula ulaştırıyor örneğin. ‘Yeteneklerimizi keşfedelim’ projesinden de bahsetmeliyiz. Of’taki müzik ve beden eğitimi öğretmenleri bütün okulları gezerek müzik ve spora yatkın çocukları keşfediyor. Bundan böyle müziğe meyilli 111 öğrenciye piyano, kemençe, keman, flüt gibi dersler verilecek. Futbol, voleybol, boks, karate, tekvando gibi branşlarda yetenekli oldukları tespit edilen 300 öğrenciyle de özel olarak ilgilenilecek. Biliyorsunuz, 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü. O gün gelince ülke çapında konuşmalar yapılır. Özürlüler hatırlanır. Of’ta ise durum farklı. Sonel, ‘Hatırlanmak bir gün değil, her gün’ projesi kapsamında Of’taki tüm engelli vatandaşları bulmuş. Sayıları 577. Hepsinin tek tek tedavisi ile ilgilenmiş. Çoğunu evinden aldırıp, evine bıraktırmış. “Tatlı dilin, güler yüzün sermayesi yok. Bedava.” diyor Tuncay Sonel. “Sabah 8, akşam 5 mesaisi ile bu işler olmaz” diye de ekliyor. Yanında sürekli not defteri taşıyor. Gecenin bir vakti dahi aklına bir fikir geldiğinde hemen not alıyor. Memur, öğretmen, doktor, imam, jandarma hep beraber çalıştıklarını belirtiyor: “Bu iş ekip işi. Millî takım ruhu olması lazım. Eğer ‘biz’ dersek başarı gelir.” En büyük destekçisi ise Of Belediye Başkanı Oktay Saral ve Of’un ileri gelenleri. Çünkü yaptıkları ve yapacaklarının devletin desteği ile olması imkânsız. “Devletin Köy-Des diye bir projesi var. Bu proje kapsamında bize yol ve içme suyu yapımında kullanmak için 2009’da 1 milyon 166 lira ödenek ayrıldı. Bu parayı bitirdik. Ama ‘para bitti’ diyerek boş durmadık. Biz de Of’ta Hay-Des’i kurduk. Hay-Des, ‘Hayırsever İş Adamlarının Desteği’ demek. Of’un bir sürü zengini var. Devletin önemli mevkilerinde pek çok Oflu bürokrat var. Hepsinin tek tek kapısını çaldık.” Sonel’e göre Of bir marka. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde, hatta yurt dışında pek çok Oflu zengin var: “Marka ilçenin marka insanlarına ulaşmak gerekiyordu. Biz de öyle yaptık. Mesela, Ankara’da yaşayan Mehmet Turgut Aydıner kardeşimizden 4 milyon lira aldık, kültür merkezinin yapımı için. Samsun’da yaşayan Cemal Yeşilyurt amcamızdan bir okul sözü aldık. Ali Ağaoğlu ile temasımız oldu. O da -Allah razı olsun- bir tane yüksekokul, bir tane öğretmenevi, bir tane de Anadolu lisesi sözü verdi. Oflu olup Yalova’da oturan Dursun Dumangöz amcamız 12 derslikli ilkokul yaptırdı. Dünya Göz Hastanesi’nin sahibi Eray Kapıcıoğlu da Oflu. Ondan da destek aldık. Ulusoyların, Mehmet Ali Yılmazların, Nuhoğluların kapısını çaldık. Hepsinden de yardım gördük.” Sonel ve mesai arkadaşlarına, zenginlerin yanında Of’un bürokratları da yardımcı oluyor. Bu isimlerden biri de TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar. Oflu Başkan, Anadolu Öğretmen Okulu’nun binasını yapma sözünü verdi. Bayraktar ayrıca belediyenin tahsis ettiği 5 dönümlük araziye jandarmanın kullanımı için yeni bina yapacak. Kredi Yurtlar Genel Müdürü Hasan Albayrak da Oflu. O da 300 kişilik yurt binası yapma sözü verdi. Tuncay Sonel; ‘Of için herkesin ayağına gitmeye hazırız’ diyor. “Bazı iş adamlarımıza diyoruz ki bu parayı engelli vatandaşlarımız için kullanacağız. Diyorlar ki ‘Of’ta engelli vatandaş mı var?’ Evet var. Çünkü bu bölgenin insanı çok farklı. İhtiyacı olsa da makama gelmez. Siz ona gideceksiniz. Biz de öyle yaptık. 577 engelli vatandaşı arazide dolaşarak bulduk.” Sonel’e göre dışarıda, güçlü ve her sorununu halletmiş bir Of algısı var. Ama durum böyle değil. Of’un da eksiği varmış. Dolayısıyla projeler ihtiyaca, zamana, yörenin durumuna göre devam edecek. Başarılı kaymakamımızın sloganı da şu: Proje yap, iste. Hayırseverden, devletten, vakıftan iste, hiç fark etmez. Makamındaki sohbetten sonra onunla çarşıya çıkıyoruz. Nizam Usta’nın döner salonuna doğru gidiyoruz. Halkın ona gösterdiği sevgi ve teveccühe de bizzat şahit oluyoruz. Yolda karşılaştığı insanlara “Gel sana yemek ısmarlayayım.” derkenki samimiyetine... “Ben her zaman şunu söylüyorum.” diyor Sonel: “Siz bina yaparsınız, yol yaparsanız ama çalıştığınız bölgenin en uzak köyünde, bir yetimin, bir öksüzün, bir engellinin başını okşamazsanız, yaptıklarınız boş. Biz kimsesizlerin kimi olmaya çalışıyoruz. Devletimizin sıcaklığını, şefkatini yılın her günü insanımıza ulaştırmaya çalışıyoruz.Bu makamın asıl sahibi yöre insanı. Bunu biliyoruz. Durmak yok. İnşallah daha iyisine ulaşana kadar çalışmaya devam.”
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Tuncay Sonel;Gerçekten örnek bir kişiliğe sahip birisi..Bütün kaymakam ve valilerin örnek alması gereken şahıs..Ben Adana'dan tanıyorum kendisini,şahsen değil ama projeleri ile ve oranın halkının anlattıkları ile..Of'a tayin olması çok yerinde bir atama olmuştu..Kendisini tebrik eder,başarılarının devamını dilerim..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Bu adam anlatılmaz yau.. geçen sene daha yakın takip ediyordum ama bu sene malesef bakamıyorum pek (: zaman gazetesi karadeniz sayfalarını suslemesi ile haberdar oluyoruz sadece (:
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|