AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-18-2012, 01:43   #1
Kullanıcı Adı
Fatih Hakan
Standart Hangi Mezhep densiniz?
Fıkhi Sünni Mezhepler

Ehli Sünnet mezhepleri Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbelî mezheplerinden oluşur. Bu dört mezhepten ilki olan Hanefi mezhebi Maturidilik'e diğer üç mezhep (Şafii, Maliki ve Hanbeli) ise Eşarilik'e bağlıdır.

İtikat (inanç) bakımından bu dört mezhep arasında önemli bir farklılık yoktur. İtikat düzeyindeki farklılıklar sadece teferruattan ibarettir; ama fıkhi konularda yani uygulama ve ibadetlerde bazı farklılıklar görülür.

Bu mezhepler dışında, Sünnilik'te icma-i ümmete, kıyasa ve re'ye başvurulmasını kabul etmeyen, her sorunun çözümünü Kur'an'da, Sünnette, sahabe ve tabiunun görüş ve uygulamalarında arayan bir grup daha vardır. Bunlar; Selefiyye veya Selefiyyun (geçmişe bağlılar) olarak anılır. Bu düşünceye bağlı olanlar ortaya çıkan yeni sorunlara çözüm bulmakta yetersiz kaldıkları için fazla yandaş kazanamamışlardır.

Hanbeli mezhebi, Selefiyye anlayışına en yakın Sünni mezhep olarak tanınır. Ayrıca günümüz Sünni alimleri tarafından Selefiler, Sünni olarak görülmezler, Mücessime olarak görülürler.

Hanbelî Mezhebi'nin fıkhi görüşleri günümüzde 18. yüzyılda Arabistan'da dinsel ve siyasal bir hareket olarak ortaya çıkan Vahhabilik çerçevesinde yorumlanmış biçimiyle varlığını sürdürmektedir. Hanbelî olan İbn-i Teymiye'nin görüşlerini daha aşırı yola sokan Suudi Arabistan Vahhabileri'dir. Vahhabiler'in bazı itikadi inanışları Ehl-i Sünnet'ten farklıdır. Bu sebeple Sünniler, Vahhabileri Ehli Sünnet'ten saymazlar.
Sünni mezhepler (fıkıh okulları) dört tanedir:

Hanefi mezhebi
Şâfiî mezhebi
Maliki mezhebi
Hanbeli mezhebi

Bu dört Sünni fıkıh okulu dışında da fıkıh okulları olmasına karşın daha az sayıda izdeşe sahip olmuş ve diğer dört mezhep dışında daha az tanınmışlar ve zamanla yok olmuşlar ve izdeşleri tarafından kayıt altına alınmamışlardır.
Sünniler, her müslümanın bu mezheplerden birini benimseyip uygulamalarını seçtikleri bu mezhebe göre yapmaları gerektiğine inanırlar ve mezheplerin birleştirilmesini (Telfik-i Mezahib) uygun (caiz) görmezler.

 

Fatih Hakan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-18-2012, 19:12   #2
Kullanıcı Adı
Sevban
Standart
Ah bu mezhepçilik...
Birbirimizi yemekten düşmana fırsat vermedik.
Sevban isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-18-2012, 19:27   #3
Kullanıcı Adı
barayev
Standart
Alıntı:
Sevban Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ah bu mezhepçilik...
Birbirimizi yemekten düşmana fırsat vermedik.
ne güzel de söylemişsin. el-hamdulillah müslümanım
barayev isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-18-2012, 23:15   #4
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Mezhebli musluman degilmi?
Iman eden herkes mumindir.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-19-2012, 00:07   #5
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
Bu mezhep olayına tam bir açıklama getirmek gerek her müslüman bir mezhebe bağlı olmak zorunda mı diye merak ediyor insanlar
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-19-2012, 01:25   #6
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Öyle bir devirde yasiyoruzki...insanlar falanca mezhebdenim demeye korkar oldu sanki. Birileri hemen mezhepci damgasini vurmak icin hazirolda bekliyor .

Bir mezheb'e bagli olmak zorundamiyiz?
Iste er meydani...kendine, ilmine, nefsine güvenen varsa ciksin.
Herkes istedigini yapmakta muhayyerdir...kendinde bu zorunlulugu hissetmeyenler sorumlulugu sirtlarina yüklenirler.

Ben Imami Azam hazretlerinin ictihatina taabiyim.
Icim rahat elhamdulillah...
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-19-2012, 12:21   #7
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
BlueMoon Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu mezhep olayına tam bir açıklama getirmek gerek her müslüman bir mezhebe bağlı olmak zorunda mı diye merak ediyor insanlar
Mezhep İmamları Alim ve Müçtehid Müslümanlardır... Zorla değil ya ! Kendisine, İlmine, Ahiretine'de güveniyorsa Mezheplerden birini seçmek zorunda değil elbet ! Müçtehid alimler binlerce konuda Müslümanlara kolaylık sağlaması adına vebal almışlar ! Kendim vebal alırım diyen kişi Mezhep İmamlarının içtihadlarını kabul etmeyebilir !

