Atatürk bize akıl ve bilimi miras olarak bırakmıştır.DOgmaları değil..Ne yazık ki siz kemalistler Atatürk'ün devletçilik anlayışını kutsallaştırdınız...O günün şartları öyle olduğu için devletçiliğe sarıldı.AMa bugünün şartları çok farklı....

Atatürk zamanının Türkiyesinde sanayi atılımlarını devletin yapması kadar normal birşey olamaz...ÇÜnkü memlekete sermaye yok...%80 i köylü olan bir ülkede sermaye ne gezer:..?

Ama bugün semaye ıkıntısı o zamanki gibi yok...Dolayısıyla devlete de gerek yok...ÇÜnkü devletin hantal bürokrasisi bir işe girdimi eline yüzüne buşaltırıyor...

Devletin görev ticaret yapmak,mal alıp mal satmak değildir..Çünkü devlet tüccar olamaz...Devletin 2 asli görevi vardır

1-milli eğitim
2-milli savunma

gerisini özel sektör yapar...devlet sadece denetler,vergisini alır. -TAbii denetleme kurumlarının çok iyi çalışması lazım-

Özelleştirmeye karşı değilim. Ama özelleştirme Atatürk döneminde izlenen politikayla yapılmalı. O zaman vatandaşımızın elinde para yoktu, devlet yabancıya satmak yerine kendi işletti. Ben yabancıya bu kadar fazla mal verilmesine (adı ne olursa olsun ister özelleştirme ister başka şey) karşıyım. Bu işyerlerinin kârı sonuçta yabancıya gidiyor. Eğer kendi fabrikasını kurup işletecekse amenna! Buyursun gelsin yapsın işletsin. Ama hazır şirketleri işletmesi olmaz. En azından sınır olmalı. Sayın Abdullatif Şener'in konuyla ilgili düşüncelerine birebir katılıyorum. Ak Partinin, kafamda soru işareti bırakan, içime fazla sinmeyen tek yönü budur. Ama o kadarı kadı kızında da oluyor. Durmak yok, yola devam!

Dikkatini çekerim ödediğimiz elektirik faturusının %5 ya da 10 luk bir bölümü TRT ye veriliyor. Trt kar edemiyor tek başına halktan elektirik faturası içinden yardım alınıyor. Avrupa ADSL 2 ye geçti biz tam anlamyla adsl yi kullanamıyoruz bunun nedeni telekomun yıllardır sorun bir kurum olması. Tekel ne peki devletin sıgarası 5 lira yabancının 3 lira hangisini alır vatandaş... Özel kurumlar iş yapmazsa bu devlet parayı nerden bulacak da yapacak bu kadar işi ister misin maaşının hepsini vergi olarak vermek tabi ki hayır. İşte hiçbir kurum özelleştirilmemiş olsa idi o duruma düşerdik ya da sürekli borç alırdık. Bu kurumlar
sadece devlete yüktü ve özelleştirildi.

devlet kurumu nasıl batsın?.En fazla zarar eder...

İzmit seka fabrikası...

İşçileri memurun 2 katı maaş alıyor...
VErim ise normal fabrikanın yarısı kadar...
en yeni makinesi 50 yıllık...
Her yıl trinyonlarca lira zarar ediyor...

işte bu işletmenin zararları benim verdiğim vergilerle karşılanıyordu..

Böyle bir kurumu satmayıp ta ne yapacaksın

Elbette bunu satacaksın. Peki devletimizin satıştan gelecek paraya çok ciddi ihtiyacı var mı? Satış amaçlarından biri de bu olabilir mi? Asıl sorun burda. Eğer sorunun cevabı "hayır sadece zarar ettiği için satılıyor" şeklinde ise, o zaman Türk iş adamlarına karşı pozitif ayrımcılık yapılması gerekir diye düşünüyorum ben.

Elbete ki yerli işadamlarını tercih etmek gerekiyor.Ama sermayenin yerlisi yabancısı olmuyor diye düşünüyorum

Mesela;

Erdemir özelleştirileceği zaman Oyak, ''bize satın biz askerin milli semayesiyiz'' deyip duruyordu.HAtta ihale salonuna kırmızı beyaz takım elbise ile gelmişlerdi...SOnuçta ihaleyi Oyak kazandı.BUna herkes sevinmişti...


Ama kısa süre sonra,Oyak kendisini Hoollandalı bir şirkete sattı...HAni nerde kaldı senin ulusalcığın?

Bu gibi örnekleri daha da çoğaltabilirsin. Ama Oyak satışı başlı başına karmaşık bir olaydı. Avrupa parlamentosu bile zamanında Oyak'ın kapatılmasını (devredilmesi de olabilir) istemişti. Asker banka sahibi olamaz diyorlardı. Askeriyede sonuçta devletin bir kurumu olarak, devletin belirlediği kriterlere uygun şekilde sattı. Ben de bu tip satışlarda yerli sermayeye pozitif ayrımcılık yapılması gerekir diyorum. Ben parama bakarım, devlet izin verirse evimi yabancıya satarım. Ama devlet "hayır Türk'e sat" derse işin boyutu değişir. Bizim güçlü iş adamlarına, yatırımcılara ihtiyacımız var.