Zorunluluk yalnız Ahir zaman yahutta Nefsaniyetin güçlü olması, Kibir, Kendine güvenme ve beğenme hastalıklarının ayyuka çıktığı bir zamanda bu Mezheblere olan takıntıları anlamak zor değil !

Lakin Mezhep imamlarının İlmini yahutta derince araştırmadan Mezheplerden bahsedenler zır cahildirler...! Onlarıda Haşa Peygamberler gibi önümüze koyanlarda haddi aşıyorlar ! Ama onların İlmini inceleyip günümüzde böyle derin Alimler yok görünüyor diyen bir yiğitte çıkmıyor maalesef...!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-19-2012, 23:01   #8
Kullanıcı Adı
_Ednâ_
Standart
Alıntı:
HaArP Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Zorunluluk yalnız Ahir zaman yahutta Nefsaniyetin güçlü olması, Kibir, Kendine güvenme ve beğenme hastalıklarının ayyuka çıktığı bir zamanda bu Mezheblere olan takıntıları anlamak zor değil !
Çok önemli bir nokta idi üstad, bu paranoyayla, Allaha inanmak için dine dahi ihtiyacının olmadığını söyleyen zaatlar var..
bu hastalıklar çok ciddi manada imanı zayıflatan, temkin, tedbir mülahazalarına zarar veren hastalıklar....
ki bizler bu mülahazalarımızı ayakta tutabilmek için, cemaatlere, bir pîre ve bunlar ışığında belirli kaynaklara dahi ihtiyaç duymak zorunda hissetmemiz gerekir kendimizi...
Bunu başta ahir zaman için Efendimiz a.s.v. öneriyor...

Mezhep meselesindede, bu meseleyi abartıp takım tutar gibi mezhebcilik yapmak doğru değil...
4 büyük imamımızın dördününde her dediğinin doğru olduğunu kabul ediyor,
yalnız yaşayış tarzımız zorunluluklarımız itibariyle,
belki bizi daha tedbirli olmaya iticek bir İmamı yol haritamız olarak seçiyoruz...
bunu ihtiyacımız olduğu için yapıyoruz...
bu itibarlada önce kabul etmemiz gereken şey; aciz, zayıf oluşumuzdur... ve ben bana yeterim ben kendime güveniyorumculuktan vazgeçmektir...

çünkü bizler Hafizanallah, bir hareketimizle imanımızı kaybedebilecek fıtratta yaratılmışız...
Rabbimizden korkmalı ve imanımızı bizden verdiği gibi tekrar geri alabilir korkusuyla tir tir titremeliyiz..

Konu _Ednâ_ tarafından (06-19-2012 Saat 23:05 ) değiştirilmiştir..
_Ednâ_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-20-2012, 04:15   #9
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
_Ednâ_ Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Çok önemli bir nokta idi üstad, bu paranoyayla, Allaha inanmak için dine dahi ihtiyacının olmadığını söyleyen zaatlar var..
bu hastalıklar çok ciddi manada imanı zayıflatan, temkin, tedbir mülahazalarına zarar veren hastalıklar....
ki bizler bu mülahazalarımızı ayakta tutabilmek için, cemaatlere, bir pîre ve bunlar ışığında belirli kaynaklara dahi ihtiyaç duymak zorunda hissetmemiz gerekir kendimizi...
Bunu başta ahir zaman için Efendimiz a.s.v. öneriyor...

Mezhep meselesindede, bu meseleyi abartıp takım tutar gibi mezhebcilik yapmak doğru değil...
4 büyük imamımızın dördününde her dediğinin doğru olduğunu kabul ediyor,
yalnız yaşayış tarzımız zorunluluklarımız itibariyle,
belki bizi daha tedbirli olmaya iticek bir İmamı yol haritamız olarak seçiyoruz...
bunu ihtiyacımız olduğu için yapıyoruz...
bu itibarlada önce kabul etmemiz gereken şey; aciz, zayıf oluşumuzdur... ve ben bana yeterim ben kendime güveniyorumculuktan vazgeçmektir...


Bu tarz örnekler ideolojik yönüyle Dine karşı olan güruhların bıraktığı zehirlerin etkisidir ! Çünkü geniş daire algısı çıkarcı, nefisçi, bencil, katı ve muhalefet, kendini beğenme, ilmini ispat için yahutta makam elde etme niyetlerinin bulunduğu dar ve Ya ak Ya kara gibi algılayışlara indirgenir ! Allah c.c. kalplerden ilmi almaz ! Alimlerini alarak alır hadisini işaret etmemiz gereken bir zaman dilimi ! Fakat şunuda belirtmek gerekir ki Müçtehid İmamlar bize salt taklidleri bırakmamışlardır ! Onlar aynı ilimleri hatta daha nice ilimleri öğrenme yolunu taklid edin ! Yani Müçtehid olun bizden daha Alim olun diye öğütlemişlerdir !!!



Alıntı:
çünkü bizler Hafizanallah, bir hareketimizle imanımızı kaybedebilecek fıtratta yaratılmışız...


Bu korku imanın derecesidir ! Lakin günümüz algıları İlimden korkmak olarak tanımlarlar ! Oysa ki İlimde derinleşenlerin daha fazla korkması gerektiğini unuturlar !!!

Alıntı:
Rabbimizden korkmalı ve imanımızı bizden verdiği gibi tekrar geri alabilir korkusuyla tir tir titremeliyiz..
Çok doğru kardeşim...! Emin olunan şey Dindir ! Şahsi kurtuluşumuz Allah'a bağlıdır ! O dilediğini affeder Dilediğini cezalandırır ! Ama biliriz ki Asla zerre kadar Haksızlık etmez ! Ümit ile korku arasında olmamız gerekir !

Allah'ın yarattığı kullar, onun yarattığı arz, onun yarattığı vücutlar ve ruhlar hatta onun yarattığı hükümler, Onun yarattığı Kur'an ve Peygamber ! Her biri geniş dairede selamet iken ! Hak için Hakkı hakkıyla söyleyemedikten sonra Haksızlık etmek yerine ! Nefislerin, şeytani telkin ve ideolojilerin zehirlerini kendi nefislerimizde Ruh ve mana alemlerimizin yok edildiğini ! Aslında yalnız nefsimize zulm ettiğimizi kavramıyor muyuz

Her nefis ölümü tadacaktır !!! Dönüş Allah'adır !
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-20-2012, 15:38   #10
Kullanıcı Adı
_Ednâ_
Standart
Alıntı:
HaArP Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
[/COLOR]

Bu tarz örnekler ideolojik yönüyle Dine karşı olan güruhların bıraktığı zehirlerin etkisidir ! Çünkü geniş daire algısı çıkarcı, nefisçi, bencil, katı ve muhalefet, kendini beğenme, ilmini ispat için yahutta makam elde etme niyetlerinin bulunduğu dar ve Ya ak Ya kara gibi algılayışlara indirgenir ! Allah c.c. kalplerden ilmi almaz ! Alimlerini alarak alır hadisini işaret etmemiz gereken bir zaman dilimi ! Fakat şunuda belirtmek gerekir ki Müçtehid İmamlar bize salt taklidleri bırakmamışlardır ! Onlar aynı ilimleri hatta daha nice ilimleri öğrenme yolunu taklid edin ! Yani Müçtehid olun bizden daha Alim olun diye öğütlemişlerdir !!!





Bu korku imanın derecesidir ! Lakin günümüz algıları İlimden korkmak olarak tanımlarlar ! Oysa ki İlimde derinleşenlerin daha fazla korkması gerektiğini unuturlar !!!



Çok doğru kardeşim...! Emin olunan şey Dindir ! Şahsi kurtuluşumuz Allah'a bağlıdır ! O dilediğini affeder Dilediğini cezalandırır ! Ama biliriz ki Asla zerre kadar Haksızlık etmez ! Ümit ile korku arasında olmamız gerekir !

Allah'ın yarattığı kullar, onun yarattığı arz, onun yarattığı vücutlar ve ruhlar hatta onun yarattığı hükümler, Onun yarattığı Kur'an ve Peygamber ! Her biri geniş dairede selamet iken ! Hak için Hakkı hakkıyla söyleyemedikten sonra Haksızlık etmek yerine ! Nefislerin, şeytani telkin ve ideolojilerin zehirlerini kendi nefislerimizde Ruh ve mana alemlerimizin yok edildiğini ! Aslında yalnız nefsimize zulm ettiğimizi kavramıyor muyuz

Her nefis ölümü tadacaktır !!! Dönüş Allah'adır !

çok mühim meseleler üzerinde durmuşsunuz,
Rabbimizin Rahman ve Rahim ismi celillerini düşünerek ümidi elden bırakmamalı,
fakat onun Adil ve Kahhar isminide düşünerek korkmalıyızda,
bu dediğiniz gibi ümit ve korku arasında bir hissiyat olmalı...

ilimde derinleşenlerde zannediyorum kendine güven artıyor,
lakin dediğniz gibi ilimde derinleştiğimiz nisbette korku çoğalmalı,
çünkü şeytanın asıl işi Rabbimizin yolunda sürekli yol katetmeye çalışanlarladır.. bu nisbettede imtihanlar çoğalacaktır..
imanı sağlamlaştırmak, sürekli yenilenmek, ubudiyet hayatımızda sürekli yol katetmek... bunlar düsturumuz olmalı zannediyorum.
_Ednâ_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi